Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
14 Aralık 2025 Pazar
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
KIZILCIK SOPASI...

KIZILCIK SOPASI...
24 Kasim 2015 09:49:23

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş


28 Mart Muhtırasının gölgesi, Ecevit "Ortanın Solu", "Bu Düzen Değişmeli" diyerek iktidar olmuş, Kıbrıs Barış Harekatı için geri sayım başlamıştı. Milli Şef İsmet İnönü son günlerini yaşıyor, kamu yatırımlarının ekonomideki rolünün büyüklüğü göz önüne alındığında, Türkiye sosyalizme karşı savaş veren sosyalist bir devlet görünümünde... Böyleydi 1970'li yılların başlarında ülkenin durumu.

Bu yıllarda orada, uzakta olmayan ama yine de gidilmeyen, görülmeyen, yine de bizim diye sözü edilen bir köy vardı. Akşamları ahırda yatan, gündüzleri mısır, buğday, arpa, kendir ekimi için sabana koşulan öküzlerin kendilerine mi, yoksa ev halkına mı çalıştığının bilinmediği, paranın madende çalışanlardan geldiği, ekmeğin de öküzlerden arta kalanlardan sağlandığı, maden sektöründe çalışan tarım işçilerinin yaşadığı bir yerdi burası...

O köyde bir ilkokul, Üç-dört öğretmen, yüzü aşkın öğrenci vardı.

Bugün köy okullarında eğitim gören ve hasbelkader eğitimini sürdüren birçok kişi o günleri hatırlayacaktır. Okullaşma seferberliği esnasında çoğu 1950'li-60'lı yıllarda inşa edilen, o dönemde köylerdeki bir iki betonarme binadan biri olan dik çatılı, iki bölmeli, cepheleri Devlet Malzeme Ofisi renklerine, etekleri siyaha boyanmış okullarda eğitim görülür, okulun çevresi ağaç dikme etkinlikleri, beden eğitimi faaliyetleri ve milli bayramlarda tören alanı olarak kullanılırdı.

Öğrenciler siyah önlük beyaz yakalık giyerdi. Önlüğün altındaki yamalı pantolonlara yazın gıslavet lastik ayakkabıları, kışın siyah lastik çizmeler kostümü tamamlardı. Okullar sabahçı öğlenci diye ikili eğitim yapar, iki sınıf da derslik olmadığından birleştirilmiş sınıf eğitimi görürdü. Okula gidilince andımız okunur, sınıfa girince de bit kontrolü, mendil kontrolü, çorap kontrolü, tırnak kontrolü, çapak kontrolü, ödev kontrolü yapılırdı.

O yıllarda okumak zordu. Yukarıda sayılan kontrollerden kaldığınızda kızılcık öğretmenler odasında kapının arkasına yaslı tutulan kızılcık sopası çağrılır, medeniyetten nasibini alamamış bu haytalara otoriteye itaat kursları verilirdi. Ve evet, falaka da vardı. Sadece bu denetimler değil, soruyu yanıtlayamamak, sınıfta gürültü yapmak, dikkat çekecek şekilde kıpırdanmak, numaranın sınıf başkanı tarafından (sebep önemli değil) tahtaya yazılması da kızılcık sopasının tedrisatından geçmek için yeterliydi.

Dahası bu panoptikon vaziyetleri okulla da sınırlı değildi. Akşam bir saatten sonra öğretmenin geçtiği yolda oyun oynarken—özellikle bilyeli oyunlara çok kızarlardı nedense—yakalanmak vahim kusurlar arasındaydı. Kartopu oynarken öğretmen geliyor diye yarım metre karın içinde on dakika tam siper yatanlar oluyordu. Mahallede oyun oynamak için kimi zaman oyundan çıkanlar erkete görevi üstleniyordu.

Bu ortamda okulun bahçesindeki kurumuş elma ağacını utandıracak kadar uslu, okulun üst bahçesine köylünün birinin koyduğu kovandaki arıları kıskandıracak kadar çalışkan olan öğrenciler bile dayak korkusundan eğitim hayatına son vermiştir.

***

Buraya kadar yazılanlar madalyonun bir tarafı...

Öğretmenlerin hayatı da kolay değildi. Günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli beceriye sahip olmayan öğretmen lisesi gençlerden oluşuyordu büyük çoğunluğu. Bakkal bulunan köyde eğitim verenler hiç değilse tütününü temin edebiliyordu ama bunun da olmadığı köyler vardı. Olsa bile bakkallarda çay ve şeker dışındaki temel gıda maddelerine ulaşmak mümkün değildi.

Temel gıdasını maaş zamanları ilçeden getirse, köyde elektrik olmadığından saklamak mümkün değildi. Öğretmen, ekmeğini bile çoğu zaman kendisi imal etmek durumundaydı. Bunun için de köydeki komşularıyla işbirliği içinde olmaktan başka şansı yoktu. Bu durum, o dönemde bölgede bilinmeyen birçok yemek çeşidinin köylerin dağarcığına eklenmesi ile sonuçlanmıştı.

Köylü kışlık odununu temin etmek için öküzlere, katırlara ve evdeki kadınlara sahipken, öğretmenler velilerin ısınmasını sağlamak için okula getirdiği yakacağa bağımlıydı. Okullarda hizmetli falan bulunmadığından, Öğretmen eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra sınıfların nasıl ısınacağını, nasıl temizleneceğini, okulların bakımının nasıl yapılacağını da düşünmekle mükellefti. Yabancı bir memlekette, zor bir hayattı öğretmeninki.

Gerçekte devletin yüklediği sorumlulukları taşıyan, büyük bir bölümü kırsal yaşamı hiç bilmemesine rağmen köy okullarında zorlu koşullarda görev yapan bu öğretmenler, Anadolu aydınlatmasının mimarı olmuşlardır.

Öncelikle sosyal yaşama hazırlık diye bir şeyin bilinmediği bir ortamda birilerinin eğitimini sürdürmesi mümkün olduysa, yukarıda korkutucu nitelikleri aktarılan öğretmenlerin; çocuklarını sadece tarlada çalışacak işgücüne katkı, madenden maaş getirecek bir işçi, beslenecek bir boğaz gibi gören ailelere, "çocuklarınızı ortaokula gönderin de ziyan olmasın" diye verdikleri öğütlerde ısrar etmeleri sayesindedir.

Bugün okullarda öğretmen otoritesinin yerine pedagoji bilimi konulabildiyse, (Münferit olaylar bir yana) öğrenciler ve öğretmen arasındaki ilişki çok daha sağlıklı bir düzeye ilerlediyse (ki ilerledi) köy bu, okullarında el yordamıyla cevher arayan o eğitim emekçileri ve onların öğrencilerinin başarısıdır.

Çamurdan cevher çıkaran tüm fedakar öğretmenlerimizi kutluyorum...

Bu Yazı Toplam 2165 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

     Yorumlar ( 1 )

    11 yıl önce

    İyi okuyup analiz eden için güzel bir yazı. Bir öğretmen olarak teşekkür ediyorum. Sücüllü Köyü'nden selamlar.

     Beğen

    • s.
    • 1

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com