Geçen hafta, AK Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan seçim çalışmalarında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı överken, çok tartışılan cümleler kullanarak, Türkiye gündemine oturmuştu. AK Parti Düzce merkezde halkın dinlenme ve park ihtiyacını gideren İnönü Parkı'nın içinde bulunan Camlı Köşk'ü seçim- çalışma bürosu olarak açtı. Büronun açılışında bir konuşmayapan Milletvekili Fevai Arslan, 30 Mart tarihinde gerçekleştirilecek olan seçimlerin yalnızca yerel seçim olmadığını, ülke seçimi olduğunu söyledi. Bu seçim Ak Parti'nin belediye başkan seçimleri değil, bu seçim ülke seçimi, bu seçim vatan seçimi, bu seçim ülkenin demokrasisinin, kalkınmasının daha da ilerlemesini sağlayacak olan seçimdir. Türkiye'nin Ortadoğu'da dünya ülkeleri arasına girmesini istememeleri. Çünkü başında öyle bir lider var ki dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. İşte bunun önünü kesmek istediler. Özellikle dış mihraklar. Türk halkı 2002'den bu yana bütün bunlara izin vermedi. İnşallah bundan sonra da izin vermeyecektir. Biz bundan Düzce olarak eminiz." diye konuşmuştu. Bunun üzerine çok tepki çekmiş medyayı da meşgul etmişti. Acaba kendisi için mi yoksa başbakanı çok sevdiği için mi? Amacın, yalakalık yapmak mı? Gündeme oturmak mı? Gelecek seçimlerde yerini garanti etmek midir?

AK Parti'de son zamanlarda parti tüzüğüne muhalefet eden bazı Milletvekilleri disipline verilmiş ve partiden ihraç edilmiştir. Bu sözleri söyleyen bir Milletvekili, Başbakanı Allah'ın vasıflarıyla eş tutması cezasız mı kalacaktır? Çok merak ediyorum.

Daha önceleri de AK Parti Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz "Karma Eğitim" ile ilgili; Her toplumun bir inancı, örf ve adetleri olduğunu, bunların hiçe sayılması durumunda toplumu toplum yapan ahlaki değerlerin yok olacağını; toplumun kanserinin ahlaksızlık olduğunu, kanser olan bir toplumu tedavi etmenin devletin görevi olduğunu söylemişti. Korkmaz, "Biz evimizde bile kız ve erkek çocuklarını aynı odada yatırmazken, nasıl olur da ergen çocukları aynı ortamlarda yatırır kaldırırız. Bu bir özgürlük değildir. Benim şahsi fikrimi sorarsanız, kız çocuklarıyla erkek çocuklarının bile okullarının ayrılmasını isterim" demişti.

Demokratikleşme paketinde en çok tepkinin gösterildiği maddelerden biri olan andımızın ilkokullardan da kaldırılması konusu ile ilgili konuşan İbrahim Korkmaz: "Ufak bir çocukken  Andımıza lanet ediyordum." diye İfade etmişti.

Bence, Düzce'de Milletvekilleri arasında "Başbakanın Gözüne Girme Yarışı" var.İbrahim Korkmaz bu çıkışlarıyla bir adım öne çıkmıştı. Herhangi bir ceza da almamıştı. Fevai Arslan aşağı kalır mı? Daha büyük bir söz söyleyip, İbrahim Korkmaz'ı geçmesi, Başbakanın gözüne girmesi gerekiyordu.

Şimdi merakla diğer AKP Milletvekili Osman Çakır'dan bir atak bekliyoruz. Sesi çıkmazsa, işini zor görüyorum. Haydi Osman Çakır sende durma yola devam edin ki bu milleti kandırmaya devam edin.