CANDAN, SESLİ VE DİĞERLERİ...
22 Agustos 2016 09:04:25
Hiçbir şey, zan altında kalmış, bırakılmış birinin esasen masum olduğunun ortaya çıkması kadar gönül ferahlığı sağlayamaz. Bunu baştan söyleyelim.
Çünkü adaleti savunmak masumların korunması olduğu kadar, suçlulara işlediği suça uygun ve orantılı bir ceza verilmesi, bu cezanın tam olarak infaz edilmesini de savunmak anlamına gelir. Yasa kendini gerçekleştirmek için yargı mensupları, hakimler, savcılar, avukatlar yoluyla kendi rotasını çizecektir. Bu rotayı başka yollardan belirlemek kimsenin haddi değil.
Ajanslara Ereğli Eski Belediye Başkanı Murat Sesli'nin de FETÖ mensuplarının mağduru olduğuna ilişkin haber düştüğü saatlerde, öncesi dönem Zonguldak Milletvekillerinden Prof. Dr. Ercan Candan da basınla gerçekleştirdiği kahvaltılı sohbet toplantısında meram anlatıyordu.
Bu durum, 15 Temmuz Darbe girişimi ve FETÖ soruşturmalarının iki farklı boyutunu gözler önüne seriyor.
Birincisi FETÖ soruşturmasında zanlı pozisyonunda kalma kaygısı, ikincisi ise daha önce yaşadıkları talihsizliklerin tamamını FETÖ'ye bağlamak suretiyle, bir çıkmazdan kurtulma hevesi...
***
Önceki dönem Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan'ın basınla bir araya geldiği toplantı, FETÖ terör örgütü ile ilişkiler boyutunda kamuoyunda ortaya çıkan bir algıyı değiştirme amacı taşıyor.
Mesele Candan'ın FETÖ ile ilişkisinin ne boyutta olduğu değil. Hakkında atılı somut dayanağı olan herhangi suçlama yapılıncaya dek kadar, kendisinin beyanlarını doğru kabul etmek, 1999'dan bu yana bu gruplarla herhangi bir bağı olmadığını kabul etmek gerekir.
Ancak Candan'ın algı değiştirme refleksi, bu terör cemaati ile hayatının bir döneminde yolu kesişen insanların kaygılarını da yansıtıyor. Tam olarak bu nedenle şu sıralarda FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla hakkında takibat yapılanlar, 15 Temmuz'dan sonraki yaklaşık bir ay boyunca demokrasi nöbetlerini mesken tutmuştu.
Sadece FETÖ adı verilen bu şer odağıyla düzenli bir ilişkisi olanlar değil, bu örgütle hasbelkader yolu kesişmiş olanlar da bu korkuyu taşıyor. Dahası, bu örgütle hiçbir şekilde bir araya gelmesi mümkün olamayacak kişiler de, daha önceki yaşam maceraları içindeki birtakım husumetler nedeniyle üstlerine kalabilecek zanlı gömleğinden sakınmaya mecbur hissediyor kendini.
Yani durum karışık. Kendisinin FETÖ ile ilgisi olmadığını göstermek ve dikkatleri kendilerinden uzaklaştırmak için bu taraklarda bezi olmayanları hedef gösterenlerin şerrinden Allah korusun diyor insan.
***
Önceki Dönem Ereğli Belediye Başkanı Murat Sesli hakkında verilmiş bir adli hüküm var. Bu hükmün infazı, (bilindiği kadarıyla) Sesli'nin firari oluşu nedeniyle gerçekleşmedi. Sesli'nin bir nevi komplo sonucunda bu noktaya geldiği ortaya çıkarsa, bu da gönüllerin üstünden değirmen taşı gibi bir ağırlığı kaldıracaktır ona şüphe yok. Zaten bu yazının konusu da Sesli'nin masumiyeti veya suçluluğunu tartışmak değil.
Askeri okullardan atılanlar, sınavı kazanamayan öğrenciler, ordudan ihraç edilenler ve daha birçok talihsizlikle karşı karşıya kalanlar FETÖ karşıtı güçlü rüzgarda yelkenlerini şişirme peşine düştü. Elbette bu kişilerin bir bölümü gerçekten komplo kurbanı da olabilir. Ancak bu dalganın durumdan fırsat yaratmak gibi bir boyutu olduğunu da teslim etmek gerekir.
Yine de şu ana kadar ortaya çıkanlar, FETÖ'nün orduda, emniyette, medyada, eğitimde hayli geniş bir mağdur kesim yarattığı da anlaşılıyor. Bu da "Komplo" şikayetlerine peşin hükümle kapıyı kapatmamak gerektiğini ortaya koyuyor.
***
Candan ve Sesli'nin durumları üzerinden anlatmaya çalıştığımız şey şu:
Burada sadece meselenin iki boyutu anlatılıyor. Neticede ise siyasetçiler, eğitimciler, emniyet teşkilatı, askeriye, iş dünyası, sivil toplum, üniversite mensupları bugünlerde paranoyaya dönüşme potansiyeli bulunan bir endişe, bir anksiyete ile yaşamaya çalışıyor.
Meselenin üçüncü bir boyutu da sosyal medyada hakkında delil ortaya koymadan birilerini zanlı ilan eden muhbir-jurnalci sayısındaki kaygı verici artıştır. Bu sayının da kendisinin örgüt üyesi olmadığını ispatlamak istediği için parmağıyla sürekli başkalarını gösterenler tarafından şişirildiğine şüphe yok. Bu şişmenin aynı zamanda kamu görevi yapanlardaki endişe-anksiyete halini körüklediğini düşünürseniz, ortada yuvarlandıkça büyüyen bir kartopu varmış izlenimine kapılabilirsiniz.
Bu işler, onları çözmekle görevli kurumlar dışında çözülmez. Yeni bırakalım güvenlik güçleri ve hukuk sistemimiz kuru ile yaşı ayırma işini gerçekleştirsin. Zira üstüne vazife olmayanların her müdahalesinde su bulanıyor, çözüm çalışmaları biraz daha zorlaşıyor.
Sağduyu ekseninden ayrılmamakta yarar var.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com