YELKENLER ATLASTAN, HALATLAR İBRİŞİMDEN...
28 Eylül 2016 08:44:55
Yaşadığımız bölgenin daha mamur hale gelmesi amacıyla tasarlanan projeler hayata geçtiğinde yelkenlerimiz atlastan, halatlarımız ibrişimden olacak gibi görünüyor.
Gelgelelim bu konularda o kadar sınırlı gelişmeler yaşanıyor ki bu projeler gerçekten bir takvim kapsamında yürüyen somut işler midir, gündem saptırmak için uydurulmuş söylemler, birer şehir efsanesi midir kestirmek zor.
Mesela Filyos Projesi... Her birkaç ayda bir Filyos ırmağının denize döküldüğü noktada "Batı Karadeniz'in çılgın projesi" olarak lanse edilen büyük bir liman, endüstri bölgesi ve buna bağlı ulaşım ağları ve altyapıyla ilgili ufak tefek gelişmeler manşetlere taşınır.
Projenin "2. Abdülhamit'in rüyası" olarak lanse edilmesine bakılırsa, en az yüz on yıllık bir geçmişi var. Yüz on yılda hala projeler ve temel atmalardan bahsedilen bir projenin gerçekleşeceğine inanmak ne ölçüde mümkündür, orası meçhul. Yüz on yılda temel atma aşamasına gelen bir projenin önümüzdeki yüz on yılda hayata geçeceğini varsayarsak, bugün yaşayanlar için anlamını da sorgulamak gerekir.
Erdemir ölçeğinde bir yatırımın on yıldan kısa sürede hayata geçtiği bir yerde, bu kadar zamandır konuşulan bir projeyi "Şehir efsanesi" olarak görenler herhalde kınanamaz.
***
Mesela Ereğli'nin il olması...
Ereğli'nin il olmasına ilişkin söylemlerin elli yılı aşkın bir geçmişi var. 1990'ların sonunda Karabük ve Bartın il olduktan sonra iyiden iyiye küçülen Zonguldak'tan üçüncü bir il çıkacağını umut etmek gerçekçi midir, sorgulamak gerekir.
Bu arada geçtiğimiz yıllarda meclisten geçen, Büyükşehir yasasında değişiklik yapan, Kozlu ve Kilimli'nin ilçe olması sonucunu doğuran kanunun küçük yerleşimlerin birleşmesini teşvik ettiğini de akıldan çıkarmamak gerek. Ereğli-Alaplı ve Düzce'nin birleşerek büyükşehir olmasını öneren Düzce milletvekiline duyulan tepkiler hatırlanacaktır. Bu söylem üzerine dönemin vekillerinden Köksal Toptan'a "Zonguldak, Bartın ve Karabük birleşerek büyükşehir olamaz mı?" diye sorulmuş, o da "Biz elbette isteriz ama Bartın ve Karabük bunu ister mi?" demişti.
Elbette Büyükşehir oluşturma fikirlerinin ikisi de hayaldi ve yapay gündemdi. Ereğli'nin il olmasıyla ilgili söylemlere gelince, bu söylemlerin Zonguldak genelinde var olduğu (Ve en net halini milletvekili aday sıralamasında gösterdiği)söylenen Ereğli karşıtı lobinin rahatının kaçırılması değilse ne olabileceğini söylemek zor.
Bu da bir nevi şehir efsanesi olarak değerlendirilebilir...
***
Mesela, Adapazarı-Karabük arasında Batı Karadeniz liman ve sanayi tesislerini birbirine bağlayacağı söylenen demiryolu projesi...
Bu proje ile kamuoyunun kapsamlı şekilde tanışması yaklaşık on yıl önceye dayanır. Karasu üzerinden Ereğli'ye, Buradan Zonguldak'a, oradan da Filyos-Karabük hattına gidecek, bölgeyi bir lojistik merkezine dönüştürecek bir demiryolu hattı söz konusu olan. Bu kapsamda limanların kapasitesi artacak, ulaşım maliyetleri düşecek (Çünkü demiryolu, tesis maliyeti yüksek olmasına rağmen, işletme maliyeti son derece düşük bir nakliye biçimidir.), bölge yatırım açısından cazip hale gelecek ve yeniden ülkenin parlayan yıldızına dönüşecek(ti).
Maalesef proje çalışmaları 2010 yılında başlayan bu hatta da şu an itibarıyla ilk etabın bile yapılması mümkün olamadı. Gelinen noktaya bakınca, bu proje acaba bölgede gündem oluşturmak için ara sıra ısıtılan bir şehir efsanesi midir, takdir sizin.
***
Ereğli özelindeki şehir efsanelerinden birisi de kamu kurumlarının şehrin hinterlandına yayılma eğiliminin artmasıyla gündeme gelen şehir içi raylı sistem ulaşımını tesis etme meselesidir.
Buna kimin ne kadar inandığını tespit etmek zor değil. Özellikle siyasilerin tamamının bu projeye inancının yüksek olduğunu kabul etmemiz gerek. Zira her yerel seçim döneminde, neredeyse her partinin proje kitapçığında "İnşası kolay, ulaşım meselesini kökünden çözecek bir raylı sistem) projesi yer alır.
Seçim dönemlerinde raylı sistemin Ereğli'de hayata geçeceğine sırf bu kitapçıkların belagatı nedeniyle inanmak kolaydır. Oysa seçim geçtikten sonra göreve gelenlerin hepsi "Bunlar vizyon projeleriydi, mutlaka yapılması şart değil, bir gün birisi yapacaktır" gibi söylemlerle topu taca atıverirler.
Yine de orta yaşlara merdiven dayayanlar, Kandilli Ereğli arasında raylı sistem bulunduğunu, bu güzergahta işleyen trenin belde ve ilçeyi etle tırnak haline getirdiğini, öngörüsüz siyasilerin bu hattı geliştirmek yerine tamamen ortadan kaldırdığını unutmuş değil. Bu örnek aynı zamanda siyaset kurumunun işleyişindeki sıkıntıların (Seçimi kazanalım, gerisini boşver şeklinde özetlenebilir) da önemli bir göstergesidir.
Ereğli Zonguldak Yolu, Ereğli Devrek Yolu, Ereğli Şehir Terminalinin taşınması, oto galericilerin şehir dışına çıkması, Kepez yoluna yolcu indirme bindirme cepleri gibi basit işlerde yaşanan günlük gelişmeleri bile "Büyük hizmetler" olarak hanesine yontmaya çalışan bir siyaset kurumu, Abdülhamit döneminden, Elli yıl önceden, on yıl önceden kalan fikirleri hayata geçirebilir mi?
Sorgulamak gerek...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com