Uçuruma yuvarlandı!....
  CHP'de son dakika gelişmesi...
  Otobüsten inerken düştü…
  Buzlu yolda düşerek ağır yaralanmıştı… Hayatını kaybetti…
  Kısıtlama kaldırıldı!
  Okullar tatil edildi
  Zonguldak yolu uzun araçlara kapatıldı...
  Yüzer vinç dereye sürüklendi, 5 kişi AFAD ekiplerince kurtarıldı
  Trafiğe çıkmaları yasaklandı…
  Facia ucuz atlatıldı!
23 Mayıs 2025 Cuma
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
SEVGİ ASLA YETMEZ!

SEVGİ ASLA YETMEZ!
24 Ocak 2020 07:48:07

Yazar : Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE

  • Whatsapp ta Paylaş

Sevgi evliliğin kurulması için yeterli bir koşul olmasına karşın peki evliliğin devamı için yeterli midir? Sevgi bir hastalık mıdır?

“Seni seviyorum” demenin ağırlığının birçok çift farkında değildir. Sevgini tek başına olması, seni çok seviyorum demenin birçok evlilik için yeterli olamadığını, sadece sevginin bir hastalık olduğunu söyleyebilirim.  Çünkü seviyorum kelimesini söyledikten sonra bunun birçok sorumluluğu vardır. Çiftler çoğu zaman söyledikleri cümlelerin sorumluğunu pek farkında olmuyorlar. Seviyorum cümlesinin getirdiği sorumlulukları sevginin kardeşleri olarak isimlendirebiliriz. Sevginin kardeşleri SAYGI, NEZAKET, HOŞGÖRÜ, HAKLI GÖRME ve EMPATİ’dir. Sevginin kardeşleri bir evlilikte var olan sevginin beslenip büyümesini sağlayacaktır. SAYGI, NEZAKET, HOŞGÖRÜ, HAKLI GÖRME ve EMPATİ nin yokluğu ise sevgiyi yokta edebilir yada öfke duygusunun ortaya çıkarıp sevginin üstünü bir örtü gibi örtebilir. Çünkü çiftler kavgalar ve küslükler sonucunda SAYGI, NEZAKET, HOŞGÖRÜ, HAKLI GÖRME ve EMPATİ azalmaktadır. Sevginin kardeşlerinin yokluğu sonucu çiftlerin  birbirlerine olan tahammül azalmakta ciddi kavgalar ortaya çıkmaktadır. Şayet sadece sevgi yeterli olsaydı bir çok evlilik mutlu olurdu.  Fakat sadece sevgi daha öncede belirttiğim gibi hastalıklı bir durumdur. Çünkü kadına yönelik şiddetin ( fiziksel, psikolojik veya ekonomik) sevgi kelimesi kullanılarak yapıldığını gözlemlemek mümkün. Dolayısıyla sevgi kelimesinin altına sığınmak yerine “seni seviyorum” cümlesinin sorumluluğunu alıp, sevginin  gerekliliklerini yerine getirmek var olan sevginin gelişip büyümesi adına büyük bir adım olacaktır.

SAYGI

Evlilikte saygı, partnerinin nasıl bir kişiyse öyle görebilmek demektir.  Onun kendine ait bir kişiliğinin olduğunu kabul etmek en önemli adımdır. Partnerinizin kişiliğine, düşüncelerine, duygularına ve davranışlarına değer vermektir saygı. Evliliğin temelinde saygı vardır. Partnerin isteklerine ve taleplerin saygı duymanın temelinde korku olmamalıdır. Beni bırakır mı? Öfkelenir mi? Kızar mı? Bunlar saygının bir koşula bağlanmasıdır. Oysaki saygı koşulsuz kabulü öncelikli kılar. Ayrıca saygının somut olarak davranışlara dökülmüş hali eşinizi dinlemektir. Onu dinlerken televizyonu kapatmak, telefonu elinden bırakmaktır ve onun olumlu taraflarını söze dökmek takdir etmektir.

NEZAKET

Kaba davranmak genellikle en kolay seçimdir. Evet seçim diyorum çünkü partnerinize kaba davranmayı çiftler tercih ediyorlar. Örneğin sabah işe giderken kendinizi baskı altında hissediyor, evden aceleyle çıkmak istiyorsunuz, bunun gibi durumlarda öfkeye kapılır ve patlama yaşayabilirsiniz. Ve arkasında “senin yüzünden öfkeleniyorum”, “beni deli ediyorsun” cümleleri gelir. Bu cümleler sorumluğun alınmadığı cümlelerdir. Günün birçok bölümünde öfkeye kapılırsınız Fakat öfke kapılma anında saygı duyduğunuz birinin yanında nezaketi elden bırakmazsınız. Bu saygı duyduğunuz kişi patronunuz veya amiriniz olabilir. Böyle durumda öfkenizi kontrol edebiliyorsanız öfkenizi yönetebilmek için beceriniz var demektir. Patronunuz, amiriniz veya iş arkadaşınız nezaketi hak ediyor peki ya eşiniz? Belki de hiç tanımadığınız insanlar için bile bu kadar nazikseniz canım dediğiniz partnerinize nezaketi elden bırakmanın ne anlamı olabilir ki? Cananlar canlardan önce gelmemelidir.

Ayrıca  partnerinize “özür dilerim”, “pardon”, “lütfen” kelimelerini kullanmayı tercih edin ve ona yardımda teklifinde bulunun ve kibar olmayı elden bırakmayın nezaket evliliğin tutkalı gibidir.

 

HOŞGÖRÜ

Hoşgörülü olmak, duyguları bastırmak değildir. Alttan almak hiç değildir.  Duyguları dile getirirken kelimeleri seçmek, kaba olmadan,  nazik olmayı elden bırakmamaktır. Hoşgörü, partnerinize kendin olma hakkını vermektir. Benim gibi düşünmüyor veya benim istediğim gibi davranmıyor diye mutsuz olan yüzlerce çift var.  Kendinize aykırı gelen düşünceleri kabul etmek, katı olmamak esnek olmak anlamına gelir hoşgörü. Karşı tarafın hatalı olmasının hakkının olabileceğine anlayışla yaklaşmaktır. Partnerinizin duygu ve düşüncelerinin özgürce dile getirmesine zemin hazırlamaktır ve bundan rahatsızlık duymamaktır. Kısaca hoşgörü özgürlük demektir.

 

HAKLI GÖRME

Eşinizle aynı fikirde olmayabilirsiniz. Bu durum çok doğaldır. Eşinize hak verdiğinizde de aynı fikirde olmuyorsunuz. Eşine hak vermek demek, kendi bakış açışınızı geçici bir süre askıya almak ve eşinin bakış açısını anlayabilmektir. Bu iki insan arasındaki iletişimde iki bakış açısının da olduğunu kabul etmektir. İletişimde nesnel bir gerçekliğin olmadığını deneyimlemektir. Onun da kendisine ait düşünceleri, hisleri, bedensel duyumları  ve davranışları olduğunu fark etmek,  ona hak vermektir. Eşinize hak verdiğinizde aranızdaki güven duygusu ve bağlılığınız aratacaktır. Çünkü eşinizi sevdiğinizi göstermenin yollarından biri de onu koşulsuz kabul etmektir. Şüphesiz sizinle aynı fikirde olan birine hak vermek daha kolaydır.  Fakat çaba göstermeden gelişmenin olmasını beklemek gerçekçi değildir.

EMPATİ

 İletişimde doğru anlaşılıp anlaşılmadığını hissetmenin yolu eşinizin söylediklerini onunla empati kurup bir şekilde ona tekrar etmektir ve tekrardan sonra da atladığınız, anlamadığınız bir konu, kaçırmış olabileceğiniz veya yanlış anlamış olabileceğinizi sormaktır. Geri bildirim anlaşıldığını hissettirir ve bağlantı hissi verir. Empati, kısaca kendini başkalarının yerine koyarak anlatılan olaya dahil olmaktır. Belki de bizzat o yaşanılan eşsiz duyguyu deneyimlemektir. Karşısındakinin gözlerinden dünyayı görmektir. Bu sebeple  empati kurmak için ciddi enerji harcamak gerekir. Çünkü empati kurmaya karar verdiğinizde cevap vermek isteğinizi bir kenara koymanız ve eşinizin söylediklerine odaklanmanız gerekir. Empati, eşsiz bir buluşma sürecidir ve muazzam bir iyileştirici gücü vardır. Dolayısıyla eşinizin sözünü kesmeden dinlemek büyük önem taşımaktadır. Eşinizin söylemleri bittiğinde kendisini size açtığı için ona teşekkür edin.

 Fark edilmesi gereken önemli bir husus var ki oda sevginin kardeşlerinin birlikte bir dişli çark gibi çalışıyor olmasıdır. Saygı nezaket ve hoşgörüye, haklı görme empatiye zemin hazırlar. Birinin varlığı diğerinin varlığına bağlantılıdır. Aynı kardeşler gibi birbirlerine kan bağıyla bağlıdırlar. Unutmayın ki evliliği kurtarmak için sevgi asla yetmez!

Bu Yazı Toplam 32730 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • SEVGİ ASLA YETMEZ!
      24-01-2020 | 07 : 48 07
    • MUTLU EVLİLİK İÇİN 15 DAKİKA!!!
      19-10-2017 | 13 : 42 24
    • KADINLAR NE İSTER? KADINLARIN DÜNYASINI KEŞFETMEK İSTER MİSİNİZ?
      09-03-2018 | 13 : 37 01
    • Türk erkeklerinin %70&8217;i erken boşalıyor
      26-09-2011 | 10 : 28 05
    • MUTLU EVLİLİKLERİN PÜF NOKTALARI
      13-02-2013 | 12 : 38 46
    • KADINLARDA CİNSEL İSTEKSİZLİK
      15-01-2018 | 14 : 03 55
    • Evli Bakireler
      14-04-2011 | 09 : 47 00
    • İLİŞKİLERDE KADIN-ERKEK YAKINMALARI
      05-11-2015 | 10 : 12 58
    • BOŞANMANIN SİNYALLARİ
      10-10-2013 | 10 : 50 59
    • PANİK ATAK- PANİK BOZUKLUK
      22-03-2012 | 13 : 03 02
    • TAKINTILI OLMA HÂLLERİ
      04-07-2017 | 11 : 32 29
    • ERKEN BOŞALMA EVLİLİKLERİ KABUSA ÇEVİREBİLİYOR!!!
      28-11-2014 | 11 : 43 16
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Doktor Google ve Riskleri: Bilgiye Erişim Kolay, Doğruya Ulaşmak Zor
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      MİLLETVEKİLİMİZ SAFFET BOZKURT’A AÇIK MEKTUP
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Doktor Google ve Riskleri: Bilgiye Erişim Kolay, Doğruya Ulaşmak Zor
    • doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Hastalık Yoktur, Hasta Vardır!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Sınıkçılardan Uzak Durun, Bilime Güvenin!
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Çocuğum Düz Taban mı? İçe mi Basıyor? Ne Zaman Endişelenmeli?
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Doktor Google ve Riskleri: Bilgiye Erişim Kolay, Doğruya Ulaşmak Zor
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com