Keçiborlu’da Ramazan Vaizi olarak durmadan önce (l962 Ocağında) Yalvaç’a gitmiş merkez camiinde iki defa vaaz etmiştim ve o akşam medrese dedikleri yere götürülmüş ve istek üzerine okunan Risale-i Nur’da anlaşılmayan kelimeleri açıklamış, o gece orada kalmıştım.

“26.8.2021 günü Keçiborlu’yu ziyaret için önce Isparta’ya gittiğimde sabah olmuştu. Erkenden Aziz ULU’yu bularak onun delaletiyle Yalvaç’a gittim.

Yol üzerinde 4600 nufüslü Gelendost ilçesi dikkatimi çekti. Tam ova içinde ilçe yapılması ovanın binalarla kapatılacağı endişeni verdi bana. Hemen yakınındaki Bağıllı köyü yamaç ve tepemsi bir yerdedir. “Gelendost’u ilçe yapanların yerinde olsaydım Bağıllı’yı ilçe yapar Gelendost’un kapatacağı ovayı kurtarırdım” diye düşündüm.

Yalvaç’ta Muhasebeci Hasan AKSOY’u ziyaret ederek bazı bilgiler aldım. Hamidiye camiinde öğle namazını müteakip Sabah ve Akşam namazlarından sonra okunan Haşir suresinin sondan 2 ve 3. Ayetlerinin koronaya karşı nasıl dua yerine geçeceğini anlattım. İmam Mevlüt Sücüllü ile tanıştım.

Yalvaç’ın nufüsü tabelada 22000 olarak gösterilmişti. Halbuki Aziz ULU Isparta’nın 200 bini aştığını söylemişti. Yani Isparta aşırı bir şekilde büyümüş fakat Yalvaç yerinde saymıştı. Bazı Yalvaçlılara bu kanaatimi açıklayınca çok göç verdiklerini söylediler. Ülkemizde dengesiz bir büyüme olduğu orada da görülüyor. Köyler küçülerek tarım giderek zayıflıyor.

Bir Osmanlı kahvesinden bahsedilince görmek istedim. Ancak baş açık ve dapdaracık bir pantolonla bir kızın garsonluk yapması tezadıyla karşılaştım; kahve sorumlusunu uyardım.

Akşama doğru Isparta’ya dönerek Karaağaç Mah. Meydanlık camiinde yine Haşir suresi sondan 2 ve 3.ayetlerinin, ayrıca Felak ve Nas surelerinin Corona’ya karşı nasıl dua olabileceklerini açıkladım. Geceyi İ. Hatip Ali DOĞANAY’ın evinde geçirdim.

27.8.2021 Sabahı İ.Hatıp DOĞANAY’ın delaletiyle Keçiborlu’ya hareket ettim. Yolda otobüsten yeni ilçe Gönen’i seyrettim. Bir tepe ve yamaçta olduğu için cızlamadı içim. Çünkü bu yeni ilçe büyüse de tarım arazilerine tecavüz etmeyecek. Bu durum hoşuma gittiği için bir çay ocağında tanıştığım ve Isparta’da oturan Gönen’li Süleyman Çetinkaya’yı Isparta’daki dost ve tanıdıklar zarfına aldım.

Aynı gün Keçiborlu Müftüsünü ziyaret ettim. Yalvaç’lıymış. Bana Kavaklı Camiinde vaaz etmeyi teklif etti. Ben de Fatiha’dan ve kâinatın ilahi düzeninden bahsettim. Gadaba uğrayan Yahudilerin ve Dalalete düşen Hıristiyanların değil dosdoğru yolda yaşamış Hz. Ebubekir, Ömer, Osman Ali’lerin yolunda yürümemiz gerektiği üzerinde durdum. Ehl-i kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların) hevasına uyanların zalim olacaklarını açıkladım.

İkindi namazından sonra merkez camiinde kısa bir konuşma yaparak ilçeyi ziyarete geldiğimi ve 59 yıl önce orada vaaz ettiklerimden hayatta kalanlar veya çocuklarıyla görüşmek istediğimi duyurdum.

Namazdan sonra Cami kamelya (kamerya) sında birkaç kişiyle tanıştık. Hasan DİNÇER 1937’li olup o gün için 92 yaşındaydı ki ben orada Ramazan vaizi iken 30 yaşları civarında olduğu anlaşıldı. Mustafa Rıdvan KAYHAN ise l962 başlarında ben orada iken terzilik yapıyormuş, sonra ziraat memurluğundan emekli olmuş. Hüseyin Görgülü (Zeki Kundura dükkanının sahibi) Kamelyamıza meşrubatlar getirdi; sağ olsun.

28.8.2021 Günü konfeksiyoncu Raşit GÖRGÜLÜ sabah kahvaltısı için evine götürdü, sonra kendi arabasıyla beni Senir Beldesi’ne attırdı. Öğle namazında beldenin Merkez Camiinde imamdan başka tek bir kişi vardı. Yani 3 kişi namaz kıldık. İki kahvede 20 veya 15 şer kişi vardı.

Karaçavuş kahvesinde atasözü diye “İnsanoğlu hilekârdır; kimse bilmez fendini / Kime iyilik ettiysen sakın ondan kendini” yazılı bir kartın naylon kap içinde çay ocağının müşteriye bakan cephesinde duruyordu. Onu kahve dışında oturanlara okuyup yanlış olduğunu söyledim. Biri itiraz etti ama ben “insanların tümünü hilekâr olarak tanıtan söz atasözü olamaz; olsa bile yanlıştır” dedim; sustular.

Oradan bir servis otobüsüyle Kılıç köyüne geldim. İkindi namazından sonra Haşir suresinin son 3 ayetini okuyup koronaya karşı nasıl dua olabileceğini, Felak ve Nas surelerinin de koronaya karşı dua niyetiyle okunursa koruyucu olabileceğini anlattım.

Daha sonra Köy Kahvesinde Necdet ÇOMAK ve birkaç kişiyle sohbet ettik. Akşam namazından sonra yine bir aşir okuyup açıklamasını yaptım. Necdet bey akşam yemeği için beni evine götürdü. Kılıç köyü Senir Beldesi’nden çok farklı.

Necdet Bey arabasıyla beni Keçiborlu Otogarı’na götürdü. 21.50 de vedalaşarak otobüse bindim. Yol boyu uğradığımız bazı otogarların bir katlı olması arazilerde iktisat yapılmadığını üzülerek müşahede ettim.

M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü