Ereğli son dönemde önemli bir etabı daha geride bıraktı. Bölgenin siyasetinde yıllar boyu belirleyici olan isimler 2016 yılında karşımızda olmayacak.

2014 Yerel seçimlerinde 20 yıllık belediye başkanı Halil Posbıyık yerini Hüseyin Uysal'a bıraktı. Kırk yıllık siyasetçi Köksal Toptan'ın yerinde bugün Hüseyin Özbakır var. Fazlı Erdoğan-Ercan Candan yok, AK Parti'yi Ereğli bölgesinde milletvekili olarak Faruk Çaturoğlu temsil ediyor.

CHP'de Ali Koçal, Mehmet Haberal, Ali İhsan Köktürk yok. Vekil olarak Ana muhalefet partisini Şerafettin Turpçu, Ünal Demirtaş ikilisi temsil ediyor.

CHP'de il genelinde kongre sürecinde önemli bir dönüşüm yaşandı. Birçok gedikli parti yöneticisi ya aday olmadı, ya da kongrelerde istediğini bulamadı. Bu kapsamda dört yılı aşkın süredir İlçe Başkanlığı görevini yürüten Hayrettin Kartal yerini Sertan Ocakcı'ya bıraktı. Ocakcı'nın kongredeki rakibi, ismini son dönemde CHP ile bütünleştiren isimlerden olan Yaşar Balcı bir süre siyasetin ön planında olmayacağını açıkladı.

Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır ya... Zaten yeni isimlerin birçoğu siyasette daha önceki alışkanlıkları devam ettirecek kadar parti içi ilişkilerle yoğrulmuş insanlar değiller. Kaldı ki zaten "Önceki alışkanlıklar" tabir edilen anlayışlar tasvip görmüyor. Yeni ufuklara yelken açmak için yeni yaklaşımlar, yeni anlayışlara ihtiyaç var. Ne kadar başarılı olurlar bilinmez ama bunu denemesi muhtemel—denemesi gereken—yeni siyasetçiler var artık.

2015 yılı sona eriyor. Değişimin büyük bölümü bu yıl yaşandı. Kuvvetle muhtemeldir ki 2016 yılında siyasette alışıldık tabloların dışına çıkan hamlelere tanık olacağız. (Bu aynı zamanda bir dilek: yeni hamlelere tanık olmalıyız)

Böyle gelmiş böyle gider deyip yüz karartmanın alemi yok.

Yeniye, kalıpların değişmesine hazır olmakta yarar var...

***

Önceki gün bir vesileyle Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Meslek Yüksekokulu'na gittim. Malum burada Denizcilik Fakültesi ve Denizcilik MYO da hizmet veriyor. İlçedeki pek çok ortaöğretim kurumunun fiziki durumu, özellikle yeni yapılanlar, bu iki eğitim kurumunun fiziki durumundan iyidir.

Ereğli'de yükseköğretimin amiral gemisi, üniversite tercihlerinde öğrencilerin ilk sıraya en fazla yazdığı bölümlerden olan Eğitim Fakültesi de biraz daha hallice ama yine sosyal hayattan uzak bir köşede eğitim vermeyi sürdürüyor.

Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, eski Devlet Hastanesi arazisinde Ereğli Kampüsü oluşturulacağını, bu yükseköğretim birimlerinin de buraya taşınacağını açıkladı. İlçede kampüse yeni birimler açılsın, eskiler oldukları yerde kalsın gibi bir görüş hakim olmaya başladı. Özellikle muhalefet kanadından siyasiler de bu görüşü sık sık dillendiriyor.

Aynı kanıda değilim.

İlçedeki tüm yükseköğretim kurumlarının tek kampüs içinde toplanması, şu anda hizmet verdikleri yerdekine göre daha büyük bir çekim gücü yaratacaktır.

Üniversite öğrencisi tanıtım broşürlerinde binanın görünüşü, çevresi, bulunduğu yerdeki kültür ve sosyal ortam, barınma olanakları gibi birçok veriyi aynı anda değerlendirerek tercihlerini yapar. Şu anda ilçedeki yükseköğretim altyapısının bu açıdan istenen cazibeyi sağladığını söylemek zor.

Ayrıca aynı kampüs içinde öğretim görevlilerinin farklı birimlerde derse girmeleri de kolaylaşacaktır. Özellikle ortak kültür dersleri için okutman-öğretim görevlisi, öğretim üyesi sıkıntısı aşılırsa, kurum yöneticileri enerjilerini uzman akademisyen kadrosunu kurmaya daha rahat ayırabilirler.

Bir diğer mesele de yükseköğretim kurumlarının bir bölgede toplanmasıyla ayrı ayrı çok daha masraflı olabilecek bazı yan hizmetler daha kolay verilebilir. Ortak kullanılabilecek yemekhane, kantin, yeşil alan, konferans salonları vs gibi. Bu yardımcı personel istihdamında da önemli avantajlar sağlar BEÜ'ye.

Bence asıl tartışılması gereken mesele eski birimlerin mi taşınacağı, yeni birimler mi açılacağı değil.

1-Kampüsün bulunduğu noktada sahanın genişlemesi için (Proje sahasının arkasında bir sit alanı gözüküyor burada çalışmaların hızlandırılması söz konusu olabilir)neler yapılabilir?

2-Kampüste hangi yeni birimlerin (Eğitim fakültesinin yanına öğrencilerin birinci sıraya yazabileceği bir bölüm daha ne güzel olurdu) bulunması gerekir?

3-Taşınan yükseköğretim birimlerinin binalarını nasıl değerlendirmek daha yararlı olur?

Bugüne kadar alışılageldik düşünce kalıplarını bir tarafa bırakalım.