mhamdiguner@hotmail.com
C A N A L İ S T A N B U L
04 Haziran 2021 11:40:11
Günerle Cuma Sohbetleri
Son yıllarda iktidar tarafından Karadeniz’i Küçük Çekmece üzerinden Marmara’ya bağlayacak bir kanal yapılacağı söyleniyor. Hatta bu Haziran’da buna başlanacağı ifade ediliyor. Muhalefet (iktidarın müttefiki durumunda olan MHP hariç) hepsi karşı çıkıyor.
Ben bunların hiçbirinin taraftarı olmayan bağımsız bir düşünceyle bu konudaki görüşümü kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.
Yapılan incelemeye göre kanalın boyu 44-45 km olacak genişliğinin ise 70 metre olacağından bahsediliyor ki bu asgarisidir. Böylece 44000x70=3080.000 (3080 dönüm) arazi sadece kanal için yok edilecek demektir.
30 Km olan Boğaz üzerinde üç köprü olduğuna göre kanal üzerinde en az beş köprü yapılması gerekecek. Bu köprü ayakları da (her iki tarafı dikkate alırsak) beşer dönüm işgal edebileceğine göre toplam 50 dönüm arazi de köprü ayakları için kullanılacak. Böylece 3080+50= 4120 metrekare arazi kanal için heba edilmiş olacak.
İstanbul’un taşı toprağı altındır denir. Gerçekten tarım olarak da bu topraklar çok verimlidir. Öyleyse 4 bin 120 dönüm verimli bir tarım arazisi yok edilmiş olacak. Bu zarar kanalın getirisini karşılayabilir mi?
Vatanımız tarıma elverişli bir ülke olmasına rağmen son yıllarda dışarıdan birçok tarım ürünü ithal etmek durumunda kalmışken bu kanal yüzünden tarım bakımından dışa daha da bağımlı hale geleceğiz. Bu nedenle bu kanal tarım sektöründe birçoklarının canını alacak.
Ayrıca onlarca köprü yapamayacağımıza göre kanalın doğu ve batısında oturan vatandaşlarımız şimdi olduğu gibi kısa mesafeden rahat bir şekilde geçemeyecek
Yapılan açıklamalara göre kanalın kenarlarında 2 milyonluk bir şehir oluşacak. Bu ise yine o münbit (verimli) arazinin daha da yok olmasına yol açacak. Yani Tarım için öldürücü bir darbe olacak.
Ayrıca deprem hattı üzerinde olan İstanbul’un depreme karşı daha zayıf duruma düşmesine sebep olacak.
Bir vatanperver olarak Anadolu’nun boşalmasını tehlikeli bularak İstanbul’un Anadolu’ya dönmesi hayallerini kurarken Kanal İstanbul’un çevresinde iki milyonluk şehrin kurulmasının buna engel olacağını görüyor ve üzülüyoruz.
Anadolu nüfus kaybederken İstanbul’un daha da büyümesi bir gemideki insanların eşit bir şekilde değil de geminin arka veya ön tarafına toplanıp geminin batmasına sebep olmasına benzer bir durum oluşturur. En azından demografik olarak dengesizlik meydana getirir.
Bir savaş çıkması halinde düşman İstanbul boğazından geçemeye çalışacağı gibi kanaldan da geçmek isteyecek. Yani düşmana Karadeniz’den Marmara’ya kestirme yoldan geçme imkanı verecek. Çünkü o zaman bir boğazı değil iki boğazı korumak zorunda kalacağız ki işimiz zorlaşacak demektir.
Düşman gemilerinin kanaldan geçmesi engel olduğumuz düşünebiliriz. Bu defa düşman kanaldan geçemeyince kanal üzerindeki köprüleri vurup büyük tahribat yapabilecek.
Bana öyle geliyor ki kanal İstanbul’un inşası hem ekonomi ve hem de sosyal hayatımızı ifsad edecek. Yüce Rabbimiz kutsal kitabında: “Islahından sonra yeri ifsat etmeyin/yerde fesat (düzensizlik) çıkarmayın”(Araf 56) buyuruyor.
İktidara sesleniyorum: “Gelin İstanbul’un Trakya topraklarında kurulu düzeni bozmayın!
Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com