Peygamber efendimiz(sas) cemaatle namaz kılmaya çok önem vermiştir. Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınandan yirmibeş, hatta 27 defa daha değerli olduğu riayetleri vardır ki kanaatime göre bu iki derece fark camiye komşu olmayanların yani uzak semtlerden gelip cemaatle namaz kılanlar içindir.

Ancak ilim (bilgi) edinmek çok daha önemli olduğu için başka zaman bilgi edinme fırsatı olmayacaksa cemaatle namaz kılmak yerine bilgi verilen yere gitmek farz olur.  Zira bilgi o kadar önemlidir ki şuurlu hocalarımız hangi konuda olursa olsun bilgi verilen yere gitmekten mazür olabilmek için ya cenazede ve hastahanede yatar hasta olmaktan başka bir sebep gösterilemez derlerdi. Hatta ben medrese tahsili yapanken elli ve altmışlı yıllarda hocalarımız bize “öğrencinin namazı sünnetsiz, kadınların namazı ise kametsiz” uyarısını sıkça yaparlardı. Demek oluyor ki bilgi edinmek için başka fırsat yok ise sünnetler bile terk edilip sadece farz ve vitirle yetinilebilir. Ben 45 yaşında girip 50 yaşında bitirdiğim Marmara İlahiyat fakültesinde bir taraftan imamet ve fahri Vaizlik yaptığım Üsküdar’da bu hususları dikkate almasaydım Fakülteyi normal süresinde bitiremezdim.

Çünkü Kur’an-ı kerim “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu?” soru şeklinde uyarıda bulunurken sevgili Peygamberimiz (sas) bir hadis-i şeriflerinde: “ilim kadın ve erkek her müslümana farzdır” esasını getirirken diğer bir sözlerinde “Bilgiyi beşikten mezara kadar arayınız” emrini vermektedir. Aslında Müslümanın hayatı bir okul gibi geçer. O diplomasını kabirde alır. İlim insanı olgunlaştırır. Cennet ise ancak olgun insanların yeridir.

Hal böyle iken bazı konferanslarda çok güzel bilgiler verilirken ve önemli uyarılarda bulunulurken dinleyenlerden bazılarının ezanı duyar duymaz veya cemaatle namaz vakti yaklaşınca salonu terk ettiklerini görüyoruz. Bazıları da namazı cemaatle kıldıktan sonra geç olarak konferanslara katılmaktadırlar. Halbuki ilim edinmek cemaatle namaz kılmakla mukayese edilemeyecek derecede üstündür.

Bu arada ilimlerin dini veya dünyevi diye ikiye ayrılamayacağını da hatırlatalım. Faydalı olan her ilim dinidir, dine uygundur; hatta dinin gereğidir.

Bu günlerde birçok ilim toplantıları yapılmaktadır ve yapılacaktır. Bu toplantılar esnaf ve işçilerin de rahatça katılabilmesi için dükkanların kapatıldığı veya kapatılmaya başladığı vakitlerde başlatılıyor. Bu saatler mevsim gereği yatsı namazından öncedir ve camilerde yatsı namazının kılındığı vakte rastlamaktadır. Bu nedenle haberi olduğu halde bazı vatandaşlarımızın cemaatle namazı kıldıktan sonra katılmayı düşündüklerini biliyoruz. İşte bir ilim adamı olarak hatırlatıyorum. Konferans veya her hangi bir şekilde bilgi verilen toplantıları ihmal edip cemaatle namaz kılmak gümüş kazanayım derken altın veya mücevheri kaçırmaktır.

Evet sevgili Müslümanlar! Tertib edilen ilim toplantılarına ve özellikle uzaktan getirilen ilim adamlarının vereceği bilgileri baştan sona dinleyelim ve o esnada cemaat zamanı geçmiş namazı kendi başımıza kılalım. Daha büyük sevap kazanmanın yolu budur. Konferans veya ilim sohbetine katılanların sonradan cemaatle namaz kılmaları mümkünse cemaat yaparak onun sevabını da alabilirler.