CİNAYET... CİNAYET...
  Kavga... Kavga: Bakın ne kavgası?
  Depremden kurtulmuştu..
  Garaj yangınında araçlar küle döndü!
  Servise binip okula gidecekti!!!
  Silahlı Kavga: Can Kaybı!!!
  Seçim Dönemi madde madde usül ve esaslar resmi gazete'de!..
  Çarpıştılar!..
  Aday adaylığını açıkladı!..
  İşyeri yangını!
29 Mart 2023 Çarşamba
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
KAYIP-YAS SÜRECİ

KAYIP-YAS SÜRECİ
12 Aralik 2012 09:09:26

Yazar : Dilek Şen Karakaya
dileksen
  • Whatsapp ta Paylaş

Hayat bu kimine göre ak mı ak, kimine göre karamı kara, kimine göre ağlamaklı, kimine göre gülmekli, insanların hayata karşı bakışı değişirken herkes için ise en büyük gerçek bir gün bu hayatın biteceği. Özellikle genç yaşta olan insanlar olarak bizler ölümün bizim başımıza gelmeyeceğini, bizlerin dokunulmaz olduğunu, çevremizde ki insanların ya da sağlık çalışanı olarak hastalarımızın başına geleceğini düşünürüz. Fakat ne yazık ki ölümlü olma ve bunun bir kader oluşu kaçınılmazdır. Kendimizin ölümlü oluşu bir yana, sevdiklerimizin ölümlü oluşu katlanılması çok zor ama en büyük gerçektir.

Sevdiğimiz insanın ölümü bizim için çok acıdır. Büyük bir yıkımdır. Belki de mücadele etmek zorunda kalacağımız vazgeçiştir. YAS; insanın kayıplara verdiği doğal ve evrensel bir yanıttır.

Önemli olan o vazgeçişi yaşayabilmektir. Herkes için zor olan kayıp süreci bazı kişiler için katlanılabilir bir süreçken, bir başka kişi için tam bir felaket ve katlanılamayacak kadar büyük bir acıdır.

Kaybı kabullenmek ve hazmetmek demek, kaybı unutmak demek değildir! Sadece kayıpla birlikte yaşamayı öğrenmek; tekrar hayatla birlikte akabilecek gücü ve cesareti toplayabilmek demektir...

Yaşadığımız her kayıp bizde derin duygular uyandırır ve zor bir süreçtir. Bütün yoğun duygular gibi belirli bir zaman sonra acımız dinmese de normal hayatımıza bir süre sonra kaldığımız yerden devam ederiz. Yaşanılan duyguların şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişiklik gösterse de genel olarak yas sürecinin evreleri vardır ve yas tutmak gereklidir.


YAS TUTMAK NEYE YARAR

Kaybın gerçekliğini kabul etmek anlam ve önemini anlamak

Kayıpla birlikte gelen acı ve kederi özümsemek

Değişen yaşama adapte olmak ve ayak uydurmak

Ölen kişiyi "bırakabilmek" ve duygusal anlamda bu kişiyi hayatımızda yeniden             konumlandırarak hayata devam edebilmek

O halde yas tepkisi yaşanması gereken ağrılı bir vazgeçiştir. Freud (1917), bu doğal tepkiye müdahale etmemek gerektiğini öne sürmüştür

 

NORMAL YAS

Yas bir kayıp sonrası görülen fiziksel, duygusal, inançsal, davranışsal, öğeler içeren normal bir tepkidir ve bir süreçtir. Normal yasta tepkilerin kaybın hemen ardından şiddetli olması ve zamanla azalması beklenir. Her kişinin deneyimi farklıdır.Yas genellikle inkâr, korku, yalnızlık, keder, öfke ve bırakmayı içerir.Bazı insanlar farklı aşamaları neredeyse zahmetsizce geçerken bazılarıysa bir aşamada takılıp kalır. Takılıp kalma kederin ve yasın depresyona dönüşmesini ve duyguların içe dönmesine yol açar. Kişi umutsuzluğa sürüklenir.

Fiziksel semptomlar:  gerginlik, nefes darlığı, uykusuzluk, iştahsızlık. Konvüzyon, düşüncelerde dağınıklık, konsantre olamama.

Duygusal tepkiler: Keder, üzüntü, suçluluk hissetme, öfke ve çelişen farklı bir sürü duygu. Özellikle öfke duygusu etraftaki diğer insanlara yansıtılabilir.

Davranışlar:  Kaybedilen kişiyi arama onun hakkında konuşma (ya da hiç konuşmama)

PATOLOJİK-KOMPLİKE YAS

Patolojik- komplike yas semptomların şiddeti ve sürekliliği ile sağlıklı yastan ayırt edilebilir.  Kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber ortalama 6 ay'dan fazla süren tepkiler patolojik yas olarak kabul edilir.

Patolojik yasın en önemli iki nedeni söylenmemiş sözler ve pişmanlıklar 'dır.

Kayıbı ve kayıpla birlikte gelen acıyı ve sonuçları kabul edememe

Sevilen ve kaybedilen kişiye özlemin ötesinde bir tutunma ve kopamama hali

Obsesyonel ve tekrarlanan davranışlar

Kendisinin de ölenin yerine veya onunla birlikte ölmüş olması gerektiği düşüncesi

Fonksiyonelliği yitirme


RİSK FAKTÖRLERİ

Beklenmeyen ani yada travma tik ölüm

Çocuk ölümü

Ölümün bir şekilde önlenebilir olması inancı

Ölen ve yas tutan kişiler arasında çelişkili ilişki ve bitmemiş işler

Yas tutan kişinin yas öncesi dönemindeki ruh sağlığı

Daha önce yaşanan kayıplar ve stresler

Yas tutanın sosyal çevresinden yeterince destek görememesi

 

KÜBLER-ROSS MODELİ

Ölümcül hastalığa yakalananlarla çalışmak ve uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Daha sonra her türlü kaygıya sebep olan kayıbı (ayrılık çocuk kaybetme v.s.) tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır.

Elizabeth Kubler-Ross bu evrelerin her zaman bu sırayı takip etmediğini söyler. 

"Herkes bu evrelerden geçer" gibi bir genelleme yapmanın yanlış olacağını vurgular. Ancak kaybı yaşamış kişinin en az iki evreden geçeceğini söyler. Çoğunlukla görülen, evreler arası hızlı geçişler hatta çözümlenene kadar bir evreye birçok kez geri dönüştür.  

 YAS AŞAMALARI

ŞOK ve İNKAR ETME: Kaybın hemen arkasından yaşanan  şok ve hissizlik dönemidir.Bu dönemde inkar ve inanmama gözlenir.

"Kendimi iyi hissediyorum." "Benim başıma gelmiş olamaz" 

KIZGINLIK ve İSYAN:

Bu dönemde kaybeden kişiye özlem ve kızgınlıkla kendini gösterir,kişi her yerde kaybettiğini arar.

Neden ben? Bu adil değil! Suçlu kim? 


PAZARLIK: Bu dönemde kişi Tanrı ile pazarlık etme girişiminde bulunur.'Başıma gelenleri kabul edeceğim ama bazı şartlarım var' şeklindedir.

Her şeyi yaparım yeter ki çocuklarımın mezuniyetini göreyim.

Artık kayıp kabul edilmeye kayıp sonrası hayatın koşulları gözden geçirilmeye başlanmıştır.

DEPRESYON- HÜZÜNLENME:

Kişi kendini büyük bir boşlukta hisseder.Ruh halinde düzensizlikler,yalnızlık duygusu,sosyal çevreden uzaklaşma görülebilir.Bu belirtiler kişiden kişiye değişir.

"Onsuz devam etmenin anlamı ne?" "Zaten bende öleceğim ." Hayatin amacı ne? 

KABULLENME: Kişi yaşanılan kaybı kabullenir ve eski yaşamına geri döner.

"Her şey iyi olacak" "Karşı koyamam ama hazırlık yapabilirim...


PALYATİF BAKIM EVRESİ VE KAYIP SONRASI HEMŞİRELİK YAKLAŞIMI

Aile bireylerinin yaşadıkları duyguların doğal olduğunu anlamalarına yardım etme

Uygun ağrı kesicilerin hastaya verildiği konusunda aileye güvence verme.

Hastanın nasıl rahatlayacağını aileye öğretme.

Hastalarını gördüklerinde ne bekledikleri ve hastanın durumu bozulurken görebilecekleri değişiklikleri aile ile konuşma

Hastanın görünüşüne özen gösterme.

Aile bireylerinin yitirdikleri kişiyi görmelerini destekleme.

Öfkeyi anlama ve iletişim kurma.

Etkin dinleme.

Güven duygusunu sürdürme.

Zor kararlarda aileye destek olma.

Aileyi destek gruplarına yöneltme.

Stresi azaltmaya yardım etme

 

" Hoşça kal" diyebilmek...

Bir şeye nasıl başladığımız, nasıl "merhaba" dediğimiz kadar, bir şeyden nasıl ayrıldığımız, nasıl "hoşça kal" dediğimiz de önemli ve anlamlıdır. Baş etmesi zor acılar, ayrılıklar ve kayıplar gelişim ve olgunlaşmamız için bir araçtır aynı zamanda...

 

Kaynaklar:

Sağlık ve yaşam dergisi

Psk. Cemal Uzun makale

Uzm. Psk. Serap AltekinEAP ALTEKİN

Carter, B. & Mc Goldrick, M. (1999).

The Expanded family life cycle.

New York: Allyn Bacon.

Nar, E. (2005). Anne, Baba ve Öğretmenim Beni Anlayın:

Çocuk Psikolojisi Adına Merak Edilen Her Jey.

İstanbul: Babıâli Kültür Yayıncılığı.

Parkes, C. M. (1972). Bereavement: Studies of grief

psikolojiktravma.blogspot.com/

www.psikonet.com/konu.asp

Bu Yazı Toplam 5232 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • KAYIP-YAS SÜRECİ
      12-12-2012 | 09 : 09 26
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan yıldıztan
      Geçmiş olsun…
    • UĞUR DEMİROĞLU
      BİR ŞEHİR EFSANESİ! KDZ. EREĞLİ İL OLMALI.
    • Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      YORGAN NİYE ZAYİ OLDU?
    • Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      SEÇİM DÖNEMİ ÖĞRETMEN ATAMALARI
    • Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • İsmail DEMİREL
      SEÇİM DÖNEMİ ÖĞRETMEN ATAMALARI
    • İsmail DEMİREL
      YOL HARİTASININ 4.MADDESİ NE ANLAMA GELİYOR?
    • İsmail DEMİREL
      SEÇİM DÖNEMİ ÖĞRETMEN ATAMALARI
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com