Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
15 Aralık 2025 Pazartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
UĞRUNA CAN VERDİKLERİMİZ...

UĞRUNA CAN VERDİKLERİMİZ...
27 Temmuz 2016 09:04:15

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

24 Temmuz, biraz tartışmalı olmakla birlikte, Türk basınından sansürün kaldırılışının—kaldırıldığının zannedilişinin—yıldönümünü ifade eder.

Bu işlere kafa yormayı zul görenler, sansürün kaldırılmasının neden bu kadar önemli olduğunu söyleyegelmiştir. Çoğu zaman devlet ve gücün yanında bulunmak suretiyle itibar tırtıklama marifeti edindiği gözlenen bu kişiler için, özgür basın denilen şey, devlet ricaline sövmeyi adet edinmişler şebekesidir.

Ekstrem bir yorumla, durumun böyle bir yan etkisi olduğu da söylenebilir belki. Ancak gerçekte basın özgürlüğü yayını yapanın özgürlüğünü değil, onları okuyanın ifade ve bilgi edinme özgürlüğünün enstrümanıdır, aracıdır. Bu yüzden kamudan itibar tırtıklamayı marifet haline getirenler, aynı zamanda sabahları selam verdiği komşusunun, simidini aldığı simitçinin, odasını temizleyen hizmetlinin herhangi bir konuda farklı bakış pencerelerine sahip olmasını da istemeyenlerdir. O yüzdendir ki halk belli bir bakış açısının dışında bir pencere edinemesin veya başka bir pencereden halka erişilemesin diye olağanüstü dönemlerin tedbirleri arasında basın özgürlüğünün kısıtlanması da yer alır.

Son örneğini 15 Temmuz'da yaşadığımız darbe girişimlerinin öncelikle halkın (yani senin, şahsının) bilgiye erişim kaynaklarını ele geçirmekle başlamasının nedeni de budur.

Buradan çıkarılacak ders, özgürlük denilen şeyin esas itibarıyla düşünceleri serbestçe oluşturma ve bunları serbestçe ifade etmeyi sağlayan sosyal bir alanda mümkün olabileceğidir.

***

Basının bir bütün olarak işlevi, bilginin üretimi ve topluma ulaştırılması ile ilgili bir konudur. Demokrasilerde basının dördüncü kuvvet olduğunu söyleyenler de vardır, birinci kuvvet olduğunu da...

Gerçek olan bir şey var. Serbest seçimler bir ülkeyi kendi başına demokratik kılmaz. Demokrasi, halkın bilgiye özgürce ulaştığı, bu bilgi üzerinden kanaatlerini özgürce oluşturduğu, bu kanaatler çerçevesinde serbest seçimlerde oyunu kullandığı, aynı kanaatlere sahip bireylerle bir araya gelerek görüşlerini hayata geçirmeye çalışabildiği ve tüm bu sayılanların geçerli bir hukuk sistemi tarafından korunup kollandığı bir rejimdir.

Fransız Sosyolog Alain Touraine, böyle bir rejimin mümkün olabilirliğini sorgularken, "Demokratlar olmadan demokrasi olmaz" diyor. Yani demokratik bir toplum, gelecek nesillerini demokratik teamüllere sahip çıkacak şekilde yetiştirdiği (birey olarak bilgi edinme ve bunlar üzerinden kanaat oluşturma hakkını kullanabilmeyi sağlayan bir eğitim gerektirir bu) sürece kendini yeniden üretip demokratik sistemi kesintisiz kılabilir.

***

Tarih, demokrasilerin yaygın eğitim süreçleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu öğretir bize. Nitekim, demokrasi fikri Fransız ihtilalinden doğmuş gibi bakılır. Böyle bakıldığında, halkın iktidarı temsilcileri aracılığıyla kullanması fikrini tam olarak açıklamak mümkün değil.

1605 yılında Abraham Verhoeven adındaki bir Hollandalı, Amsterdam'da ilk günlük gazeteyi (Nieuve Tijdinghen) çıkarmadan önce, dünyanın hiçbir yerinde demokratik toplum fikri yoktu. Bundan önce, yönetim işlevleri bilgiye kolay ulaşabilen kesimlerdeydi. Bu kesimler ortaçağ boyunca aristokrasi, ruhban sınıfı olmuş, ancak Amerika'nın 1492'de keşfinden sonra ortaya çıkan olağandışı artı değer nedeniyle iyice palazlanan ticaret burjuvazisi de yönetimde aynı bilgileri kullanmak sayesinde hak sahibi oldu.

İlk gazetenin yayınlanmasından sonra eğitim imkanlarının yaygınlaşması sonucu, bilgiye ulaşma ve kanaaat geliştirme becerisi de aynı oranda yaygınlaştı ki, bu mekaniği anlamadan demokrasi tarihini anlamak pek mümkün görünmüyor.

Halkın yaşadığı ülkeyi ortak bir toplum sözleşmesi çerçevesinde, seçtiği temsilciler vasıtasıyla yönetmesi diye özetlenen demokrasi, bilgiye kolay ulaşan halklardan başlayarak dünyada en geçerli siyasal rejim halini aldı.

Bugünlerde içinden geçtiğimiz olağanüstü koşullar altında, bilgiye ulaşmada ölçülü de olsa sınırlamalar var. Basın kuruluşları ve genelgeçer düşünce dışında kanaatlere sahip kişiler en azından belli bir dışlanma riski altında. Bu sosyal atmosferin bir an önce yerini, kendisi gibi düşünmeyen insanların da kendisi kadar değerli olduğunun benimsendiği bir atmosfere bırakması gerekiyor. Çünkü ifade özgürlüğü yoksa demokrasi de olmaz.

Çünkü altmış altı yıllık demokrasimizin on-onbeş yılda bir tül perdeler arkasında gizlenmesinin pasif tanıkları olduktan sonra, korumak için ilk kez bu kadar can kaybı verdiğimiz, siyasal görüş farkı gözetmeden ortak payda olarak kabul ettiğimiz değerleri hayata hakim kılmanın başka herhangi bir yolu yok.

Bu Yazı Toplam 720 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com