1964 Yılı son yarısında Tavşanlı’da fahri vaizlik ve yine fahri Kur’an Kursu Öğretmenliği yapmış ve bazı dostlar edinmiştim. 1970 Yılında ise dostları ziyarete gittiğimde Yeşilay Cemiyetinin delaletiyle Kapalı spor salonundu “Kültür, Ahlak Ve Basın” konusunda bir konferans vermiştim.

DİB. Bünyesinde 18.5 yıl K. Kursu Öğretmenliği, 7 yıl imamlık, 6 ay vaizlik ve 16 yıl müftülük olarak 41.5 Yıl süren resmi görevimden yaş haddiyle emekli olduktan sonra resmi görev yaptığım yerleri ziyaret ederken Fahri görev yaptığım beş bölgeyi de ziyaret faslı olarak 1 Ekim 2021 günü Tavşanlı’ya gittdim.

Önce Müftü beyi ziyaret ettim. Dostum M. Akay’ın yeğeni Fahrettin Akay’ı ve Camcı Çakır’ın torunu İsmail AKBOYA’yı  dükkanlarında ziyaret edip sohbette bulundum. Cuma vakti yaklaşınca Müftülüğe en yakın Çavuş camiinde “Kainatın Nasıl Düzende Tutulduğu” konusunda vaaz ettim. Cuma namazından sonra Makine Mühendisi Osman Nuri AKSÜLLÜ’nün davetiyle camiye yakın bir lokantada birkaç kişi yemek yedik. Çeşitli konularda dertleştik.

İkindiden itibaren her vakit bir camide Haşir suresinin sondan 2 ve 3. Ayetleriyle Felak ve Nas surelerinin “corona” ya karşı nasıl dua olabileceklerin anlattım. Geceyi Karatürk otelinde geçirdim.

2 Ekim günü 1965 yılında benim yerime aday gösterip ders verdiğim ve benden sonra K.Kursu öğretmeni olan Seyit Ahmet Özdemir’in oğlu İbrahim beyi Sekreteri olduğu Tavşanlı Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nde ziyaret ettim.

Fakülte ve Yüksek okul tepe ve kıraç bir yerde yapılmıştı ama gerek giderken ve gerekse gelirken içinden geçtiğim Moymul mahallesinin tamamen bir ova içinde oluşu dikkatimi çekti. Tavşanlı’da birçok tepe ve yamaç varken şehrin ovayı işgal etmesi tarıma bir balta vurmuştur. Kısa bir süre de olsa görev yaptığım bir kasabanın büyüyüp şehir olmasına sevinirken bu duruma üzülmeden yapamadım. Öğleden sonra Rahmetli Mehmet Akay’ın oğlu ile görüşmek istedim ama Bursa’da imiş. Oğlu Mehmed’e telefon ederek beni Emre adındaki şoförleriyle fabrikaya getirdiler. Fakültelere yakın bir yerde üç fabrika. Yem, un ve sentetik çuval fabrikaları. İşte Tavşanlı’nın büyüme nedenleri.

Yatsı namazında 1964 yılında bir cemiyette konuşma yaptığım Kuruçay beldesine giderek camide yine Sabahın temiz havasını tam olarak alabilmek için abdest alıp namaz kılmak gerektiğini açıkladım. Kuruçay büyümemiş ve bulunduğu tarıma elverişli ovanın arazisini kapatmamış.

3 Ekim 2021 günü Emet’e giderken Tepecik beldesi dikkatimi çekti. Gerçekten tepemsi bir yerde kurulmuş. “İnşaallah büyüdükçe tepeleri doldurur, ovaya tecavüz etmezler” temennisinde bulundum.

Emet’e yaklaşınca Eti Bor Fabrikası’nı gördüm. Tarıma elverişli olmayan kıraç bir yerde kurulmuş. Sevincim üzüntülerle boğulmadı.

Emet 1964 yılına göre gelişmiş olarak göründü bana. Demek ki Fabrikanın kurulması ilçeye uğur getirmiş. Ancak yerlilerinden Hacı Dostum diye tanınan Hacı Hüseyin GENCAN’ ın ifadesine göre Emet’ten yeteri kadar işçi girememiş Eti Bor Fabrikası’na. İşçilerin çoğu Tavşanlı’dan alınmış ve ancak servisle gidip geliyorlarmış. Dengesizlik var.

Hacı Dostum yemeğe davet etti ve “sana bir Emet Pidesi ısmarlayayım” dedi. Gerçekten Emet Pidesi bizim bildiğimiz pidelerden çok farklı ve lezzetli. Oval bir tahta üzerinde önümüze getirilen pidenin yanında kocaman bir bıçak; onunla istediğin gibi kesip yiyebiliyorsunuz.

Öğleyin çarşı meydanındaki Kaynarca, ikindi de ise yamaçtaki Ulu Camide vaaz ettim. Her ikisinin de yeterli cemaati var.

Emet’e giderken bir-iki kaplıca levhası görmüştüm. H. DOSTUM’a kaplıca durumunu sordum. Daha birçok kaplıca olduğunu, ama tam olarak işletilmediklerini söyledi. Nimetleri değerlendirmesi ihmal edilmiş.

Saat 17.00 (beş) de Kütahya’ya doğru yola çıktık. Tavşanlıya uğramadan başka bir yoldan geliyorduk. Yollarda köylere dikkat ettim birçoğu yamaçların eteğinde, bir kısmı tepeciklerde kurulmuştu. Ova ortasında olanlar da vardı. İnşaallah ovalardakiler değil yamaç eteklerindekiler yamaçlara doğru büyür; ovaları işgal etmezler.

M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü