
AGAMENNON-MEHMETÇİK
18 Mart 2017 16:19:12
Avrupa'dan Anadolu'ya ilk seferin komutanı, birleşik Yunan Şehir devletleri ordularının komutanı olan Agamennon'dur.
O günlerde adı Dardanel olan Çanakkale'yi kuşatmış, uzun süren savaşın sonunda Akhilleus, Hector'u öldürmüş, ardından Truva Atı ile kente giren birlikler kapıları açmış, Agamennon da böylece zafere ulaşmıştır.. Böyle der Homeros İlyada destanında.
Binlerce yıl sonra, H.M.S Agamennon yeniden Çanakkale önlerindedir. Bu kez yelkenli gemilerin ardından geliştirilen Drednot sınıfı gemilerin en gelişmişleri arasında yer almaktadır. Karşı tepelerde bu kez Hektor'un torunları değil, Mete'nin Alparslan'ın, Yıldırım'ın, Fatih'in, Osman'ın; Cemşit'in, Rüstem'in, Dadaloğlu'nun, Köroğlu'nun, Pir Sultan Abdal'ın torunları vardı.
Anadolu, Mezopotamya, Bosna Hersek'ten, Rumeli'nden gelen yoksul savaşçılar, dünyanın en büyük armadası karşısına bir kez daha ülkelerini savunmak için çıktılar.
***
Aslında 18 Mart, Çanakkale Savaşları'nın zaferle sonuçlandığı tarih değildir. İstilacıların deniz harekatının başarısız olmasının ardından, ilk ve en şiddetli kara harekatının yapıldığı tarihtir. Çanakkale savaşı bir anlamda, gemi ve deniz üstünlüğüne dayanan İngiliz sömürgeciliğinde de bir kırılma noktasıdır. Zira donanmayı düşmana fırlatılan bir ok gibi gören anlayış, birinci dünya savaşı sırasında top ve siper savaşları ile yer değiştirmeye mecbur kalmıştır.
Üstüne basıp geçtiğimiz, toprak adındaki zemin, Anadolu'nun evlatları ile akrabadır. Yaşamını kazanmak için iki cılız öküzün arkasında karasabanla sürer, ilk gençlik düşlerini öküzler dinlenirken tarlanın serin toprağına oturarak kurar bizim toprağın gençleri. Kendi toprağına en ufak komşu müdahalesini bile savaş, en azından çatışma sebebi sayar. Daha da ötesi, hak vaki olduğunda, "Ana" dediği toprağa dönüşü yuvaya dönüş kabul eder.
Çanakkale'de iş siper savaşına dayanınca, Anadolu'nun toprak çocuklarıyla başa çıkabilmek, tarihin en güçlü demir yapıları için bile imkânsızdır. Bir verandanın altında sallanan sandalyede hayal kurarak yetişen istilacıların başa çıkması hiç mümkün değildir.
Neticede Hektor'un Dardanel'inde zafer tacını giyen Agamennon, Mehmet'in çelikten iradesi önünde diz çökmeye mecbur kaldı.
***
Bugün, İngiliz askeriyesi, Çanakkale söz konusu olduğunda bir konuyla övünür: Çekilme harekatının başarısı... Mehmet'in istemediği, düşmana seve seve bırakabileceği tek kıvanç budur.
Bu şöyle oldu: Siper savaşları tam bir çıkmaz içinde sürerken, yeni bir saldırı için elli bin kişilik takviye asker gerektiğini öne süren General Ian Hamilton görevden alınarak, 18 Kasım 1915'te yerine Charles Monro getirilir. Monro'nun ilk raporu, "Gelibolu boşaltılmalı" olur. Savaş Bakanı Lord Kitchener Çanakkale'ye gelir. Seddülbahir cephesi dışında iki cephenin tahliyesini emrini verir. Bu kez de İngiltere'de Seddülbahir'de niye kalınması gerektiği sorgulanır. Sonra tümden tahliye kararı alınır.
Tahliye işlemleri 10 Aralık 1915'te başlanır. Gizlilik nedeniyle tahliye sadece geceleri yapılır. Bir grup asker gündüz sahile çıkarılıp cepheye yürür. Bu askerler gece tahliye edilip yine sahile çıkarılır. Son birlikler postallarına çorap giyerek sahile yürüdü. Kalan malzemeler ateşe verildi, kazılan lağımlara dinamitler konuldu ama çoğu ateşlenmedi bile. 19 Aralık 1915 akşamı son asker de cepheden ayrıldı.
***
Çanakkale Savaşları ulusal gururumuzun temel taşlarından biridir. Ama önemi sadece bundan kaynaklanmıyor.
Büyük önder, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının büyük bölümünün Kurtuluş Savaşı'nı başlatıp nihayete erdirecek askeri tecrübe ve kararlılığı edindiği bir okuldur burası. O kadronun, yüzbinlerce şehide bağlılığı, onların kaybı karşısında duyduğu hüzün, Cumhuriyet ideolojisinin temellerinden biridir.
Yanlarında kaybettikleri silah arkadaşlarına karşı gönül borcu hisseden Anadolu evlatları, 1919'da Yunanlılar İzmir'e, İngiliz zırhlıları İstanbul'a girdiği, Mustafa Kemal Amasya'dan, Erzurum'dan, Sivas'tan çağrılarını yaptığında ağır ellerini topraktan kaldırıp, demir mavzerleri omuzlayarak cepheye koştu.
Yüz iki yıl sonra, Arıburnu'nda, Seddülbahir'de, Conkbayırı'nda, Çanakkale'nin dört bir yanında bağımsız bir ülke için toprağa düşenleri, onlara gönül borcunu ödemek için ilk büyük dünya savaşının son artçı dalgasını bu topraklardan gerisingeri yollayan silah arkadaşlarını, daha huzurlu, daha müreffeh bir gelecek davasına emek veren, o emaneti bugüne kadar getiren, koruyup kollayan herkesi selamlıyorum.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com