mhamdiguner@hotmail.com
ALLAH’IN GÖNDERDİĞİ BİELGİLERİN ONDA BİRİNİ ÖĞRENEN GERÇEĞİ ANLAR
29 Mart 2021 09:55:36
Günerle Cuma Sohbetleri
Günümüz Müslümanlarının İslam’ı tam olarak bilmedikleri bir gerçek. Hiçbir İslam alimi de “ben İslam dinini tamamen biliyorum diyemez. Ancak branşlarını (ihtisas konularını) bildiklerini söyleyebilirler. Onu da yüzde yüz diyemezler.
Bu durumda her Müslümanın İslam’ı tamamiyle bilmesi söz konusu olamaz. Ancak İslam’ı tümüyle bilmeyenlerin iyi bir Müslüman olmaları mümkündür
Hafızlığımı tamamen kaybetmemek için Kur’an-ı Kerimi yeniden ezberleyerek hatmetmeye çalışıyorum. Şu anda 22.cüzde ve Sebe’ suresindeyim. Bu surenin 44 ve 45.ayetleri dikkatimi çok fazla çekmiş bulunmaktadır. Onlardan anladıklarımı tüm insanlarla paylaşmak istiyorum.
O mübarek ayet-i kerimelerde Yüce Rabbimizin bildirisi şöyledir:
Biz onlara (Mekkelilere) ders yapacakları kitaplardan bazı parçalar bile vermedik; senden önce (Ya Muhammed) onlara uyarıcı da göndermedik. Onlardan öncekiler yalanladılar; halbuki onlara verdiklerimizin onda birine dahi ulaşmamışlardı, bu nedenle de elçilerimizi (peygamberlerimizi) yalanladılar; beni inkar etmek nasıl oldu (bir bilseniz)”
Geniş çaplı açıklamalarda bulunan tefsirler “kendilerine kitap gelmeyen kavimlerin gelmeyen kavimlerden daha önce peygamberleri yalanlayacağı yolunda açıklamalar yapmışlar ise de İbni Kesir değişik yol izlemiş. Bu yol benim anlayışıma daha uygun geldi ve buna dayanarak diyorum ki “Allah’ın bize verdiği veya gönderdiği peygamberlerin tebliğ ettiklerinin onda birini (ama iyi niyetle) öğrenirsek peygamberleri de, kitapları da inkar edemeyiz ve öğrendiğimiz onda birlik bilgilerle kötü yollara sapmaktan korunabiliriz.
Bu düşüncelerle sevgili Müslümanlara, hatta Müslüman olmayan vatandaşlarıma ve tüm Adem oğlu insanlara seslenmek istiyorum ki “eğer İslam’ın, özellikle Kur’an-ı kerimin onda birine ulaşabilir onları bilgi dağarcıklarına koyarlarsa ‘Hak Yolu’ nu bulacaklardır”.
Gerçekten insanlarımız İslam’ın değil onda birini, yüzde birini, hatta binde birini dahi bilmiyorlar. Eğer İslam’ın onda birini öğrenirlerse onun bir cevher olduğunu fark edecek ve bir taraftan bildikleri kadarıyla İslam’ı yaşamanın mutluluğuna erecek ve saadetlerini artırmak için bilgilerini de artırmaya çalışacaklardır. Bilgileri arttıkça kendilerini daha da emniyette (güvencede) hissedeceklerdir.
Bu mutluluk onları başkalarını da bilgilendirmeye zorlayacak ve çevrelerine ışık olacaklardır. O kadar ki sadece kendi dindaşlarını, ırkdaşlarını veya vatandaşlarını değil nerede karşılaşırsa karşılaşsın tüm insanları bu cevherle tanıştıracaklardır. Şair ne güzel söylemiş:
Beni Adem aza-yı yekdigerend/ Ki der aferineş zi yek gevherend (Adem oğlu diğerlerinin uzuvlarıdır (üyeleridir); çünkü yaratılışta tek cevherdendir.
Evet nasıl ki ana-baba bir kardeşimiz kafir olsa onun kafir olarak durmasını istemez, onu Müslüman yapmaya çalışırsak değişik ırklardan olsa bile Adem Baba’mızın sulbinden geldiği için tüm insanlar bizim de kardeşimizdir ve onu küfür ve şirk bataklığından kurtarmalıyız.
M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com