O'NU NE KADAR TANIYORUZ.?
06 Kasim 2012 08:43:14
ON KASIMDA ATATÜRK'Ü ANMAK VE ANLAMAK !...
10 Kasım sebebiyle ben de Atatürk'ü acizane bir şekilde, kendimce anmak istiyorum. Konuya, biz Türkler ve Türk Milleti için önemli olan boyutundan yaklaşacağım.
Atatürk... Batı Türkeli Türkleri'ni esaretten kurtararak Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran dâhi komutan ve büyük lider. Fazla söze gerek yok. Bu vasıfların hepsini birden üzerinde taşıyan insanlardan biridir Atatürk. Bu sebepten, hiçbir şekilde istismar veya red edilemeyecek bir şahsiyettir.
Ancak günümüzde, Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü kendisine kalkan olarak alan bazı istismarcılar, çirkin hedeflerine ulaşmak için Atatürk gibi bir şahsiyeti kendilerine alet etme gafleti içerisindeler. Ve yine bir kısım da, maalesef kendi çirkin emellerini gerçekleştirmek amacıyla onu reddetmektedirler. Biz her iki gruba da lânet okumaktayız. Zira Atatürk'ün vecizelerini fikir terazisinde tartarak anlamaya çalıştığımızda, onun hiçbir şekilde kullanılamayacak derecede derin fikir hayatını görebiliriz. Bu iki grubun dışında, beni en çok üzen diğer bir grup da maalesef kendisini "Milliyetçi" olarak tanımlayan kişilerin duyarsızlığı.
Bu duyarsızlık neticesinde ne kadar komünist, leninist, marksist ve bilumum ..... istler, icraatlarıyla Atatürk'ün kemiklerini sızlatmışlar ve hâlâ daha sızlatmaktadır. Atatürk düşmanlarının niyetleri malûm. "Dinine ve Bayrağına bağlı Milletimize ve milliyetçilere sesleniyorum" Bağrımızdan çıkan, Türklük için çalışan gerçek Milliyetçi Atatürk'e niçin sahip çıkmıyorlar? O'nun hakkında niçin vatan hainlerinin davranış ve karalamalarına , komünistlerin,batılı emperyalistlerin,Dünyada ki Türk düşmanlarının ve aşırı dincilerin kirli emellerine alet ettiriyoruz? Niçin? Niçin? Sebebi çok açık: Atatürk'ü tanımıyor ve anlamıyoruz da ondan.
10 Kasım dolayısıyla; Nutku başta olmak üzere, her konuşmasının hemen, hemen yarısını Türk, Türk Milleti, Türk kültürü, vatan, millet, bayrak gibi kutsal varlıklarla süsleyen gerçek Milliyetçi Atatürk'ü; örnekleriyle, haddim olmayarak anlatmaya çalışacağım... Milletimin ve Milliyetçi arkadaşlarımın da O'nu anlamaya çalışırlar. Anlamayanlara da anlatırlar...
Atatürk ve Atatürkçü düşünceye sahip çıkar, bu düşüncenin içinde yer alır, fikirlerinin savunucusu olurlar...!
"Vatan, bölünmez bir bütündür; parçalanamaz"
-"Milletim Türk, Vatanım Türkiye, ülküm Türklüktür."Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür"
-Bu sözü acaba, "Atatürkçüyüm" diyen kaç kişi söylemektedir?
" Bir gün ressamlar Türk'ün sîmâsını kaybederlerse Yıldırım'ı alsınlar, yapıversinler"
-"Bu memleket tarihte Türktü ;halde de( bugün de) Türk'tür ve ebediyen Türk kalaçaktır."
" Bu memleket, tari
"Efendiler, muhterem milletime tavsiye ederim ki; sinesinden yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanlarında ve vicdanlarındaki asil cevheri tahlil etmek dikkatinden bir an bile feragat etmesinler."
İşte bu kadar. Gel de bu söz için bir kitap yazma. Güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek asıl meselemizin bu olduğunu hiç unutmamak gerekir. Atatürk'ün vecizelerine devam edelim...
-"Türk Milleti'nin içtimai nizamını ihale müteveccih didinmeler ,boğulmaya mahkumdur. Türk Milleti, kendisinin ve Milletinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen müfsid, sefil, vatansız ve milliyetsiz sebük- mağzların hezeyanlarındaki gizli ve kirli emellerini anlamayacak ve onlara müsamaha gösterecek bir heyet değilmağzlaıezeyanlarındakigiz
"Ben dünya halklarının vatandaşıyım, Türk ne, Türklük ne imiş ki ben onunla gurur duyayım" diyen ve aynı zamanda "Atatürkçüyüm" deme saygısızlığını gösterenler hiç utanmıyorlar mı? Yoksa bilerek, isteyerek mi hainlik ediyorlar?
-"Buraya konduğumuzdan beri ne olduğumuzu anlamaya çalıştık ve anlatıp duruyoruz ki; Türk eli büyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk'tür. Ve her yeri aydınlatan Türk'ün yüzüdür.üyüktür ve yeryüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri Türk'tür ve her yeri aydınlatan Türk'ün yüzüdür."
Bu topraklara niçin "Türk Eli" dendiğini anlamak istemeyenlere ithaf olur.
"Benim yaradılışımda fevkâlade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir".
-Yurdumuz ve Milletimiz bölünmez bir bütündür. Bütünlüğün devamı ; Türklük şuuru ve onun besleyici milli gelenek, göreneklerimiz ve milli kültürümüzle sağlanmaktadır."
"Az zamanda, çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü: Temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir."
-"Türk Milletinin karakteri yüksektir. Türk Milleti çalışkandır.Türk Milleti zekidir."
Bir zamanlar, bu cennet vatanımızın ve asil milletimizin sırtından geçinen bir zat; "Türk Milleti'nin yüzde yetmişi aptaldır" demişti. Beni kahreden, çılgına çeviren, isyan ettiren bu söz değil, kendilerini Atatürkçü olarak tanıtanların; bırakın tepki göstermesini, bu sözün arkasında durmaları ve sözün sahibine destek vermeleriydi. Sizden Türk ve Türkçü olmanızı beklemiyoruz; Ancak, Atatürkçülük adına karşı gelseydiniz. Bu nasıl Atatürkçülük? Burada unutmadan şunu da belirtmek istiyorum: Bu ve bunun gibi şahıslar, Atatürk'ü Koruma Kanunu'na karşı gelmiyorlar mı? Zirâ Atatürk Türk Milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir" dememiş miydi...
Ayrıca unutmasınlar ki, Atatürk de bir Türk'tü...
Bir başka sözü:
"Biz, doğrudan doğruya milletperveriz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk Kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."
-Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, evvela biz kendimize , benliğimize milliyetimize bu hürmeti hissen ,fikren , fiilen , bütün ef'al ve harekatımızla gösterelim. Bilelim ki,milli benliğini bulamayan milletler , başka milletlerin şikarıdır."erin şikârıdır."
"Millet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur."
-"Dünya yüzünde ; Türk Milleti'nden daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir Millet yoktur. Ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir."
"Genç nesillerini milliyetçi olarak yetiştiren milletler, geleceğe emniyetle bakabilirler. Milliyetçilik; mensup olduğu milleti ilerletmek, yükseltmek, millî değerleri korumak ve geliştirmek duygusu ve şuurudur."
Milliyetçiliği bundan daha kısa, daha özlü ve daha güzel şekilde tarif edebilirim diyen varsa, buyursun. Bizim düsturumuz da bu değil mi?
Okuduğunuz tüm bu sözlerin altındaki imzayı kapatalım ve tekrar okuyalım. Anında sizi afaroz ederler. Faşist, gerici, Türkiye'deki "realiteyi(!)" görmeyen dar kafalı damgasını yersiniz. Ancak bu sözleri ne ben, ne de bir başka Türkçü söyledi. Bunu Türklüğün ve Türk Milliyetçiliği'nin en kavî savunucusu "Mustafa Kemal Atatürk" söyledi. Herkes gerekli dersi çıkarıyordur inşallah...
-Türk Milletinin dili , TÜRKÇE' dir Türk Dili , dünyada en güzel, en zengin ve en kolay dildir." "Türk Milleti'nin dili, n kolay dildir"
"Türk Dili, Türk Milleti'nin kalbidir, beynidir."
Atatürk mezarından kalksa; kalktığına pişman olmaz mıydı? . Acaba, Milletimizin kalbini ve beynini bilgi kirliliğine uğratmak isteyenlere lanet okumaz mıydı? Aslında bu satırları, Anıtkabir'deki şeref defterine yazmak isterdim. Çünkü: Orada Atatürk'ün sözleri bir kere daha tarihe geçmiş olurdu.
Atatürk'ün Türk, Türkçülük, millet, milliyetçilik ile ilgili sözleri tabiî ki bu kadar değil. ancak, onu anlamaya sevk etmek için bu kadarı yeter herhalde.
Atatürk'ün sözleriyle ilgili olarak yazacaklarımı bitirirken: 1947-49 yılları arasında Dr. Arın Engin'in, İngiltere'de rastladığı "İngiliz Browny usûlü" yemin töreninden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu hadise zannederim, "ırkçı eğitim" (Maalesef verilmediği halde) veriliyor; "Milli Eğitim değil, Türkiye Eğitim sistemi olsun" diyenlere güzel bir cevap olacak:
"İngiltere'deki okullarda bir yemin usûlu vardır; adına "Browny usûlü" denmekte. Bu tören, haftada bir düzenlenmekte. Yemin töreni için öğrenciler, her tarafı bayraklarla ve millî liderlerin posterleriyle süslenmiş geniş bir salonda toplanırlar. Her öğrenci yerine oturmadan önce bayrağı ve liderleri selâmlamak zorundadır. Daha sonra, seçilen bir öğrenci, gururla, avazı çıktığı kadar bağırarak şu sözleri söylemekte, diğerleri de tekrarlamaktadır.
"Ben bir İngiliz'im. İngilizliği her şeyin üstünde, canımdan, evimden, barkımdan da üstün tutarım. Gönlümde ve kafamda İngiliz onurunu yaşatırım; onun korunması ve yükselmesi uğrunda her an ölmeğe hazırım... Ben İngiliz olmadıkça bir hiçim..."
"Sen bir İngiliz olmadıkça hiçbir şey olamazsın!.."
"Vay ırkçı vay!.." diyemezler, ama hemen bizim "Andımızı" hatırlatırlar. Doğrudur. Biz de her sabah "Türküm, doğruyum, çalışkanım", sözleriyle başlayan Andımızı okutuyoruz. Ancak bu, ulvî tören havasından çıkmış, yasak savma niteliği kazanmıştır. Değiştirilmek , kaldırılmak istenmektedir.Neden andımıza sahip çıkmıyoruz. Çıksak bile Ayrıca, Türklük şuuru veremedikten sonra... Bilmelisiniz ki Türklük şuurunu vermek ve yaşatmak hepimize düşer.
ATATÜRK'ÜN DİNİ YÖNÜ;
Atatürk ve cumhuriyet düşmanı kişiler, dinimizi öne sürerek ,milleti kışkırtan din istismarcıları, yobazları,yalancılar, fitneciler Atatürk'e iftiralarına devam ediyorlar. Amaçları Atatürk'ü karalamak, cumhuriyeti yıkmak. Ama Türk milleti bu oyunlara gelmez, bu kişiler gereken dersleri milletimden alır. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının gerçek yüzlerini görün, yapmak istediklerini araştırın, en önemlisi hayatlarını(Nutuk) okuyun, onlara inanmayın...
Tarihi gerçeklerle ,belgelerle bu hainlere cevap verelim;
*Bir kere daha açıkça belirtelim ki iftiracılar gerçekleri öğrensinler.Kara düşüncelerini-yıkıcı fikir ve zikirlerini ve zehrini Milletime akıtmasınlar
*Atatürk çok iyi Arapça bilir ve kuran_ı kerim çok iyi okur ve yazardı.
*Kuran-ı anlar, yorumlar,Türkçeye çevirirdi.
*Dinine çok bağlıydı. Cuma namazını asla kaçırmazdı
*Kendisinin ,Cuma namazını hiç kaçırmadığı ve zaman,zaman Cuma namazını kıldırdığı da olmuştur(Balıkesir )
Kur'an'ı, ilk kez olarak Türkçe'ye çevirttirerek ücretsiz dağıttırmış ve milletimizin Müslüman kesiminin inandığı dini gerçek kaynağından öğrenmesini
sağlamıştır.. (1927 - İsmail Hakkı İzmirli'nin çevirisi).
Kur'an'ın bilimsel tefsirini yaptırarak ücretsiz dağıtmıştır.. (Hak Dini Kur'an Dili" ismi ile 1936'da - Elmalılı Hamdi Yazır)
İslam dininin yayılması için;Kuran-ı Kerim-i Türkçe ve dünya dillerine çevirerek her ülkenin devlet büyüklerine hediye etmiş ve halklarına dağıtılmasını sağlamıştır.
Sağlam hadislerin çevirisini yaptırmış ve ücretsiz olarak halka ulaşmasını
sağlamıştır.. (1932 - Ahmet Nazım, Kamil Miras).
Daha önce Arapça okunan Hutbeyi Türkçe'ye dönüştürerek dinleyenin anlamasını sağlamıştır. (1932)
Ehliyetli din görevlisi ihtiyacını karşılamak için İmam-Hatip okullarını açmıştır..
Din düşmanı olan bir kişi bu hizmetleri gerçekleştirir mi ?
Sözü uzatmaya gerek yok bu konuda Atatürk'ün kendi sözlerine kulak verelim ;
"... Bugünkü idaremiz (cumhuriyet rejimi) asıl dinin ruhundan alınmıştır ve gerçek İslamiyet bize asıl bugünkü şekli emreder." (10)
"Allah,Peygamberimiz aracılığıyla en son dini ve uygar gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmaya gerek görmemiştir. İnsanlığın kavrayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması sayesinde her kulun doğrudan doğruya, tanrısal düşüncelerle temas kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Peygamber, Peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en eksiksiz kitaptır." (11)
"Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, bilime ve mantığa uygun düşmesi gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur." (12)
Din denilen inanç sistemi kişioğlunu doğru yola sokmaya çalışan, onu topluma yararlı kişi haline getirmeye çalışan kurallardır. Din bizlere adam gibi adam olmayı öğreten olgudur. Bütün dinler kişioğlunu iyiliğe sevk eder. Binlerce yıllık Türk töresinin verdiği terbiye ile yorumlanan din elbette bireyin ve toplumun gelişimi için faydalıdır.
Türk milleti binlerce yıldır Allah inancını yitirmediği , töresi gereği dinini sadece Allah'a ulaşmanın bir yolu olarak gördüğü için çok sağlam bir sosyal yapı oluşturabilmiştir. Oğuzhan , Kürşad, Cengiz, Timur, Alparslan ,Osman Gazi,Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve Atatürk gibi yiğitler işte bu Allah inancı ile bütünleşik binlerce yıllık Türk töresinin neticesidir.
SONUÇ;
Ey Türk Milleti ! Atatürk'ü anlayın ve sahip çıkın. Milletimize, asalakların tanıttığı veya tanıtmaya çalıştığı Atatürk gibi değil; "Milliyetçi Atatürk" olarak gerçekleri, gerçek Atatürk'ü tanıtın. Odanızda, ofisinizde, pankartlarınızda, basınınızda, takviminizde vs. gibi her yerde Atatürk'ün gerçek fikirlerini aksettirin. Asın sokaklara, caddelere, pencerelere bu vecizeleri. Herkes bilsin "Atatürk'ün Milliyetçiliği'ni. Haykırın sağır kulaklara "Atatürk'ün bize emaneti olan Türk Milliyetçiliği" kavramını. Dikkat çekin kurduğu müesseselere, kullandığı isimlere: Milli mücadele, Milli irade, Milli Hakimiyet, Milli zafer, Milli vicdan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu. Atatürk'ün kurduğu bütün kurum ve kuruluşların başında TÜRK ve MİLLİ kelimesi vardır.
Bu gerçeği, Milliyetçi Atatürk gerçeğini öğretin. "Atatürk Milliyetçiliği'nin, Atatürk'ün Milliyetçiliği; yani Türk Milliyetçiliği" olduğunu milletimize anlatın. Vatan size minnettar kalacaktır!
Görüşün ne olursa olsun Milletimin Hepsine bir kere daha tarihi çağrı yapıyorum. Çağdaş Millet , Çağdaş Türkiye için;...
ATATÜRK'ÜN ETRAFINDA TOPLANALIM-ATATÜRK'ÜN YOLUNDA YÜRÜYELİM, ATATÜRK MİLLİYETCİSİ OLALIM..!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com