Felsefe ve İnsan
09 Aralik 2013 09:26:18
Sevgili Okurları,
Bu yazımda"Felsefe"ve"İnsan"konusunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Felsefe bir diğer adı ile düşünbilim, insanın kendisini, varlığı sorgulaması yanında hakikat, doğruluk, akıl ve dil gibi temel kavramları da sorgular ve bu konular üzerinde akıl yürütüp, araştırmalar yapar.
Felsefenin insanla anlam kazanması, insanın temel biçimde kendini sorgulaması,"kendini bilmek"istemesi ile başlar..
Yunus Emre'nin "ilim ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir"dediği ve eski tapınaklarda ve pek çok felsefecinin özellikle Cicero'nun toplumla paylaştığı çok ünlü bir motto olan"Kendini Bil-Know Yourself" ile ifade ettiği üzere, kişinin kendi hakikatine dair fark edişleri ve bu fark edişler doğrultusunda kendindekipotansiyelini/deneyimlerikullanması çok önemlidir.
Kendine/orijinedair fark ettiklerini akıl yolunu kullanarak process eden kişiden, isabetli çıktılar oluşur.
Unutulmamalı ki; Sağlıklı toplumlar, sağlıklı bireylerden oluşur.
Aktif bireyler de sorgulayan, araştıran beyinlerden meydana gelir.
Bu açıdan baktığımızda da, eski zamanlardan bu yana, bu sorgulayan ve neticesinde açığa çıkanları toplumla paylaşan ve toplumu fikirleri ile olumluyönde şekillendiren nice değerli beyinler, düşünürler olmuştur.
İşte felsefe, özellikle kişinin ve sistemin hakikatine dair sorgulanan sorulardan ibaret olmayıp, bunların neticesi cevapları da içermektedir.
Bu cevaplar da kişiyi, beyinin çok önemli bir bilişsel fonksiyonu olan"Özfarkındalık"seviyesine taşır.
Dolayısıyla,felsefe, bu özfarkındalıklı yaşama ulaşmada önemli bir yol/köprüdür.
Değerli Okurlar,
İşte burada önemli bir noktaya ulaşıyoruz. ..
İnsanın hakikatine dair yolculuğu, esas olarak felsefik anlamdaki sorgulamadan, o köprüyü geçtikten sonra başlamaktadır..
Bu da; kişinin fark edip, idrak ettiklerini yaşama seyridir.
İşin sadece sorgulamasında kalan vebulunduğu ortamın caydırıcılığına takılıp, seyre devam edemeyenler için, olay felsefikbir noktada kalmıştır ve onlar sadece düşünce ile ulaşılan mantıksal ve isabetli bilgilerin verdiği tatminlik içinde oyalanır dururlar.
Bu, onlarda hakikatlerini yaşamaya götürmek yerine, toplumda edindikleri bilgi ile övünen ve egosunu güçlendiren bir hal yaratır..
Daha da ötesi"ben biliyorum, ben kendimi tanıyorum" diyerek, ulaştıkları ama kullanamadıkları bilginin hapsinden kendilerini çıkaramazlar.
Bunun daha vahimi ise, bu sorgulama ve tefekkürü hiç gerçekleştirmeyen insan faktörünü ortaya koyar.
Bu birimler,içinde yaşadığı sistemin acımasız çarkları arasında kalıp, yaşamın anlamını çözemeden, çeşitli sorunlarla boğuşarak, bu hayat arenasından silinip gitmeye mahkum olurlar.
Hayatları yaşanacak türden bir mutluluk değildir. Mutluyum diyen ise kendini avutmaktadır. Bu türlerin öngördüğü bu dünyaya ait insansı eliyle gerçekleştirilebilecek bir mutluluktur.
Bilgisi doğaya, tanrıya dayalıdır.
Sonuçta, özfarkındalığa ulaşmak için yapılan tüm felsefik sorgulamalar; hakiki anlamda"insan"manasının açığa çıkış farkındalığı için ilk ve çok önemli bir basamaktır.
Bu anlamda, yaşam ve her A'nı çok değerlidir.
Kişinin kendisine yapacağı en önemli ve yararlı şey de, her türlüsorunları/bahaneleribir tarafa bırakarak,gerçeği/hakikatinisorgulaması ve bu orijine dair ulaştığı cevaplar ile kendi yaşamına bir yön vermesi ve sadece"felsefe"de kalmamasıdır.
Temennimiz budur.
Ahmed F. Yüksel
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com