İstifa ile mistifa arasında farkı bilir misiniz? Sizi zorlamamak için cevaplayalım: İstifayı genel başkanlar eder, mistifayı ise genel maşkanlar...

Size şaka gibi gelmiş olabilir. O müstehzi ifadeyi takınmadan önce yazıyı tamamlamaya gayret edin. Bunun ne kadar üstünde düşünmeye değer olduğuna daha sonra karar verin

Milletvekili Genel Seçimlerinin hemen ardından muhalefet partilerinde kazanın altındaki ateş parti içi muhaliflerin körüklemesiyle harlanmaya başladı. Genel başkanların koltuğa ne kadar yapışmış olduğunu görmek için önemli bir dönem bu.

Tavrımızı baştan belli edelim de sıkıntı olmasın: Seçim yenilgisi yaşayan istifa etsin!

Her partiden birilerinin "o zaman ne olacak" dediğini duyar gibiyim. O zaman olacak şudur: Genel Başkanın yerine biri seçilir, başarısız olursa o da değişir. Yeni gelen başarısız olursa o da değişir...

Sürekli zarar etmesine rağmen aynı yönetim heyetini genel müdürü makamında tutan bir şirket düşünülemeyeceği gibi, sürekli seçim başarısızlığı yaşadığı halde yönetimini yenilemeyen partinin de düşünülememesi gerekir.

Başarının ölçüsü nedir derseniz, ya iktidar olursunuz, ya da partinize önemli bir oy kazandırırsınız. Böyle düşününce iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi dışında başarılı bir parti gözüküyor mu? Cevap hayır.

Demek ki son Milletvekili Genel Seçiminde seçim yenilgisi yaşayan CHP, MHP, HDP ve diğer partilerin hepsinin genel başkanlarının istifayı ciddi bir seçenek olarak düşünmesi gerekir.

Aslında düşünmeye bile gerek yok... Hepsi istifa etsinler.

Bu şekilde hem partilerinin önünü açarlar, hem demokrasinin...

***

Peki niye böyle olmuyor?

Çünkü Türkiye'de siyasi partiler ve genel başkanlarının, başka ülkelerdeki muadilleri ile uzaktan yakından benzerliği olmayan bazı nitelikleri vardır.

Bir kere genel başkanların hepsi kendilerini seçecek kurulları ya kendileri tespit ederler, ya da kendilerine yakın bazı parti yöneticileri bu işi üstlenir. Siyasi partilerin belirleyici organlarında, alt birimlerin yukarıda kendilerini temsil edecek olanları seçmesi şeklinde olması gereken süreç, tam tersi yönünde işler. Yani genel merkez bir nevi taşraya kendi temsilcilerini atar gibi delegeler, il ve ilçe yönetimleri oluşturur.

Siyasi Parti liderleri güçlerini partilerinin tabanından almazlar. Daha ziyade yakın çevresinde, kendilerinin birtakım prestij-çıkar sağladığı parti önde gelenlerinin (Genel merkez yöneticileri, milletvekileri vb) desteği onlar için daha önemlidir. Bu kişiler aynı zamanda parti genel başkanının yakınında olmanın verdiği avantajları kullandığından, genel başkanın değişimine en fazla direnç gösteren gruptur. Neticede genel başkanları görevinde kalmaya ikna edenler de (gerçi genel başkanlar da buna meyillidir) bunlardır.

Bu süreçlerin sonunda tabanda bir kesimde siyasal idealin genel başkanda cisimleştiği yanılgısı meydana gelebilir. Çoğu zaman genel başkanlar da partilerinde partilerinin temsil ettiği ideali-ülküyü kendileri kadar kimsenin temsil edemeyeceği vehmine kapılır.

Lider varsa var-yoksa yok diyen bir partinin kurumlaşmasından söz edemeyeceğimize göre, genel başkanların bu tutumlarını aynı zamanda partinin kurumsallaşmasının önünde engel olarak görmek gerekir.

***

Bizde istifa falan eden olmayacak.

Partiler il-ilçe kongrelerini yapacak. Kurultay delegeleri yukarıdan ayarlanacak. Bu esnada partinin yerel yöneticileri veya delege ağalarına geçerli yönetimin desteklenmesi durumunda siyasi ikbal umutları verilecek. Rakip adaylara oy verecek bölgelerin yönetimlerinin bu umutlardan uzaklaşacağı korkusu yayılacak.

Neticede bunca büyük başarısızlıkların mimarları olan siyasi parti genel başkanları yumruklarını kaldırıp, "Kongreden partimiz daha güçlü çıktı" diye nutuk çekecekler. Koltuktan ziyade partiyi düşündüklerine hem kendilerini, hem tabanlarını ikna etmeye çalışacaklar.

Sonra bir seçim daha gelecek ve yine başarısız olma başarısını göstererek başarısızlığı kurumlaştırma yolunda önemli bir mesafe kat etmiş olacaklar. Olan yine ideal-ülküye, olan yine partiye, yine tabanın umutlarına olacak.

İstifa ile mistifa arasındaki farkın sorulmasının nedeni ortaya çıktı mı?

Bunların hepsi genel maşkan!