Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
15 Aralık 2025 Pazartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
DOĞRU OLAN... UYGUN OLAN...

DOĞRU OLAN... UYGUN OLAN...
08 Temmuz 2016 09:19:38

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Bu modern dünya, medeniyet, toplumsal yaşam—adını siz koyun-- denilen şeyler, hiç lüzumu yokken insana garip şeyler yaptırıyor. Bunların başında doğru olanın yerine uygun olanın yapılması geliyor muhakkak.

Yukarıda tarif edilmeye çalışılan yaşam biçimleri içinde genellikle doğru olanı yapmayız. Hani doğru olanı bilemeyebilir insan. Ancak çoğu kişi kendi açısından bile doğru olanı yapmak için gayret göstermez. Eninde sonunda yapılan içinde bulunulan ortamda genel geçer kabul edilen şeyin yapılmasıdır.

Yani doğru olan veya doğru olduğuna inanılan şeyin yerini, "Ayıp olmasın", "Yanlış anlaşılmayayım", "Başıma bir iş gelmesin", gibi mülahazalar ve bunun neticesi olan doğru olan yerine araçsallaştırılmış olanın yapılması gelir.

İnsanlık ailesi için en önemli tehlike budur...

***

1930'larda Almanya'da kurulan Frankfurt Okulu'nun hatırı sayılır bölümü Yahudi olan düşünürleri, Hitler rejiminin baskısı altında kalınca ABD'ye göç ederler. Burada T.W. Adorno öncülüğünde 'Deneysel Felsefe' diye genellenebilecek bir dizi araştırma yaparlar.

Bu deneylerden birinde (detaylar iyi hatırlanamamış olabilir, affola. Genel akış böyledir) üniversite öğrencileri bir deneye davet edilir. Öğrencilere, öğrenme ve ceza arasındaki ilişkinin araştırılacağı, bunun devlet ve eğitim sistemi açısından yeni bir çığır açabileceği gibi şeyler anlatılır. Öğrenciler değişik sözcük ve sayı dizilerini, deneyin sözde deneğine söyleyecek, tekrar edebilirse bir sonraki soruya geçecek, tekrar edemediği durumda ise 10 volttan 220 volta (sayılar yaklaşık olmalı, meseleyi okuyalı çok olmuş)elektrik şokuyla deneği cezalandıracaklardır.

Öğrencilerin bilmediği bir şey vardır. Deneyin asıl deneği, sorulara yanıt verecek olan siyahi öğrenci değil, ta kendileridir. Siyahi öğrenci sadece karşıdakinin düğmeye bastığında elektrik şoku almış numarası yapan bir oyuncudur.

Deneklerden bir bölümü (çoğu değil) ceza işlemi olarak seçilen elektrik verme işlemini sadece 120 volta kadar devam ettirir. Hatırı sayılır bir kısım 160-200 voltluk bir seviyeye kadar çıkar. Bunlardan daha az olmakla birlikte (mesela yüzde 15'lik bir kısım) 220 volta kadar çıkarlar. Hatta elektriğin istenilen etkiyi yapmadığı düşüncesiyle, yanlış cevapları cezalandırırken tekrar tekrar düğmeye basanlar olur.

Bu deneyin sonunda, ölümcül dozda elektrik verecek kadar ileri gidenlere, 'Bir insanı öldürebileceği halde, neden deneye devam ettikleri' sorulduğunda aldıkları cevap, "İlerleme için", "Gelecek için", "Devlet için" gibi cevaplar olur.

Düşünürler bu durumu faşizmin tüm toplumların içinde uyku halinde bulunduğu, kriz günlerinde ortaya çıkacağı şeklinde yorumlarlar. Belki bu durumu, özgür aklını kullanıp doğru olanı yapmayı başaramayan bireylerin o an için uygun olanı yapması olarak değerlendirilebilir.

***

Bizim yerli ulusal kanallardan birinde, program yapan bir kişisel gelişim uzmanının yaptığı bir deney dikkat çekici... Uzman, üç hanımı sahneye çıkarıyor, birinin eline bir kalem veriyor, ikincinin eline bir bardak veriyor, üçüncüsünün de gözlerini bağlıyor.

Uzman daha sonra "Bir dakika boyunca ne isterseniz yapabilirsiniz" diyor. Hanımlardan kalemi tutan, "Suyla değiştirelim mi?" diye soruyor, uzman omuz silkiyor. Suyu tutan, "İçeyim mi" diyor, uzman ellerini iki yana açıyor. Gözleri bağlı olan öne bir adım atıyor, sonra geriye çekilerek yerine dönüyor.

Bir dakika boyunca sahne böylece kalır... Sonra kalem ve bardak hanımların elinden alınır, gözbağı çözülür. Uzman gözü bağlı bayana şunu sorar: "Ne isterseniz yapabilirsiniz demedim mi, niye gözünü açmadın?"

Öbür iki bayana ise şu soru gelir: "Hadi o açmadı, ne isterseniz yapabilecektiniz, niye elinizdekini bırakıp bu gözü kapalı olanın gözünü açmadınız?"

Bu da modern insanın kendi aklını kullanma yeteneğini ne ölçüde yitirdiğini ve modern dünyanın, medeniyetin, sosyal yaşamın konfeksiyon düşüncelerine nasıl teslim olduğunu gösteren önemli bir örnektir.

***

Madem yazıyı tümelden tikele doğru kurguladık. Söz Ereğli'ye de uğrasın ve açık olalım!

İnsanoğlu doyumsuz bir varlık olduğundan, sorumlusu kendisi olmadığı tüm olgular hakkında eleştiriler üretebilir. Yani çoğu kişi belediyeyi eleştirir. Bu eleştiriler İnönü Parkı'nda konuşlanan muhalif partilere mensup kişiler arasındayken nidalar eşliğinde, olağandışı sert ifadelerle yapılır.

Sadece muhalif parti mensupları arasındaykendeğil. Mevcut belediye yönetimine muhalif AK Partili grupların konuşlandığı Devrim Bulvarı üzerinde, halk otobüsü durağının karşısındaki parkta da biraz alçak sesle de olsa, aynı kişiler tarafından ağır eleştiriler dillendirilir.

Bu iki mekanda eleştirel takılanlar, belediye binası civarına yaklaşırken, birdenbire yol gösterici, "şöyle olursa daha iyi olur" moduna giriverir. Belediye binasında ise "Elbette belediyemiz yoğun olarak çalışıyor, destek olmak lazım," havasına bürünür olay.

Bu tutumların aynı kişiler tarafından yapılabiliyor olması, doğru olduğuna inanılanın yerini 'O an için uygun olanın' aldığının bir göstergesidir.

Demek ki övgü de beyhude, yergi de....

Bu Yazı Toplam 754 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com