Sayın okurlarım geçen hafta kısaca özetlediğimiz DESTEK EĞİTİMİNDE; bu hafta yaşanan sorunları anlatmaya çalışacağım.

Bir çocuğun DESTEK EĞİTİMİ alabilmesi için öncelikle AİLENİN çocuktaki farklılığı kabul etmesi ve bu farkı en aza indirmek için gerekli tıbbi destekle, eğitim desteğini istemesi gerekir. Çocuğunun engelli olduğunu kabul etmek AİLE bireyleri için çok zor bir duygudur. İŞİTME, GÖRME, KONUŞMA ya da FİZİKSEL engeller çok açık bir şekilde göründüğü halde bile bir çok aile bu engelleri bile inkar edebilmektedir. Kabul etse bile DESTEK EĞİTİM sürecine başlaması ailenin çevreden utanma, kendini suçlama, ya da başka bireyleri suçlama gibi yaşadığı iç çatışmalar sonucu çok uzun zaman alabilmektedir. Eğitime geç başlamak gibi bir sonuç doğuran ailelerin bu İNKAR dönemi çok uzarsa bazı çocukların eğitime erken başladığında yakaladıkları akranlarına en yakın hale gelebilme durumunu bu aileler ne yazık ki asla sağlayamamaktadır. Özellikle doğuştan işitme kayıplarında 1,5 yaşında AMELİYAT olma şansı yakalayan çocuklarımız İŞİTME cihazları ile duyma, konuşma ve anlama becerilerini çok mükemmel bir şekilde sağlayabilmektedir. 6 yaşını geçtiğinde ise artık o çocuğa ne ameliyat yapmak mümkündür nede konuşmayı öğretmek mümkündür. Bu nedenle engelli bireylerin eğitimine erken başlamak çok önemlidir.

Birde ZİHİNSEL ENGEL, OTİZM, ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ gibi aileler tarafından çok zor fark edilebilecek engel türleri vardır ki birçok aile bu konuda bilinçli olmadığı için okul hayatı başlayıncaya kadar ENGELİN farkında olmadan zamanı geçirmiş olmaktadır. Okul başladığında öğretmenlerin dikkati, ders başarısındaki yetersizlikleri sonucu REHBER ve Araştırma Merkezlerine yönlendirilen çocuklara konulan tanı ile OKULLARINDA KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ önerilmekte, SAĞLIK RAPORU varsa ve %25 oranın üzerinde bir engele sahipse DESTEK EĞİTİMİ de planlanmaktadır.

Burada karşımıza çıkan en büyük sorun ailelerin çocuklarının ileriki yıllarda DAMGALANACAK korkusu ile ENGELLİ RAPORUNA itiraz etmeleri olmaktadır. Kaynaştırma eğitimi ile belki sınıfta kalması önlenmekte ama destek eğitimi almadığı sürece 30-40 kişilik sınıflarda ÖZEL ÇOCUKLARLA eğitim konusunda uzman olmayan öğretmenlerle engelin ortaya çıkardığı başarısızlık asla giderilememektedir.

Buraya kadar ifade etmeye çalıştığımız AİLENİN çocuğundaki ENGELİ kabul etmesinin ve bu engeli en aza indirecek DESTEK eğitime başlamanın ne kadar erken olursa o kadar iyi sonuç vereceğini bilmesi gereğidir.

Çocuğun DESTEK EĞİTİMİ almasını sağlayan ENGELLİ RAPORUNUN o çocuğun gelecek hayatına hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Aksine bu rapor sayesinde Bakım Parası, Engelli Maaşı ve işe girmede ayrıcalıklar gibi birçok avantajları olmaktadır. Ailelerin duyduğu endişe yersiz ve çocuklarının geleceği için olumsuz sonuçlar doğuran bir endişedir.

Özellikle okullarımızda ki REHBER öğretmenler ve RAM da görevli uzmanlar ailelerimizi bu konuda aydınlatmalı ve korkularını yenecek bilgileri vermelidir. Tüm masrafları DEVLETİN karşıladığı DESTEK eğitimi sayesinde bir çok çocuğumuz eğitim yaşamlarını tamamlayıp kendi ayakları üzerinde durabilen çocuklar olarak hayata başlama şansı yakalarken DESTEK eğitiminden mahrum bırakılan çocuklar ne yazık ki okul hayatlarını bile tamamlayamadan yeni sorunlarla hayatlarına devam etmek zorunda kalmaktadırlar.