Son günlerde corona virüsü veya covid-19 salgınının yaygın hale gelmesi üzerine Sağlık Bakanlığı tedbirleri arttırma yoluna gitmiştir. Bu gerekli de olabilir; amma manevi tedbirleri almadan da kesin bir sonuç alamayız. Bu nedenle Diyanet İşleri başkanlığına ve Din Görevlilerine de görev düşüyor bu hususta.

Her şeyden önce cami görevlileri akşam ve sabah namazları arkasından okudukları Haşir Suresinin son üç ayetini (22,23 ve 24.ayetlerini) okumakla kalmamalı, aynı zamanda açıklamalı ve cemaatin de bunları dinlerken Allah’tan istiyormuş gibi olmaları gerektiğini söylemelidirler.

Özellikle 22 ve 23.ayetlerde geçen “La ilahe illahü” ifadelerini dinlerken akıllarını Allah’tan başka hiçbir şeye takmamaları icap ettiğini ifade etmelidirler. Zira bu ifadelerde “Allah’tan başka sığınak yoktur” vurgusu yapılmaktadır.

Tercemelerde “ilah” kelimesi “ibadete layık olan” şeklinde geçiştirilmiş olsa da bu kelimenin “her şeye hakim olan,  esas kural koyan ve sığınak” manasına geldiği de açıklanmalıdır. Aslında cami görevlileri sabah akşam günde iki defa okudukları bu ayetleri çeşitli tefsirlerden okuyarak zaman zaman tefsir ve güncel yorumlarını da yapmalıdırlar.

Cemaate devam edenlerin de bu ayetleri ezberlemiş olmaları gerekir. Eğer ezberlememiş iseler dikkatle dinlememişler demektir ki sevap da kazanamadıkları ortaya çıkar.

Sadece cami görevlileri değil tüm halkımızın coronaya karşı Allah’a dua etmesi gerekir. Başta hanımlar olmak üzere evde namaz kılanların her namazda Felak ve nas surelirini okumalıdırlar. Felak suresinin daha başında Yüce Rabbimiz “Yarattıklarının şerrinden Felak’ın (sabahın), tüm patlamaların (çekirdek patlamalarının) rabbine (düzene koyucusuna) sığınırım de!” emri verilmektedir. İşte her Müslüman bu sureyi okuyarak “Ya Rabbi senin emrettiğini söylüyorum, sana sığınıyorum. Ne olur beni coronadan ve daha birçok zararlı şeylerden koru” demiş   olur.

Nas suresini de okuyarak orada ”İlahinnas” ifadesini kullanmak suretiyle insanların yegane sığınağı olan Allah’a sığınırım” demiş oluyoruz. Dolayısıyla kıldığımız her namazda bu sureleri mutlaka okuyalım.

Ayrıca her namaz kılan aynı surenin üçüncü ayetinde “Her tarafı kaplayan karanlığın şerrinden” ifadesini de okuyor ki burada “Allahım! Korona virüsü de bir karanlıktır ve her tarafı kaplamıştır, onun şerrinden de sana sığınıyorum beni onun şerrinden (kötülüğünden) koru” demiş oluyor.
Aslında her Müslüman namazda Fatiha suresini okurken 4.ayetinde “ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isterim/istiyorum” anlamına gelen ifadeleri de okuyor ki corona ve daha bilmediğimiz nice tehlikelere karşı Allah’tan yardım istemiş oluyor. Ama bunları okurken aklımız başka bir şeye takılıp kalmamalıdır.

Cami Görevlileri hemen her yatsı namazından sonra Bakara suresinin son iki ayetini (285 ve 286) de okuyorlar. İşte bunu da zaman zaman açıklamalıdırlar. 285.ayet de tehlikelere ve mikroplara karşı bir dua olarak alınabilir. Orada Yüce Rabbimiz: “Peygamber ve bütün müminler Allah’a ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman edip güvendiler” ifadeleri yer almaktadır. Öyleyse her Müslüman kendisinin alabileceği önlemleri aldıktan sonra Allah’a, meleklerine ve kitaplarına inanmakla kalmayacak aynı zamanda Allah’ın ve meleklerinin kendisini koruyacağına güvenir ve güvenmelidir. Ayet-i kerimede Allah’ın kitaplarının ve Peygamberlerinin onlara uyulduğu takdirde Müslümanları esenliğe çıkaracağına inanması ve güvenmesi gerektiğine de işaret vardır.

Gelin ey Müslümanla! bu okuduklarımıza bağlı kalalım ki Allah da bu bağlılığımıza bakarak bizleri her türlü mikrop ve tehlikelerden korusun.

Hamdi GÜNER/Emekli Müftü