İPİ KOPMUŞ TESPİHTEKİ TANELER
01 Agustos 2016 08:27:36
Günlerimiz küçük sevinçler, küçük sıkıntılar, kederler falan diye ipi kopmuş tespih taneleri gibi ömürden eksilterek gelip geçiyor. Bazen öyle durumlar oluyor ki, başparmakla işaret parmağını şıklatmak suretiyle çözülebilecek sorunlar, sahipleri için gereksiz yere uzayan eziyetlere dönüşüyor.
Üç hafta önce Cumartesi pazarında bir esnaf...
"Bak" diyor, "Tentelerimizi bağlayacak yer bulamıyoruz, belediye bir direk dikmiş Allahlık."
Gösteriyor...
Yüz milimetrelik boru şeklinde direk. Üstüne dört beş tente ipi bağlanmış. Esnafın emeğine hürmet eder gibi altmış derecelik açı oluşturacak şekilde ta dibinden eğilmiş...
Direk işyerimizin bulunduğu, etrafı demir korkuluklarla çevrili arsanın hemen üst köşesinde duruyor. Her gün o direğin önünden geçerek işe gidip geliyoruz. Esnaftan iki kişi lisanı münasiple şikayetlerini anlatıyor.
"Direk olmayınca, buralardaki korkuluklara bağlıyoruz ipleri, bina sahipleri şikayet ediyor, sıkıntı oluyor. Medet!" diye konuşuyor esnaf.
Esnafın taleplerini dile getiren bir haber yayınlanıyor gazetede... Ekipler haftasında geliyor, ortada yığılı hafriyatı bir hale yola koymaya çalışıyorlar. Tıkalı olduğundan yağışta göletler oluşturmasına yol açan rögar kapağını açıyorlar. Bükülen direği düzeltiyorlar.
***
Günler tespih taneleri birbiri ardınca diziliyor, bir sonraki cumartesi pazarı kuruluyor.
Yüz milimetre çapındaki direğin esnafın emeğine hürmeti daha da artmış. Bu kez ellibeş derecelik açıyla daha bir eğilmiş durumda. Of, esnaf mecburen direğe tentelerinin ipini bağlıyor, akşamı böyle ediyorlar.
"Bak, düzelttiler ama geçici yaptılar, daha sağlam bir direk konulması lazım, zabıtaya söyledik ilgileneceklerini söylediler," diyor esnaf.
Bir hafta bakalım, ne yapacaklar diye söyleşiyoruz. Şakalaşıyoruz, gülüşüyoruz falan...
***
Tespih tanesi günler akmaya devam ediyor, hafta içinde belediye ekipleri geliyor, direği söküyorlar, dibini kazıyorlar, beton döküyor, üstüne direğin monte edileceği kalın bir levha sabitliyorlar.
Bir direk geliyor Cuma sabahı, evlere şenlik. Yetmiş milimetre çapında... İşten çıkarken bakıyoruz, levhaya sabitlenmiş.
Yorumluyoruz... "Anında yıkılır, bir hafta dayanmaz"
Cumartesi günü, pazarın yeni kurulduğu saatlerde direğin önünden geçiyoruz. Direk adeta başka bir yere dikilecekmiş de bulunduğu yeri beğenmemiş gibi. En dipteki kaynaktan kopmuş, kırkbeş derecelik açıyla yatmış durumda.
Elbette buna ip bağlamak mümkün değil. İpler ister istemez demir korkuluğun değişik noktalarına bağlanıyor ki bu hafta tamamlansın.
***
Yani mesele direk de değil... Neticede ortada görünen tek bir direk. Eti nedir, budu nedir, ne önemi var denilebilir. Asıl mesele prensipte...
Bir işi yaparken ciddi olmak lazım. Düşünmek lazım. Küçük işleri ciddiye almadan yapanlar, daha büyüklerini de daha fazla ciddiyetle yapmazlar. En azından bir konunun üstüne titizlikle eğildiklerinde bile ciddiyetlerine başkalarını ikna etmekte zorlanırlar.
Hani güler kopuk bir ipten dökülen tespih taneleri gibi birbiri ardınca dökülüyor ya... Bir hafta, iki hafta, üç hafta... Yedi, ondört, yirmibir gün... Günler haftalara, haftalar aylara, aylar yıllara dönüşüyor. Yıllar birer birer geçtikçe, seçim dönemleri oluyor...
O gün geldiğinde, şehrin gelecek planları seçmenin önüne konulduğunda, bugün yaratılan ciddiyet algısı vaatlerin ikna ediciliğini etkileyen unsurlardan biri olacak.
Bizden hatırlatması...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com