• 

Kurumsal kilometre taşlarına baktım yaşadığım ülkede..
Birkaç ay öncesi, dolu, dopdolu bir program,
TRT BELGESEL kutlamaları.
Türkiye’m konuşuluyordu.
Tarihi,
Kültürü,
Ulaşımı,
İlkeli yayıncılığı, RTÜK ile.

Üçüncü yılını kutlayan TRT belgesel kanalında gerçekleşen yeni projesi ‘Turizm..4 Mevsim’ temalı gecenin kutlaması..
..kendisini 2008 yılında tanıma fırsatı bulduğum Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,
TRT Genel müdürü İbrahim Şahin,
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
..ve RTÜK Başkanı Davut Dursun’un konuk,
..bir çok davetlinin olduğu gece unutulmadı.
Gecede düzenlenen panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “İnternet kullanımında ilk onda olan Türkiye turizmde de ilk ona gireceğini,
Türkiye’nin, Cumhuriyetin 100. yılında 2023 vizyonuyla dünyada ilk 10 ülke arasında girmesini hedeflediklerini belirterek, bunun şu anda turizmde başarıldığını söyledi.
Yıl sonunda 30 milyon yabancı ziyaretçiyi ağırlamış olacaklarını söyleyen Günay, “Turizm gelirimiz de resmi rakamlardan yüksek. Cari açığın önemli bölümü turizmden kapanıyor. Ama turizmi sadece deniz ve kum olarak görmemek lazım. Özellikle de Güneydoğu Bölgesi kültür turizminin ana bölgesi olabilir. Ama önce terör lanetinin bitmesi gerekir” dedi.

TRT’nin İzmirli’si 3 yaşındaydı!

İzmir Devlet Senfoni’nin sahne aldığı gecede, dolu dolu iki sene geçirdiklerini ve üçüncü senenin içinde olduklarını söyleyen Genel Müdür İbrahim Şahin, “500 bin TL gibi bir bütçeyle sene geçiriyoruz. TRT’nin o kadar geniş bir arşivi var ki hem bunu Türk halkı ile buluşturuyor hem de yayınımızı farklı dillerde başka ülkelerde izleyiciye ulaştırarak Türkiye’nin reklamını yapıyoruz” diyerek açıklamalar diğer önemli konuklara geçti ve;

‘Facebook’ta yazarsam yolları kim yapacak?’

Türkiye’nin sosyal paylaşım sitelerine girişte dünya birinciliğini elinde bulundurduğunu söyleyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Türkiye internet kullanımında çok uzun bir yol katetti ve Avrupa’da ilk on içerisinde. Bazen bana soruyorlar neden Twitter ve Facebook sosyal paylaşım sitelerinde olmadığımı. Cevabım ise belli. Çünkü benim yerime kimse sosyal paylaşım sitesinde bir şeyler yazamaz. Ben yazarsam da bu ülkenin yolunu, havaalanını ve demiryolunu kim yapacak. Biz Türk halkı için çalışıyoruz onlar yazsın biz yapalım” dedi.
2003’de iletişimde geniş bandın olmadığını ve çevirmeli telefonlarla internete girmek için uğraştıklarını söylerken, “şimdi ise geniş internet otobanlarına sahibimiz. Megabit ve gigabit gibi terimleri kullanıyoruz. Çünkü bilgi çağında yaşıyoruz Afrika seviyesinden Avrupa seviyesine ulaştık. Ama bununla da yetinmeyip hızla dönen dünyada en iyi yeri almak için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Karcı ..

..işte bir TRT belgeseli daha,
Nostalji sanılan bir yaşam gerçeği ile televizyon ekranlarında.
Afyon tanıtılıyor, bildiğimizin dışında bir bölüm belki ya da benim ilk rastladığım..
Yaşlılar, büyük değerlerimiz..
Onlar içinde bulundukları yaşın farkında bile değiller, neden mi? ..bitmek, tükenmek bilmeyen çalışma, iş aşkları kendilerini aşmış, öylesine belirgin ki, görmezden gelinemezdi.
Beşli, altılı gurup olmuş çıkmışlar Afyon’un dağlarına, vurmuşlar kendilerini yollara.
Şarkılar söylüyor, şiveleri ile atışıyorlar, zaman geçiyor. Kameraya ilk yansıyan bir çiçek.
Dağların en yükseklerinde, hepiniz bilirsiniz.
Karların arasında açan, kardelen, vazgeçilmez bir güzellik, doğa aşkı, renkler..

..dağların en kuytu aralarında kilitlenip kalmış buz kitleleri, ikinci dağ görünümünde.
Kayalara tutkuyla bağlanmış buz parçaları oldukça büyük. Birkaç kişi buz parçasının tüm kenarlarını temizliyor.
Dikdörtgen parçalara bölerek özel astar ve çuvallara yerleştiriliyor. Eşeklere yükleniyor.
Ardında geldikleri yolları geri dönüşle şehre iniyorlar..
Hiç çekilmez sıcakların tam ortasında, ‘karcı’ diye bağırarak satıyorlar.
Şehir halkı öylesine alışkın ki, dondurma gibi alıyor ve yiyor.
Bu şekilde dokumacılık yapandan tutun, turistinden, çocuk, yaşlısından, en gencine kadar, piknik yapanlara kadar.
Öylesine yerleşen bir alışkanlık olmuş ki, buz parçaları testere şeklindeki bıçaklarla kesilerek satışa sunuluyor.

Buzlar erimiyordu, bir şekilde erimiyordu.

Ömür dediğin!

Yaşlılar hayat içinde öylesine yol almışlardı ki, göze çarpan mutluluk, sessiz bir huzurdu sanki.
Afyon’un dağlarının farkıydı belki böylesine gizem sunan.
Daha önce tatil için gittiğimden ikliminin farkını bilenlerdenim. Kar yağarken sıcak termal su havuzlarının karşılığı sağlık, spor, doğru yaşamdı..

Dokumacılığın ön planda olduğu, rengarenk ipliklerin tezgâhları donatarak, verilen desenlerle ‘dokumak’ bazılarına özgü çalışan deyimi idi.
Lise yıllarında ‘çakrak’ adı verilen sistem ile renkli ipliklerden kemer ördüğümüz günleri anımsadım.
Ne çok şey öğrenmişiz meğer.
Hayat, eğitimi hiç bitmeyen bir öğrenci olmakmış.
TRT bir kez daha gönlümü fethetti.
Belgesel deyip geçmeyin, farklı noktalarda sizi aynı yollara çıkaran yolculukları keşfetmenizi sağlıyor.
Hiç bitmesin dercesine..
İlçemize de karlar yağdı, eridi, gitti.
..dağların arasında kayalara sarılarak tutunan o buzlar bir türlü erimedi.
Afyon’un doğasında bir keşif,
..dağların en yükseğinde açmış, sarı bir kardelendi.

not; yapılan yorumdaki ilgiye teşekkür ederim.Ancak benim anlattığım Afyon´da, dağlarındaki yaşamına ait bir belgeseldir. Ayrıca yorum içerisindeki bilgi, nezaket ve duygularınızdan dolayı onur duydum.