Araştırmaktan yorgun düşeli beri,

Öğrendim işte var gücümle bulmayı.

Rüzgâr üstüme böyle geleli beri,

Bilirim her rüzgârda yelken açmayı.

Friedrich Nietzsche (Şen Bilim'den)

Geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günü Ereğli'de Belediye, Tübitak, Bülent Ecevit Üniversitesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nün işbirliğiyle gerçekleştirilen bir Bilim Şenliği etkinliği gerçekleştirildi.

Kimileri, büyük pop yıldızları yok diye burun kıvırdı. Kimileri zaten ezberlenmiş olanı bozan şeyleri öğrenmeye niyeti olmadığından uzaktan dolanarak geçti. Milli Eğitim politikaları, kürsüdeki bir öğretmen ve sırasındaki öğrenciler şeklinde tasvir edilebilecek eğitim tarzının çok dışına çıkan bir eğitim etkinliği bu.

Etkinlik alanına gidiyorsunuz, toplumsal yaşamda rolü büyük oranda "Öğrenmek" olan (yoksa milli eğitim modelinde not almak-sınav kazanmak mı demeli) öğrenciler, öğrendikleriyle hayat arasında bağ kuruyor, projelerini izleyen vatandaşlara da bu bağı kurmaları için yardımcı oluyor. Yeniye tutkusu olan serüvencilerden iseniz, farklı bir tecrübe vaat etti öğrenciler size... Gerçekten "Şen Bilim" kavramını getirdiler akıllara.

Prof. Dr. Ahmet İnam, kendi çevirdiği Friedrich Nietzsche'nin Şen Bilim kitabı hakkında "Şen bilim, bilginin sağlık içinde, yaşamla bütünleşerek yaşanmasıdır. Bilginin, dar bir çevrede, belli insanların çıkarlarına hizmet eden, insanları uyutan, onların sırtına ağır bir yük olan, onları belli bir düşünme, yaşama alışkanlıkları içine sokan, bu alışkanlıkların gözlerine ördüğü perde yüzünden, onları kör eden, bu gezegendeki yaşamın gelişip serpilmesine ket vuran bir anlayışla yaşanmasına başkaldıran bir anlayıştır" der.

Yani öğrencileri ezberlenmiş kalıplar içinden çıkarıp düşünmeye, bilgiyle yaşamı buluşturmaya, bilgiyi yaşamı geliştirmenin bir aracı olarak kabul edip, yaşamı başa gelen kazaların bir toplamından başka bir şey haline getirmeye çalışmak gibi önemli işlevleri var bu etkinliğin. Etkinliği düzenleyenler böyle mi algılamıştır, yoksa maksat etkinlik olsun mudur bilemesek de, netice tam olarak budur.

Elbette etkinliğin lokal düzeyde kalmasını da eleştirmek gerek. Zira bilim başka her şeyden daha evrensel bir konudur. Yerel kültürünüzü tanıtmak istersiniz ama o yereldir. Başkasının ilgisini sizinki kadar çekmeyebilir. Ama bilim alanında bir değer üretirseniz, dünyanın neresine giderseniz gidin aynı değerdedir. Tıpkı Çemberin çevresini çapına böldüğünüzde hep aynı pi sayısını elde ettiğiniz gibi. Normal Koşullar denilen özel koşullar altında (760mm cıva basıncı, deniz kenarı, sıfır derece sıcaklık) saf suyun yüz derecede kaynaması gibi...

Bu yüzden Bilim şenliği etkinliğini daha geniş bir çerçevede ele almak gerek. Sadece Ereğli'de bulunan öğrenciler değil, Zonguldak'ın, hatta Türkiye'nin dört bir köşesinden öğrencilerin katılımını sağlamak, çerçevenin bir üst düzleme taşınmasını sağlayacaktır. Şenliğin kapsamlı bir müsamere görüntüsünden çıkarmanın, katkı veren dört kurumun, bu kurumların toplamından daha büyük bir değer üretmesinin yolu budur.

Erdemir'in sosyal yaşama sırtını dönmesiyle geçmişte kalan "Hayat Matematiktir" yarışması, başarılı öğrencilere ufuk açması açısından önemliydi. Bu yarışmadan kalan boşluk da etkinliğin içeriğinde yapılacak bir iki revizyonla doldurulabilir. Bu boşluğu doldurmak için ödüllü yarışmalar da gerçekleştirilirse, öğrenciler bilimin okul dışında bir geleceğin kapısını açabileceğini görmüş olur. Belediye Başkanı Uysal'ın Başbakanın elinden ödül aldığında hissettiklerini, bu etkinliğe katkı veren öğrenciler de hissetmeli.

Etkinlik çadırlarının düzeni, anahtar etkinlik eksikliği gibi konular da eleştirilebilir ama önemli olan tüm bu faaliyetin arkasındaki iyi niyettir. Niyet salih olduktan sonra, her sene bir diğerinin üstüne koymak suretiyle en baştan akla gelmemiş hedefler ve ufuklara kendiliğinden ulaşmak mümkündür. Mesela, Ereğli'de fakülte sayısının artmasıyla, bu etkinlikler, ilkokul, ortaokul, lise düzeylerinde olduğu gibi, akademik düzeyde çalışmalar için de platform oluşturabilir.

Tabii ki en baştan eğitimin sabah servise binip okulda zaman geçirmek, sınavlara girmek ve puan kazanmak dışında bir şey, bireylerin düşünsel gelişiminin Milli Eğitim'in müfredatına sığmayacak kadar büyük bir faaliyet olduğu fikrini özümsemek gerek.

Bilim Şenliği'ne katkı veren herkes kutlanmayı hak ediyor.