Her yerde ayaküstü siyaset konuşuyoruz. Her partiden her kesimden insan kendi görüşü doğrultusunda fikrini söylüyor. Sosyal Medya Ereğli adayının kim olacağıyla ilgili spekülasyonlarla çalkalanıyor.

Nihayet 16 Ocak günü CHP'nin adayını açıklama anı için sinirler geriliyor. Merhum meslek büyüğümüz Bedri Erel'in cenazesinde her partiden, özellikle de CHP'den çok sayıda kişi var. Aralarına karışıyor, sohbet ediyoruz. O arada haber geliyor. CHP'de MYK Ereğli ilçe adayını Erol Çivici olarak Parti Meclisi'ne götürmüş ama tartışma çıkmış, adayın açıklanması bu yüzden ertelenmiş.

Anlaşılan şu: Çivici'nin tek aday olarak Parti Meclisine götürülmesi üzerine Kılıçdaroğlu'na muhalefetiyle ve mevcut İl Yönetimine yakınlığıyla bilinen Haluk Pekşen niye tek seçenek geldiği itirazında bulunuyor. Parti içi muhalefetten bir milletvekili daha Pekşen'i destekliyor. Zonguldak Koordinatör Milletvekili olarak belirlenen vekil de Halil Posbıyık ismini ortaya atıyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da parti meclisinde tartışmanın uzamaması için Ereğli adayının daha sonra açıklanmak üzere dosyanın çekilmesini istiyor.

İşin iki boyutu, üç olası sonucu var bence. Bunlardan birincisi, özellikle trol taifesinin pompaladığı "Bu CHP'den bir cacık olmaz" gibi kaba ifadelerle özetlenen, karar alma süreçlerinin yeterli hızla ilerlemediği yönünde iktidar partisinin değirmenine su taşıyan eleştiriler. Öbürü ise CHP'nin değirmeninin hareketini kolaylaştırıcı bir boyut. Tek adam uygulamasının olmadığı bir siyasal yapıda işler böyle yürür. CHP demokratik bir olgunlukla süreci sürdürmeye devam ediyor şeklinde.

Şu anda bu iki boyuttan birini tercih etmek ne ölçüde doğrudur bilemem. Zira muhtemelen ikisi de gerçekten eşit derecede uzakta duruyor olabilir. Zaten konumunu belirlemiş olan kişiler de bu iki bakış açısından keyfi bir seçim yapacaktır.

Üç olası sonuca gelince, bunlardan ilki MYK'nın onayından geçen Erol Çivici ismi üstünde diretilir, muhalifler ikna edilir, Kılıçdaroğlu bu isme destek içeren bir açıklamayla PM'den geçirir. Hemen öyle olmaz diye öfkelenmeyin bakalım. Bir ihtimalin bu olup olmadığını kendinize sorun.

Öbür ihtimal, Posbıyık'ın adaylığının Çivici'nin adaylığının yerine geçirilmesi. Bunun da itirazlarla karşılaşacağı muhakkak ama eğer Kılıçdaroğlu karar kılarsa parti meclisinin çok büyük sorun çıkaracağını düşünmek yanlış olur.

Üçüncü ihtimal, Kılıçdaroğlu'nun iki aday arasındaki tartışmaları aşmanın yolu olarak başka bir aday adayına yönelmesi olacaktır. Hiç de zayıf bir ihtimal değil. Bu durumda Sertan Ocakcı, Buket Müftüoğlu veya Emin Semih Özkök yeniden potaya girecektir ki bu da dönüp dolaşıp en başa geldiğimiz anlamına geliyor.

Mesele üzerindeki bir yaklaşım CHP'den adaylık şansı bulamayan bazı aday adaylarının İyi Parti'nin kapısını aşındırabileceği şeklinde. Kamuoyunda böyle bir algı var ama İyi Parti'nin ittifak ortağına aday adaylığı başvurusunda bulunmuş kişileri aday göstermesi çok ama çok zayıf bir ihtimal. Sohbet ederken CHP'liler, iki parti arasında zaten böyle bir prensip anlaşması olduğunu duyduklarını söylediler.

Partinin seçim çalışmalarında genelde katkı veren bir üyesine "Hepinizin gönlünde bir aslan vardır ama, sizin tuttuğunuz kişi aday olmazsa, aday olacağa destek verir misin?" diye sordum. "Ben şucu bucu değilim, CHP'liyim. Partim kimi aday gösterirse partili olarak görevim onun yanında olmaktır" cevabını verdi. Peki kaç kişi böyle düşünür? "Siz tartışmalara bakmayın, böyle düşünen partili sayısı Ereğli'de zannedildiğinden fazla" cevabını verdi.

Konuşmadan çıkardığım, partinin ilçedeki ağır toplarının CHP'de aday kim olursa olsun, diğer aday adaylarının kırgınlığını yenebilmek için stratejiler geliştirmeye kafa yordukları izlenimini de edindim. Belki tek sıkıntı, adayın AK Parti adayından epey sonra açıklanacak olması olabilir diye düşündüm ama partililerin görüşü, zamanın yeterli olduğu, ekonomik sıkıntı ortamının AK Parti'nin aleyhine işleyeceği yolunda...

Aday adaylarından büyük ihtimalle gelecek hafta sonu adaylık harmanisini giymiş olacak. Fakat CHP'lilerin sokakta herkesin varlığını bildiği riskleri görmezden geldiği yorumunu yapmak acelecilik olacaktır. Her şeyin farkındalar, eylem için adayın açıklanmasını, yani gelecek hafta sonunu bekliyorlar.

Bizim izlenimlerimiz böyle.