
DEMİRTAŞ: ZAHİRİ VE HAKİKİ
09 Ekim 2015 09:57:18
Her gün haberlerde okuduğunuz siyaset haberlerinin arkasında başka bir dünya vardır. Çeşitli bakış açılarıyla yapılan haberler ve yorumlar sadece evreni o pencereden göründüğü haliyle algıladığınız farklı pencerelerdir.
Bunun tersi de doğrudur. Günlük yaşamın cangılı içinden başınızı çevirip de medya dünyasına baktığınızda, sadece bulunduğunuz noktaya bakan pencerelerivarsa o pencereden dışarı bakanlarıgörürsünüz. Oysa o pencerelerin arkasında da farklı gündemlerin masaya yatırıldığı toplantı odaları, farklı yemekler yenilen mutfaklar vardır.
Başka bir deyişle, elinize gazetenizi, televizyon kumandanızı alıp haberleri izlemeye başladığınızda, karşınıza çıkan dünya, gerçek dünyanın görünen kısmı, buzdağının suyun üstünde kalan bölümü, farklı derinliklerde farklı akıntılar bulunan bir suyun yüzeyidir.
***
1 Kasım Milletvekili Seçimleri yaklaşırken, Zonguldak'ta kimin hakkında ne yazıldığına, neler söylendiğine bakın. Bakmakla yetinmeyin, daha da yakından bakın. Bunları kimin söylediğine, söyleyenlerin kimlerle ahbaplık ettiğine de bakın. Gerçek çerçeveyi, resmin bütününü bu şekilde algılayabilirsiniz.
AK Parti 1. Sıra milletvekili Hüseyin Özbakır'ın adaylığı eleştirildi ama bu eleştiri dönemi o kadar kısa sürdü ki gerçekten böyle şeyler söylendi mi hatırlamak zor. Faruk Çaturoğlu'nun adaylığı söz konusu olduğunda şaşkınlık pozları verenler bugün kendisiyle seçim çalışmalarında arz-ı endam ediyorlar. CHP'den Şerafettin Turpçu hakkındaki eleştiriler, mahalle dedikodusunun ötesine geçmedi. MHP'den Zeki Çakan'ın adaylığı ile ilgili dişe dokunur bir eleştiri yapıldıysa da ben rastlamadım.
Seçim arenasında yapılan eleştiriler şu ana dek Ünal Demirtaş'ın etrafında yoğunlaşıyor. Bunun, söylenenler, yazılanlar dışında başka bir anlamı mı var?
***
Başka bir gazetenin muhabirliğini yaptığım dönemde bir antrenör, sohbetimiz esnasında "Zonguldak-Ova" bölgesi ittifakının Ereğli takımlarının aleyhine bir lobiye dönüştüğünü, sahada sadece rakip takımla değil, aynı zamanda bu lobiye karşı da mücadele ettiklerini söylemişti. Daha sonra başka spor adamlarından da işittiğim bu iddia, antrenörün olası yenilgilere kılıf hazırlama çabası mıydı, yoksa sahiden böyle bir şey var mıdır hala merak ederim.
"Ereğli il olmalıdır" iddiası bu yazının konusu değil. Ancak bu konuyu konuşmanın bile Zonguldak'ta nasıl ciddi bir rahatsızlık oluşturduğu herkes tarafından iyi bilinir. Karabük ve Bartın ayrılırken bile ortaya çıkmayan bir rahatsızlık... Zonguldak'ın ekonomik ekseninin sahil bölgesinden ova bölgesine kaydırma sonucunu doğuracak girişimlerin Zonguldak Merkezde ne kadar büyük heyecan yarattığını da gözünüzün önüne getirin.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin adı Bülent Ecevit Üniversitesi olarak değiştiği dönemde, Ereğli'de bu ismin değişmemesi gerektiği, Bülent Ecevit isminin Ereğli'de kurulacak bir üniversiteye verilmesi gerektiği yaklaşımı taraftar buldu. TSO yöneticileri bu amaçla Ankara'da temaslarda bulundu, netice alınamadı. Ancak o dönemde, "Ereğli'ye Üniversite mi, bu da nereden çıktı, ZKÜ'yü bölmek istiyorlar" mealinde yazıların kimler tarafından yazıldığı daha unutulmadı.
***
Siyaset ve bu konuların ilgisi yok demeyin. Görünenin arkasındakini görmeye çalışırsanız belki de görünenin ötesinde bir korelasyon kurmanız mümkün olabilir.
Demirtaş kendisine yönelik eleştirilere bırakın kendisi versin. Ancak bu eleştirilerin arkasında vekilin bizatihi kendisinin, yahut kendisine izafe edilen kusurlardan başka şeyler olup olmadığının sorgulanması gerekiyor. Zira arandıktan sonra tüm vekiller hakkında CHP'li vekile atfedilenlere benzeyen kusurlar bulunabilir veya icat edilebilir. Sorulması gereken şudur: O halde neden tüm eleştiriler bu vekile geliyor?
CHP Zonguldak'ta aday belirleme yöntemi açıklandığında, Demirtaş en güçlü adaylar arasında görünmüyordu. O dönemde asıl eleştiriler 'Kontenjana ne gerek var' minvalinde yapılıyor, hatta 'eğilim yoklaması yapıldıktan sonra bu kontenjanı iptal ettirmenin yolu bulunur' yorumları yapılıyordu. Eğilim yoklaması yapılıp da buraya müracaat edenler arasında tercih yapılırken de Demirtaş'a değil, eğilim yoklamasında CHP'nin Zonguldak ayağını oluşturacağı anlaşılan adaylara yakın (Hatta onlarla eğilim yoklaması ittifakı yapan) isimler ön plana çıkarılıyordu. Velhasıl kelam, Ereğlililer dışında kimsenin derdi ikinci sıranın Ereğli'ye verilmesi değildi.
Neticede Ünal Demirtaş aday gösterildi, 7 Haziran seçimlerinde de milletvekili oldu. Kırk yıla yakın zamandır ilk kez CHP Ereğli'den bir milletvekili çıkardı. İşin zahirigörünür kısmı bu. Bu aynı zamanda Zonguldak siyasetinde baskın olan, kırk yıldır Ereğli'yi görmezden gelen statükocu yapının CHP içindeki uzantılarının mağlubiyeti anlamına geliyor. Eleştirilerin kaynak olarak "CHP'li yöneticileri" işaret etmesi de bunun göstergesi...
Eh. Buna bir de adaylık küskünlüğü içindeki Ereğlili siyasetçilerin reaksiyonları ve Ereğli'de kendisiyle sahada mücadele eden rakip siyasi partilerin argüman geliştirme çabalarını ekleyin...
Her şey ortada değil mi?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com