mhamdiguner@hotmail.com
SEÇKİN İNSANLARA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI (!)
08 Ocak 2021 11:17:45
Günerle Cuma Sohbetleri
Covid-19 salgını sebebiyle devletimiz çeşitli yasaklar koymaktadır. Elbette bunlar fert ve toplumun sağlığını düşünerek yapılıyor; ama hepsinin uygun olduğu söylenemez. Özellikle 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmalarının günde 3 saat ile sınırlandırılması doğru olmamıştır. İhtiyar seçme demektir.
Her şeyden önce bu sınırlandırma diğer saatlerde sokağın, çarşıy-u pazarın diğer saatlerden çok daha kalabalık olmasına sebep olmaktadır. Çünkü günde 21 saat sokağa çıkamayan insanların 3 saatlik kısa süre içinde hemen birçoğu sokağa, çarşı-pazara çıkacaklardır. Yani sokağa çıkmalarının serbest olduğu 10-13 saatleri arası izdiham yaşanacaktır. Bu izdihamın 20 yaş altı genç ve çocukların aynı saatte sokağa çıkma yasağıyla önlenmesi mümkün değildir.
Ayrıca 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmalarının önlenmesi onların gerek sokaklarda ve gerekse çarşı ve pazarlarda diğer insanlara örnek olacak davranışlarının görülmesi engellenmiş oluyor. Evet… Yüzde 99’u Müslüman olan 65 yaş üstü vatandaşlarımız bilgili ve tecrübeli insanlardır. Onlar yaşlarının verdiği güvenle de sokak ve çarşılarda gördükleri yanlış davranışlara nazik bir şekilde müdahale eder ve o yanlışların önlenmesinde öncü olurlar. Ben bunun şahidiyim.
Bahusus halk arasında riayet edilmesi gereken mesafe kuralına uymayanlara yapılacak uyarıların ihtiyarlar tarafından yapılması daha etkili olmaktadır. Maalesef gençlerimiz kendi yaşıtlarının uyarılarına tepki bile gösterebiliyorlar. Bu nedenle 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmalarının yasaklanması doğru olmamıştır.
Daha düne kadar köylerimizde yaşlılar arasından “ehl-i vukuf” adıyla belirlenmiş üç-beş kişi köy sakinleri arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkları giderirlerdi. “Ehl-i vukuf” ta görev alan bu kişilere Kur’an-ı kerimde hakem ismi verilmektedir. Batı daha yeni yeni bu usulü uygulamakta ve bunlara ombudstman ismini vermektedir.
Yaşlı insan tahsil görmemiş olsa bile “Hayat Okulu”nu bitirmişlerdir. Tarihimizde savaşlarda çıkmaza giren komutan veya idarecilerin aklı başında yaşlı kişilerle görüşerek çıkış yolu buldukları bilinmektedir.
Yaşlanınca bazıları gibi kamburlaşmak ve yürüyemez hale gelmemek için genç ve dinç kalmak isteyen bir gencin 60 yaşındaki bir kişiye bunun çaresini sorması üzerine onun “sen beni geç, falan yerde benim 80 yaşında bir ağabeyim var, ona git demesi, onun da “sen beni geç, falan yerde benim 100 yaşında bir ağabeyim var, ona git demesi ve yüz yaşındaki sağlıklı adamın “evladım hoş geldin, önce bir yemek yiyelim, ondan sonra sana genç kalmanın çaresini anlatırım” deyip yemek sonunda hanımından iyi bir karpuz getirmesini istemesi ve hanımının getirdiği karpuzu beğenmeyip daha iyisini getir demesi, ama onu da beğenmeyip üçüncü birini getirtmesi on da beğenmeyip kendisinin gidip getirmesi ve sonunda da “işte evladım! Ben hanımı üç defa geri çevirdim; ama o buna rağmen kızmadı. Ben de “Bir karpuz seçmesini bilmiyorsun” deyip kızmadım. Genç kalmanın çaresi kızmamaktır” diyerek sabırlı olmayı öğretmesi olayını hatırlarsak yaşlı insanların toplumdan soyutlanmasının çok yanlış olduğunu anlamakta zorlanmayız.
Medeni ülkeler vatandaşlarını çok yaşatmakla övünürken biz çok yaşamak suçmuş gibi 65 yaş üstü insanlarımızı toplumdan tecrit etmekle iyi bir yere varamaz. Yakın bir geçmişte emeklilik yaşının 70 yıla çıkarılması bile gündeme gelmişti. 65 yaşında emekli edilen birçokları için “mesleğinin en olgun ve tecrübeli çağında emekli olmamalıydı” yakınması kulaklarımızda çınlamaktadır.
Peygamberimizin “Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygıda bulunmayanlar bizden değildir” sözünü burada hatırlamakta fayda vardır.
M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com