Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Zonguldak'a bir ziyaret daha gerçekleştirdi. Eroğlu çok gezen bir bakandır ve heybesi boş dolaşmaz. Her gittiği yere mutlaka projelerle gider, sözler ve taahhütler verir.

Eroğlu'nun söz dağarcığı da boş değildir. Zonguldak ziyaretinde ajansların aktardığına göre müteahhitlere yönelik sözler etti. Bu sözler sadece müteahhitlere değil, bir işin çözümü noktasında sorumluluk alması gerekirken savsaklayan gerek idari, gerek siyasi yetkililere de mesaj verdi.

Eroğlu tam olarak şunları söyledi:

" Biz Orman ve Su İşleri Bakanlığı zamanla yarışan bir bakanlığız. Sloganımız da budur. Bizde birisine 'Ne zaman bitecek' diye sorduğumuz zaman 'En kısa zamanda' dediği zaman o artık işini kaybeder. Şu gün, şu saat, şu dakika deriz. Dolayısıyla müteahhit firmalar sözleşmede belirtilen tarih ve saatte bitireceksiniz. Bizzat takip ediyorum. Bitirmezseniz kusura bakma biz sizi bitiririz. Benim şakam yok. Çünkü biz zamanla yarışıyoruz. Paramız hazır. Yüzde 86'ı faize gidiyordu. Şimdi artık faiz lobisinin hortumu kesildi. İhale lobisinin hortumu kesildi. Toplanan vergiler artık millete hizmet olarak gidiyor. Bu bakımdan müteahhitlere peşinen teşekkür ediyorum."

***

Bu köşede kimi zaman yazmışımdır. Uzayıp giden projeler, bölgenin ufkunu açacak yeni proje taleplerinin önünü tıkıyor diye. Hani derler ya "Sakalımız yok ki, kime meramımızı anlatalım" diye. Bizimki de o hesap, kendin yazarsın, kendin okursun, devran geldiği gibi döner gider.

Ama Bakan Eroğlu "Her şakasının ciddi bir boyutu olan" insanlardandır. Bakmayın müteahhitlere söylendiğine, muhtemelen "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" özlü deyişinde olduğu gibi daha kapsamlı bir mesaj vermek istiyor.

Diyor ki, "Eyyy, sorumluluk üstlenenler—siyasiler, kamu yöneticileri ve diğer paydaşlar—işinizi hakkıyla yapın. Tekrar tekrar tarih uzatımı istemeyin. Baştan konuşulan sürede işi bitirin, takvime bağlı kalın."

Bunları İstanbul gibi birçok ülkenin GSMH'sinden büyük bütçesi olan bir vilayette söylemiyor. Zonguldak gibi sürekli göç veren, Abdülhamit dönemine uzanan Filyos Vadi Projesi, Koalisyonlar dönemine uzanan Ereğli Zonguldak Karayolu yapım işi, uğruna—aşk dediğin Ereğli Devrek yolu gibi olmalı, hiç bitmemeli diye—güfteler yazılan, eğer kısa sürede bitmezse bestesi de yapılacak işlerin; Kandilli Alacaağzı gibi üç ihalede talipsiz kalan ocakların, on yıldır krizden çıkamayan tersanelerin olduğu Zonguldak'ta söylüyor bu lafları.

Burada konuşulunca yukarıdaki ifadeler daha bir anlamlı gözükmüyor mu?

***

Bu konuları yazan birçok köşe yazarı arkadaş var. Bunların ne ölçüde ciddiye alındığnı analiz etme ihtiyacı var. Basının birçok alanda daha etkili olmasını istediği yetkiler bakalım bakan Veysel Eroğlu'nun uyarısının ardından ne yapacak?

Bakanın uyarısının etkili olmasını ummamız gerek. Zira sorumluluk alanı içinde bakan hükümeti, hükümet devleti temsil eder. Yaklaşan 2019 seçimlerinde iktidar partisinin, başarısızlığı böyle kişilerin sırtında bırakacağını düşünmek gerek.

Biz yazınca müteahhit şöyle demenin bir anlamı olabilir ve sözün sahipleri bir miktar üstlerindeki kamuoyu baskısından kurtulabilir ama işler bitmediği için seçimde zorlanma olduğu algısı oluşursa, parti teşkilatı başta olmak üzere, tüm yetkililerin pozisyonunun sorgulanması gündeme gelecektir. Ne kadar ekmek, o kadar köfte meselesi yani.

Bakan Veysel Eroğlu'nun uyarısının sadece müteahhitler tarafından değil, tüm siyasi kademeler ve kamu yöneticileri acısından da dikkate alınmasında yarar var .