Bugünlerde herkes aynı şeyi söylüyor: "Ünal Demirtaş yanlış yapıyor!" Yolda, sokakta, kulislerde aynı soru... "Neden böyle yapıyor?"

Şu anda üzerinde en fazla konuşulan üç siyasi kimdir derseniz, herkesin listeye alacağı isimlerin başında aynı kişi geliyor. Ünal Demirtaş. Kimdir kendisi?

Ünal Demirtaş şu anda 1. Sırada CHP milletvekili olarak seçilen, Zonguldak ekseninde partinin en üst düzey temsilcisi. Anamuhalefetin Zonguldak'tan TBMM'ye gönderdiği kişi... Çok eleştireni olmasına rağmen savunanı yoktur bu kişinin.

Bir muhalefet milletvekili niye seçilir?

Bir; Türkiye milletvekili olarak seçilir. Kendisinden ulusal düzlemde yaşanan problemlerde partisi ve şahsının itirazlarını dile getirmesi beklenir. İki, Bölge—ki bu Zonguldak oluyor—sorunlarını TBMM gündemine taşıması beklenir. Üç, CHP Genel Merkezi nezdinde, bölgesindeki parti sorunlarını ve önerilerini iletmesi, bunu da usulü erkanı dairesinde yapması beklenir.

Bu görevlerin hakkını veremediği zaman, CHP genel merkezi ve seçmenin kendisine oy vermekle hata ettiğini düşünürsünüz.

***

Görevde eksiklik iddiasında bulunmak için, performansının benzer durumdaki başka vekillerden geride olması gerekir.

Demirtaş, bugün itibarıyla ülke sorunları üzerine görüşlerini gerek soru önergeleri, gerekse meclis konuşmaları, gerekse yasa teklifleriyle en fazla gündeme getiren 10 anamuhalefet milletvekilinden biridir. Ereğli'nin köyündendir ve yeniyetmeliğinden beri CHP'lidir. Genel Başkan talimatıyla kısa bir stratejik ayrılık sayılmazsa, başka bir partiyle hiç işi olmamış, hakkında transfer dedikodusu çıkmamış, CHP aleyhine tek kelam etmediği gibi söyleyenlerle de hep karşı karşıya kalmıştır.

Meclis tutanaklarına baktığınızda, imza verdiği yasa teklifleri, basın açıklamalarıyla ülke sorunlarını dile getirme açısından bölgesel sorunları meclise taşıma açısından, Zonguldak milletvekilleri arasında açık ara önde olduğunu görürsünüz.

CHP Milletvekilinin CHP genel merkezi nezdinde yürüttüğü siyaset kendisiyle ilgili bir konudur. Bunun doğruluğu yanlışlığı konusundaki algılar subjektiftir. Objektif olan kriter, genel merkezde görüşlerini ifade ederken, usul erkan sınırları dışına çıktığı vaki değildir. En şiddetle karşı koyduğu parti içi konularda bile çıkıp basınla algı üretmeye çalışmaz.

Böyle yapmasının nedeni aşikar. Partisine sahiden gönül veren herhangi bir siyasetçi için öncelikle partisinin ideolojisi gelir ve bu ülkünün yükselmesi için çalışırken, kaş yaparken göz çıkarmak istemezler, parti sorunlarını basının önünde konuşmazlar. Aynı partiden başka biri için algı operasyonu yapmazlar.

Olgular böyle; ne bir fazla, ne bir eksik aynen böyle

***

Ünal Demirtaş için neler deniliyor: Ereğli için ne yapmış? CHP'yi bitiren adam... Genel merkezde işleri karıştıran adam... CHP'nin seçim kazanmasını istemiyor... Angaralı avukat...

Özetle bunlar söyleniyor...

Yolsuzluğu var mıdır? Hırsızlığı var mıdır?Özel olarak kayırmacılık sayılan iş takipleri, avantacılığı var mıdır? Özel hayatında gayrı ahlaki kabul edilebilecek işleri var mıdır? Birisine borçlanıp üstüne yattığı, bakkal başka yere bakarken şeker kavanozunun içine elini soktuğu vaki midir?

Böyle bir şey yok. Olduğunu söyleyen varsa kanıtlasın da hep beraber taşlayalım. Kanıt, Demirtaş'ın muhatap olduğu subjektif suçlamaların yumuşak karnıdır zaten.

Anlayacağınız öyle bir şey de yok...

***

Kimseye laf atmayalım ve sadece olgular üzerinden devam edelim.

Ünal Demirtaş hakkında yukarıdaki söylemler dönem dönem kamuoyunu meşgul etmiştir. Ne zamanlarda olmuş: 2011 yılında ilk milletvekili aday adaylığı esnasında, 2015 yılında yapılan haziran ve kasım seçimleri esnasında, İlçe başkanlığı seçimleri esnasında, 2019 seçimleri esnasında...

Herkesin gönlünde bir aslan yatar. Demirtaş'ın kendi adaylığını başkalarından çok istemesinde şaşacak bir şey yok. İlçe Başkanlığı seçimlerinde, belediye başkanlığı seçimlerinde tercih ettiği bir aday olması kabahat midir sorgulamak lazım. Apaçık görülen, Demirtaş'ın desteklediği adaydan başkasını destekleyenler, kendi ikballeri için döşedikleri yolun önünde engel olarak vekili görenlerin bu algı operasyonlarına kaynaklık ettiğidir.

Burada da dikkat çeken konu, Demirtaş'ın tüm sorumluluk sahibi siyasilerin yapacağı gibi, desteklemediği adaylar hakkında en ufak bir algı operasyonu işine girmediği, basına desteklemediği adayları desteklememe nedenleri konusunda ser verip sır vermediğidir.

***

Haberlerin kaynağı nedir? Ben söylemeyeyim, siz onları bilirsiniz. En stratejik anlarda, gazetelerde Demirtaş aleyhinde yazılan, her biri özel görüşmelerde tartışılan—hatta o görüşmelere matuf olarak uydurulan—yazıların kimin ikbaline giden yola döşendiğini de bilirsiniz.

Bu haberleri kimler yapar?Belli birilerinin ikbaline giden yola taş döşemekle görevlendirilmiş aynı kişiler... Kaynaklar öyle ortaktır ki, kimi zaman bunun bir algı operasyonu olduğunu ispat edercesine haberlerin resimleri bile aynıdır. Kaynağından haberler midir, değildir. "İddia ediliyor" dur. "öne sürülüyor" dur. Öne sürülenlerin hepsi aynı kişi tarafından öne sürülüyordur.

Diyeceksiniz ki bu yazıyla Demirtaş'ın değirmenine su taşınıyor. Algı ile gerçek arasındaki uyumsuzlukları dile getirmeyeceksek, eğriye karşı doğru olduğuna inandığımızı söylemeyeceksek, şu köşede kadılık etmenin bir manası var mı?

Bir de ben sorayım: yanlışı kim yapıyor?