Aylarca yağmur bekledik, karı özledik, hatta kar yağması için dua bile yaptık. Elhamdü lillah kar da yağdı yağmur da. Bazı yerlerde zararlı oldu ise de o her zaman olabilen cinstendi..

Şu günlerde havalar açık bu nedenle karlar eriyecek, su olup akacak. Ama bu erime yavaş olmalı, hızlanıp sele dönüşmemeli. İşte bunun için Allah’a kar verdiği için şükrettiğimiz gibi onun hızlı bir şekilde değil, yavaşça erimesi için dua edelim.

Çünkü kar yavaş bir şekilde erirse yamaçlardan akışı yavaş olacak, hem erozyon (aşınma) olmayacak ve hem de yamaçlardaki topraklar suyu emecek ve beslenecektir. Tabii olarak da oralardaki ekin ve ağaçlar da beslenecek bizim için daha faydalı bir hale gelecektir.

Yüce Rabbimiz Kur’an- ı Kerimin Mü’minun suresinde 18, 19 ve 20. Sırada geçen ayetlerinde “Biz gökten ölçü ile su indirir ve onu yere yerleştiririz; Biz onu gidermeye de kadiriz. Onunla sizin için hurma ve üzüm bahçeleri inşa ederiz; sizin için orada çok meyveler vardır, siz de onlardan yersiniz. Ve yine Tur-i Sina da yiyenler için yağ ve katık üreten ağaç (zeytin) inşa ettik (ederiz).” Tebliğinde bulunuyor.

Ayetlerin ilkinde yüce Rabbimizin “Biz o suyu yere yerleştiririz” ifadesi çok önemlidir. Onun suyu yerleştirdiği yerler pınarlardır. İşte sular orada birikir ve yıl boyunca, özellikle yaz günleri içimine doyum olmaz.

 Yüce Allah “onu gidermeye de kadiriz” diyerek eğer bizim istediğimiz bir şekilde yaşamaz ve o su nimetini ölçülü bir şekilde ve yerli yerince kullanmazsanız onu yerin altına doğru akıtır veya depremlerde sarsıntılarla yuvasını bozarak, veya köstebek gibi yaratıklarına verdiği içgüdülerle pınar yuvalarını deldirerek,  yahut sıcakları artırıp buharlaştırarak yok etmekle uyarıyor.

Allah isterse su buharlarını, hatta ondan oluşan bulutları rüzgarlar vasıtasıyla başka yerlere göndererek bulunduğumuz yerleri, dolayısıyla bizle susuz bırakabilir.

İşte bu uyarıları da dikkate alarak kar nimetine şükrederken yavaşça erimesi hususunda iklimin uygun bir şekilde sürmesi için de dua edelim.

Allah korusun bir lodos rüzgarı çıkarsa karları hızlı bir şekilde eritir ve sel felaketine sebep olabileceği gibi hızlı akması dolayısıyla yamaçların suya doyması da mümkün olmaz.

Kar nimetinin fizik normlarına (kurallarına) aykırı bir şekilde oluştuğunu hatırlayalım. Madenler başta olmak üzere bütün maddeler ısındıkça genleşir ve uzar, soğudukça daralır ve kısalır; ama su bu kuralın bir noktada dışında tutulmuştur. O da ısındıkça aşırı bir şekilde genleşerek buhar ve sonra da bize yağmur olur. Soğudukça büzüşür ama sıfır dereceye gelince donarak buz olur ve hem de genleşerek hafifler. İşte bu hafifleme onun göllerdeki suyun üzerine çıkmasını ve böylece kış soğuğunda balıkların hareket etmelerini de sağlar. Ama gökte buzun ince şekli kar olarak yavaş bir şekilde yere iner, ekin ve sebzelerimizin üstünü örterek gece donlarından korur. Yamaçlara yapışarak hızlı akıp erozyon yapma yerine sonradan yavaşça eriyerek yamaç topraklarının ve oradaki bitkilerin beslenmesini sağlar.

Tüm bu olaylar birer mucize ve Allah’ın sanatının delilleridir. Öyleyse Allah’ın bizim lehimize cereyan eden bu sanatına karşı hem şükür ve hem de dua etmek durumundayız. 

Hamdi GÜNER/Emekli Müftü