Atatürke Atılan Çirkin İftiralar
03 Kasim 2010 09:35:00
Atatürk ve cumhuriyet düşmanı kişiler, dinimizi öne sürerek ,milleti kışkırtan din istismarcıları ve yobazları,yalancılar, fitneciler Atatürk'e iftiralarına devam ediyorlar. Amaçları Atatürk'ü karalamak, cumhuriyeti yıkmak. Ama Türk milleti bu oyunlara gelmez, bu kişiler gereken dersleri milletimden alır. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının gerçek yüzlerini görün, yapmak istediklerini araştırın, en önemlisi hayatlarını okuyun, Kim olduklarını öğrenin, onlara inanmayın…
Tarihi gerçeklerle ,belgelerle bu hainlere cevap verelim;
Atatürk'ün Türk Olmadığına dair iftiralara cevaplar.
"Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklük'ten başka bir şey
değildir." (1) diyen Mustafa Kemal'i gözden düşürmek için örümcek kafalı ve ruh hastası denilebilecek kişilerin saldırdıkları başlıca değerlerden birinin Atatürk'ün soyu olduğu bir geçektir.
Bu noktada iftiracılar kendi aralarında bir türlü hemfikir olamamışlardır. Atatürk'ün 'Yahudi dönmesi (Sebatay) , Sırp, Bulgar, Makedon' olduğu iddiaları matematiksel olarak iddiacıların (=iftiracıların) her halükarda yüzde yüz yalancı olduğu gerçeğini ortaya koyar. Bizim birazdan yapacağımız ise, bu iddia(=iftira) sahiplerinin tamamının yalancı olduğunu kanıtlamaktır.
a)Zübeyde Hanım'ın Soyu
Zübeyde Hanım'ın soyu Yörük'tür. Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği'nin
yıkılmasından sonra (1466), Balkanlar'da fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir. Konya bölgesinden geldikleri için bu aileler, "Konyarlar" ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve böyle anılmıştır. (2)
Mustafa Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım, bakın annesi Zübeyde Hanım'ın soyunu belgeleri tasdikler şekilde gene onun ağzından nasıl anlatıyor:
"Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük'tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz" ve ailenin bir kısmının Konya'ya geri döndüğünü ilave ederek "Dedem Feyzullah Efendi'nin büyük amcası Konya'ya gitmiş, Mevlevi dergahına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak." Diyor (3)
Lord Kinross 'Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu' adlı kitabında Atatürk hakkında edindiği bilgileri şöyle aktarıyor: " Ailesi Selânik'in batısında, Arnavutluk'a doğru, sert ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Burası, Türklerin Makedonya'yı ve Tesalya'yı almalarından sonra Anadolu'nun göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hâlâ Toros dağlarında özgür yaşamlarını sürdüren sarışın
Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı. Mustafa da annesine çekmişti; saçları onun gibi sarı, gözleri onun gibi maviydi. Annesinin, üzerindeki etkisi büyük oldu.
Mustafa bu etkiye zaman, zaman saygıyla, zaman ,zaman da başkaldırarak karşılık verdi. Bir halk kadını olan ve bundan başka türlü görünmek de istemeyen Zübeyde Hanım güçlü bir iradeye ve sağlam bir köylü güzelliğine sahipti. Doğuştan akıllı bir kadındı, yalnız yeteri kadar eğitim görmemiş, okuma yazması ancak öğrenebilmişti. "
b) Ali Rıza Efendi'nin Soyu
Sultan Murat Hüdâvendigâr zamanında başlamak üzere, Rumeli'ni ve Balkanlar'ı Türkleştirmek için soyu temiz Türk ailelerinden oluşan özel güçlerin bu bölgeye gönderildikleri bilinen bir gerçektir.
Bu göçlerin büyük bölümünü Yörük Türkmen boylarından gönderilen aileler
oluşturmaktadır. Bu boylar Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya yöresine yerleşmiş bulunan isimleri, tek tek yazılı bulunmaktadır. 950 tarih ve 82 numaralı l yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır.
Mustafa Kemal'in baba soyu, Aydın/Söke'den gelerek Manastır vilayetine yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza Yörükleri)"ndendir. Ali Rıza Efendi, Manastır'ın Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık'ta dünyaya gelmiştir(1839). Aile sonradan Selanik'e göçmüştür. Babası İlkokul öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir. Amcası, Kızıl Hafız Mehmet Efendi'dir. Taşıdıkları "Kızıl" lakabı ve yerleştikleri yere "Kocacık" denmesi; Ali Rıza Efendi'nin soyunun, Anadolu'nun da Türkleşmesinde katkısı olan " Kızıl-Oğuz" yahut "Kocacık Yörükleri-Türkmenleri"nden geldiğini göstermektedir. (4)
Belgeler ile ortaya konulduğu üzere Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin derebeyi Bala sancağına bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerdendi..Kocacık Nahiyesinin tamamen Türk'tür. Atatürk Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur.
Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri ünvanı verildiği
yazılmaktadır. Bu Türklere miri, Yörülen Türkmenlerden denilmekteydi.
Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım'ın anasının adı Ayşe, Babasının ki de Fatih Sultan Mehmet'in Konya Karaman Bölgesinden Rumeli'ye göndererek iskan ettirdiği Yörük ailesinden gelen Sofizade Feyzullah Efendi babası ise , Aydın/ Söke'den gelerek Manastır vilayetine yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza Yörükleri)'nden Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir.
Osmanlı'da "efendi" şehzadeler ve din adamları, yüksek bürokrat , eğitimli
çevresinde sözü geçen kişiler ve köle sahipleri için kullanılan bir unvan idi.
Din tüccarlarının din düşmanı dediği Atatürk :
*Bir kere daha açıkça belirtelim ki iftiracılar gerçekleri öğrensinler.Kara düşüncelerini-yıkıcı fikir ve zikirlerini ve zehrini – Milletime akıtmasınlar
*Atatürk çok iyi Arapça bilir ve kuran_ı kerim okur ve yazardı.
*Kuran-ı anlar, yorumlar,Türkçeye çevirirdi.
*Dinine çok bağlıydı. Cuma namazını asla kaçırmazdı
*Kendisinin Cuma namazını kıldırdığı da olmuştur(Balıkesir )
• Kur'an'ı, ilk kez olarak Türkçe'ye çevirttirerek ücretsiz dağıttırmış ve milletimizin Müslüman kesiminin inandığı dini gerçek kaynağından öğrenmesini
sağlamıştır.. (1927 - İsmail Hakkı İzmirli'nin çevirisi).
• Kur'an'ın bilimsel tefsirini yaptırarak ücretsiz dağıtmıştır.. (Hak Dini Kur'an Dili" ismi ile 1936'da - Elmalılı Hamdi Yazır)
• Sağlam hadislerin çevirisini yaptırmış ve ücretsiz olarak halka ulaşmasını
sağlamıştır.. (1932 - Ahmet Nazım, Kamil Miras).
• Daha önce Arapça okunan Hutbeyi Türkçe'ye dönüştürerek dinleyenin anlamasını sağlamıştır. (1932)
• Ehliyetli din görevlisi ihtiyacını karşılamak için İmam-Hatip okullarını açmıştır..
Din düşmanı olan bir kişi bu hizmetleri gerçekleştirir mi ?
Sözü uzatmaya gerek yok bu konuda Atatürk'ün kendi sözlerine kulak verelim ;
"... Bugünkü idaremiz (cumhuriyet rejimi) asıl dinin ruhundan alınmıştır ve gerçek İslamiyet bize asıl bugünkü şekli emreder." (10)
"Tanrı,Peygamberimiz aracılığıyla en son dini ve uygar gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmaya gerek görmemiştir. İnsanlığın kavrayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması sayesinde her kulun doğrudan doğruya, tanrısal düşüncelerle temas kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Peygamber, Peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en eksiksiz kitaptır." (11)
"Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, bilime ve mantığa uygun düşmesi gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur." (12)
Din denilen inanç sistemi kişioğlunu doğru yola sokmaya çalışan, onu topluma yararlı kişi haline getirmeye çalışan kurallardır. Din bizlere adam gibi adam olmayı öğreten olgudur. Bütün dinler kişioğlunu iyiliğe sevk eder. Binlerce yıllık Türk töresinin verdiği terbiye ile yorumlanan din elbette bireyin ve toplumun gelişimi için faydalıdır.
Türk milleti binlerce yıldır Tanrı inancını yitirmediği , töresi gereği dinini sadece Tanrı'ya ulaşmanın bir yolu olarak gördüğü için çok sağlam bir sosyal yapı oluşturabilmiştir. Oğuzhan , Kürşad, Cengiz, Timur, Alparslan ve Atatürk gibi yiğitler işte bu Tanrı inancı ile bütünleşik binlerce yıllık Türk töresinin neticesidir.
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün Sosyalist veya Komünist olduğu İftiralarına Yanıtlar, Atatürk'ün Türk Milliyetçiliği Anlayışı
Atatürk'ün dini inancının ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Atatürk'ü karalayan, iftiralar atan karanlık düşünceli din adamlarımızın niyeti bellidir.
Bir taraftan kendilerini sosyalist/komünist olarak tanıtanlar, diğer taraftan din bezirganları Türk Başbuğu Mustafa Kemal'e bu iftirada da bulunmuşlardır. Birinci kesimin iftirasının nedeni, doğal olarak, halkımızın gönlündeki Atatürk sevgisini kullanarak, kendilerine adam kazanmaktır. İkinci kesimin yaptığı da, karşı tarafın yalan iddialarının üzerine bina ettikleri teorileriyle halkı kandırarak Gâzi Paşa'dan soğutma gayretidir.
Hiç kimse Milletin gönlündeki Atatürk sevgisini zedeleyemeyecektir. Gerçekler ortadadır. Atatürk sevgisi ve Cumhuriyet güneşi ebediyete kadar gönüllerimizi aydınlatacaktır.
Atatürk Komünist olamaz çünkü Atatürk Türkçüdür , Türk Milliyetçisidir :
Atatürk doğrudan doğruya bir Türk milliyetçisi idi ve salt vatanseverlik olarak algılanmayacak kadar derin ülkülerin sahibi bir liderdi. Dünyadaki sürüp giden mücadeleyi salt bir sınıf mücadelesi olarak gören komünizm fikri ile milliyetçilik fikri birbirleriyle çatışan fikirlerdir.
'Ben her şeyden evvel bir Türk Milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim.
Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile,
gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk' ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.'Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet bir güneştir
Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA diyor ki :Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet bir güneştir. Onun için;
ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLARINA İNANMAYIN,ONLARI DİNLEMEYİN, ONLARA FIRSAT VERMEYİN.!
Tarihi gerçeklerle ,belgelerle bu hainlere cevap verelim;
Atatürk'ün Türk Olmadığına dair iftiralara cevaplar.
"Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklük'ten başka bir şey
değildir." (1) diyen Mustafa Kemal'i gözden düşürmek için örümcek kafalı ve ruh hastası denilebilecek kişilerin saldırdıkları başlıca değerlerden birinin Atatürk'ün soyu olduğu bir geçektir.
Bu noktada iftiracılar kendi aralarında bir türlü hemfikir olamamışlardır. Atatürk'ün 'Yahudi dönmesi (Sebatay) , Sırp, Bulgar, Makedon' olduğu iddiaları matematiksel olarak iddiacıların (=iftiracıların) her halükarda yüzde yüz yalancı olduğu gerçeğini ortaya koyar. Bizim birazdan yapacağımız ise, bu iddia(=iftira) sahiplerinin tamamının yalancı olduğunu kanıtlamaktır.
a)Zübeyde Hanım'ın Soyu
Zübeyde Hanım'ın soyu Yörük'tür. Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği'nin
yıkılmasından sonra (1466), Balkanlar'da fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir. Konya bölgesinden geldikleri için bu aileler, "Konyarlar" ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve böyle anılmıştır. (2)
Mustafa Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım, bakın annesi Zübeyde Hanım'ın soyunu belgeleri tasdikler şekilde gene onun ağzından nasıl anlatıyor:
"Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük'tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz" ve ailenin bir kısmının Konya'ya geri döndüğünü ilave ederek "Dedem Feyzullah Efendi'nin büyük amcası Konya'ya gitmiş, Mevlevi dergahına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak." Diyor (3)
Lord Kinross 'Atatürk Bir Milletin Yeniden Doğuşu' adlı kitabında Atatürk hakkında edindiği bilgileri şöyle aktarıyor: " Ailesi Selânik'in batısında, Arnavutluk'a doğru, sert ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Burası, Türklerin Makedonya'yı ve Tesalya'yı almalarından sonra Anadolu'nun göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hâlâ Toros dağlarında özgür yaşamlarını sürdüren sarışın
Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı. Mustafa da annesine çekmişti; saçları onun gibi sarı, gözleri onun gibi maviydi. Annesinin, üzerindeki etkisi büyük oldu.
Mustafa bu etkiye zaman, zaman saygıyla, zaman ,zaman da başkaldırarak karşılık verdi. Bir halk kadını olan ve bundan başka türlü görünmek de istemeyen Zübeyde Hanım güçlü bir iradeye ve sağlam bir köylü güzelliğine sahipti. Doğuştan akıllı bir kadındı, yalnız yeteri kadar eğitim görmemiş, okuma yazması ancak öğrenebilmişti. "
b) Ali Rıza Efendi'nin Soyu
Sultan Murat Hüdâvendigâr zamanında başlamak üzere, Rumeli'ni ve Balkanlar'ı Türkleştirmek için soyu temiz Türk ailelerinden oluşan özel güçlerin bu bölgeye gönderildikleri bilinen bir gerçektir.
Bu göçlerin büyük bölümünü Yörük Türkmen boylarından gönderilen aileler
oluşturmaktadır. Bu boylar Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya yöresine yerleşmiş bulunan isimleri, tek tek yazılı bulunmaktadır. 950 tarih ve 82 numaralı l yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır.
Mustafa Kemal'in baba soyu, Aydın/Söke'den gelerek Manastır vilayetine yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza Yörükleri)"ndendir. Ali Rıza Efendi, Manastır'ın Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık'ta dünyaya gelmiştir(1839). Aile sonradan Selanik'e göçmüştür. Babası İlkokul öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir. Amcası, Kızıl Hafız Mehmet Efendi'dir. Taşıdıkları "Kızıl" lakabı ve yerleştikleri yere "Kocacık" denmesi; Ali Rıza Efendi'nin soyunun, Anadolu'nun da Türkleşmesinde katkısı olan " Kızıl-Oğuz" yahut "Kocacık Yörükleri-Türkmenleri"nden geldiğini göstermektedir. (4)
Belgeler ile ortaya konulduğu üzere Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin derebeyi Bala sancağına bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerdendi..Kocacık Nahiyesinin tamamen Türk'tür. Atatürk Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur.
Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri ünvanı verildiği
yazılmaktadır. Bu Türklere miri, Yörülen Türkmenlerden denilmekteydi.
Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım'ın anasının adı Ayşe, Babasının ki de Fatih Sultan Mehmet'in Konya Karaman Bölgesinden Rumeli'ye göndererek iskan ettirdiği Yörük ailesinden gelen Sofizade Feyzullah Efendi babası ise , Aydın/ Söke'den gelerek Manastır vilayetine yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza Yörükleri)'nden Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir.
Osmanlı'da "efendi" şehzadeler ve din adamları, yüksek bürokrat , eğitimli
çevresinde sözü geçen kişiler ve köle sahipleri için kullanılan bir unvan idi.
Din tüccarlarının din düşmanı dediği Atatürk :
*Bir kere daha açıkça belirtelim ki iftiracılar gerçekleri öğrensinler.Kara düşüncelerini-yıkıcı fikir ve zikirlerini ve zehrini – Milletime akıtmasınlar
*Atatürk çok iyi Arapça bilir ve kuran_ı kerim okur ve yazardı.
*Kuran-ı anlar, yorumlar,Türkçeye çevirirdi.
*Dinine çok bağlıydı. Cuma namazını asla kaçırmazdı
*Kendisinin Cuma namazını kıldırdığı da olmuştur(Balıkesir )
• Kur'an'ı, ilk kez olarak Türkçe'ye çevirttirerek ücretsiz dağıttırmış ve milletimizin Müslüman kesiminin inandığı dini gerçek kaynağından öğrenmesini
sağlamıştır.. (1927 - İsmail Hakkı İzmirli'nin çevirisi).
• Kur'an'ın bilimsel tefsirini yaptırarak ücretsiz dağıtmıştır.. (Hak Dini Kur'an Dili" ismi ile 1936'da - Elmalılı Hamdi Yazır)
• Sağlam hadislerin çevirisini yaptırmış ve ücretsiz olarak halka ulaşmasını
sağlamıştır.. (1932 - Ahmet Nazım, Kamil Miras).
• Daha önce Arapça okunan Hutbeyi Türkçe'ye dönüştürerek dinleyenin anlamasını sağlamıştır. (1932)
• Ehliyetli din görevlisi ihtiyacını karşılamak için İmam-Hatip okullarını açmıştır..
Din düşmanı olan bir kişi bu hizmetleri gerçekleştirir mi ?
Sözü uzatmaya gerek yok bu konuda Atatürk'ün kendi sözlerine kulak verelim ;
"... Bugünkü idaremiz (cumhuriyet rejimi) asıl dinin ruhundan alınmıştır ve gerçek İslamiyet bize asıl bugünkü şekli emreder." (10)
"Tanrı,Peygamberimiz aracılığıyla en son dini ve uygar gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmaya gerek görmemiştir. İnsanlığın kavrayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması sayesinde her kulun doğrudan doğruya, tanrısal düşüncelerle temas kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Peygamber, Peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en eksiksiz kitaptır." (11)
"Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, bilime ve mantığa uygun düşmesi gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur." (12)
Din denilen inanç sistemi kişioğlunu doğru yola sokmaya çalışan, onu topluma yararlı kişi haline getirmeye çalışan kurallardır. Din bizlere adam gibi adam olmayı öğreten olgudur. Bütün dinler kişioğlunu iyiliğe sevk eder. Binlerce yıllık Türk töresinin verdiği terbiye ile yorumlanan din elbette bireyin ve toplumun gelişimi için faydalıdır.
Türk milleti binlerce yıldır Tanrı inancını yitirmediği , töresi gereği dinini sadece Tanrı'ya ulaşmanın bir yolu olarak gördüğü için çok sağlam bir sosyal yapı oluşturabilmiştir. Oğuzhan , Kürşad, Cengiz, Timur, Alparslan ve Atatürk gibi yiğitler işte bu Tanrı inancı ile bütünleşik binlerce yıllık Türk töresinin neticesidir.
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün Sosyalist veya Komünist olduğu İftiralarına Yanıtlar, Atatürk'ün Türk Milliyetçiliği Anlayışı
Atatürk'ün dini inancının ne kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Atatürk'ü karalayan, iftiralar atan karanlık düşünceli din adamlarımızın niyeti bellidir.
Bir taraftan kendilerini sosyalist/komünist olarak tanıtanlar, diğer taraftan din bezirganları Türk Başbuğu Mustafa Kemal'e bu iftirada da bulunmuşlardır. Birinci kesimin iftirasının nedeni, doğal olarak, halkımızın gönlündeki Atatürk sevgisini kullanarak, kendilerine adam kazanmaktır. İkinci kesimin yaptığı da, karşı tarafın yalan iddialarının üzerine bina ettikleri teorileriyle halkı kandırarak Gâzi Paşa'dan soğutma gayretidir.
Hiç kimse Milletin gönlündeki Atatürk sevgisini zedeleyemeyecektir. Gerçekler ortadadır. Atatürk sevgisi ve Cumhuriyet güneşi ebediyete kadar gönüllerimizi aydınlatacaktır.
Atatürk Komünist olamaz çünkü Atatürk Türkçüdür , Türk Milliyetçisidir :
Atatürk doğrudan doğruya bir Türk milliyetçisi idi ve salt vatanseverlik olarak algılanmayacak kadar derin ülkülerin sahibi bir liderdi. Dünyadaki sürüp giden mücadeleyi salt bir sınıf mücadelesi olarak gören komünizm fikri ile milliyetçilik fikri birbirleriyle çatışan fikirlerdir.
'Ben her şeyden evvel bir Türk Milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim.
Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile,
gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk' ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.'Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet bir güneştir
Eğitimci-Yazar-Şair HARUN KARA diyor ki :Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet bir güneştir. Onun için;
ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANLARINA İNANMAYIN,ONLARI DİNLEMEYİN, ONLARA FIRSAT VERMEYİN.!
Bu Yazı Toplam 12956 Defa Okunmuştur
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
8 yıl önce
Yazınız gayet güzel sadece imam-hatip mevzusu yanlış çünkü demokrat parti zamanında acildi. Yorumunu yayinlamayin sadece Atatürk dusmani yobazlarin bu yazıyı referans gostererek kendilerini haklı cikarmaya çalışmaması adına yaziyorum
- s.
- 1
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com