CUMHURİYET DEĞERLERİYLE -DİNİ DEĞERLERİMİZİ BİRLİKTE YAŞIYORUZ
22 Ekim 2012 11:56:57
İki bayramı bir arada kutlamamız nedeniyle uzun bir yazıyla sizlere faydalı olmak istedim.
BAYRAMIN MANEVİ SIRRINA ERENLER;
Bayramın manevi yaşantısı:
Bayramlar sosyal boyutu olan tarihi günlerdir. Aynı zamanda bayramlar, barış günleri olup kardeşliğin ve dostluğun zirveye çıktığı günlerdir. Bayramlar, birbirine küs ve dargın olan kimselerin barıştırılması için de iyi bir fırsattır. O halde, bayramların manevi zenginliğinden ve gönülleri yumuşatıcı coşkusundan istifade ederek küsleri barıştıralım.
Yakın akrabalar, kardeşler, eşlerin aileleri, karı-kocaların eşlerinin ailelerine küs durması büyük günahtır.
Aynı zamanda Bayramlar sosyal birliğimizin ve dirliğimizin güçlendiği günlerdir. Özellikle başta anne ve babalarımız olmak üzere bütün büyüklerimizi ziyaret edelim. Eğer uzakta bayramlarını geçiren kardeşlerimiz varsa, başta anne ve babaları olmak üzere; akraba, eş, arkadaş ve dostlarının bayramlarını kutlamalıdırlar. Bu mutlu günlerde, hastalar ve özellikle huzur evlerinde kalan vatandaşlarımız ziyaret edilmeli, onların gönülleri alınmalıdır. Yetimler, öksüzler ve şehit çocukları sevindirilmeli, onların bu günlerde mutlu olmaları için maddi ve manevi anlamda elimizden ne geliyorsa esirgenmemelidir. Ne mutlu bayramları, tatil algısından çıkaranlara!.. Eğitimci-Yazar-
BAYRAM GÜNÜ;
CUMHURİYET'İN TÜRK MİLLETİNE KAZANDIRDIĞI DEĞERLER
Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
Türk Ulusunun "sömürgeci ve işgalci" düşman güçlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Samsun'a çıkarak Anadolu'da başlattığı "Kurtuluş Savaşı" Zaferle sonuçlanmış , yıkılan Osmanlı imparatorluğunun yerine yepyeni ,çağdaş bir devlet olan "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" kuruldu.
Cumhuriyet;
Cumhuriyet Türk insanının çağdaş dünyanın kavram ve değerleriyle buluşmasını, uygarlığın imkanlarından en üst düzeyde yararlanmasını amaçlayan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet bu anlamıyla aynı zamanda , yeni kurulan Türk Devletinin adında , Devletin niteliğini belirten bir sözcük olarak da yer almıştır.
Mustafa Kemal Atatürk;
Türk Milletinden aldığı güçle, bağımsızlık savaşı'nı kazandıktan sonra Türk Milletini uygar bir toplum yapmak için her alanda devrimler yaptı.En önemlisi Saltanat yönetimini (Babadan oğla geçen) kaldırdı. Halkın kendi, kendisini yönetmesi olan "Cumhuriyet yönetimine geçti"
Cumhuriyet yönetiminin en önemli özelliklerinden biri olan "ümmet bilinci" ile birbirine bağlı olan toplum bireyleri "TÜRK ULUSU" bilincinde birleşerek "TÜRK VATANDAŞI" konumuna yükselmiştir.
Cumhuriyet yönetiminde;
Türk halkı , aklın ve bilimin üstünlüğünü benimseyen, özgürce düşünebilen, kararlarını sorumluluk bilinci içinde verebilen , yürekli, inançlı, kendine güvenen bireylerden oluşan bir toplum yaratılmıştır.
Cumhuriyetin getirdiği özgürlükçü düşünce ortamında bireylerin " kendini ifade etme ve geliştirme" imkanı bulan vatandaşlarımız , çağdaş dünya ile ülkemizi bütünleştirmiştir.
Padişah yönetiminde ;
Egemenlik ,din ile devletin başı olan Padişah 'da olurdu .Cumhuriyet yönetiminde ise Türk Ulusunda olduğundan vatandaşların özgür düşünceleriyle kendini yönetecekleri seçme hakkına sahiptirler.
Cumhuriyet;
Cumhuriyet yönetim şekli olarak , insan yaşamına ve toplumsal düzene aklın ve bilimin ışığında yön vermesini kabul eder. Cumhuriyet toplumsal aydınlanmayı sağlayan bir sistemdir.
Atatürk;
Atatürk; Türkiye'nin " çağdaş uygarlık seviyesine " çıkması için , hatta gelişmiş çağdaş ülkelere önder olması için köklü cumhuriyet devrimleri yapmıştır.
Harf devimi, kılık-kıyafet, hukuk, eğitim, kültür, sanat, ekonomi, tarım ve toplumsal alanlarda büyük devrimler yapmıştır. Bir çok yasa ve kanunları T.B.M.M de çıkararak hayata geçirmiştir.
Laik Cumhuriyet;
Atatürk'ün laiklikle ilgili sözlerini aynen yazıyorum. Çok iyi düşünelim-anlayalım...
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan,ibadet ve din hürriyeti de demektir.(1930)
Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi ,(yobaz hocaların) sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir(1930)
Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz(1926)
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yönetim dini esaslara göre değil , akıl ve bilimin ışığında , çağdaşlığın bir gereği olarak yapılmasıdır ki buna laiklik denir
Kısacası Devlet yönetimiyle, din işlerinin ayrı, ayrı yürütülmesine laiklik denir. Laiklik, herkesin dini inançlarını özgürce yapmaları için güvence altına alınmasıdır.
Bu sözlerden sonra kimse laiklik hakkında yanlış konuşmasın...Laikliğe sahip çıksın.
Cumhuriyet yönetiminde kanunlar; (Atatürk ;kılık-kıyafet devrimini dinimiz gereği yapmıştır.)
Dinimize göre giyimde yasaklar: ( Cumhuriyet dinin hükmünü yerine getirmiştir.)
Halifenin dinimiz gereği verdiği hükümdür,yasaklanmıştır . Kadınların Çarşaf giymesini yasaklayan Hükümdar emridir. 2 Nisan 1892 Hükümdarın Başkatibi Süreyya
Yasaklanma nedeni Hıristiyanlara ve Yahudilere benzememek . İşte inçile göre giyim:
başını şöyle bağlayacak: Alttan şövalye tası gibi bir şey geçirecek, bir tel saçı görünmeyecek, üstüne de o örtüyü takacak. Çarşaf Rahibelerin matem giysisidir.İncil de anlatılan günlük giyinme tarzlarıdır.Rahibeler İncil'e göre evlenemezler, bu giyim dışına çıkamazlar. İncile göre bu yasak sadece Rahibelere aittir.
Dinimize emirlerine göre Hıristiyanlara ve Yahudilere benzemek haramdır. Atatürk bunun için kılıf kıyafet devrimini yapmıştır.
Ayrıca Atatürk diyor ki;
Cumhuriyet yönetimi, belirli kişi veya topluluğun değil, Türk toplumunun hepsini kapsayan , çıkarlarını koruyan, kanun ve yasa ile korunmasıdır.
Demokratik yönetim demek; toplumu yönetecek yöneticilerin yönetime seçimle gelip, seçimle gitmesi , fikirlerini topluma özgürce ifade etmesidir. Demokraside dayatma , zor kullanma yoktur. Bir kişiye özel, bir guruba veya topluluğa özel yasa ,kanun çıkarılamaz.
Yönetime gelenlerin , ayrım yapmadan halkı yönetmesi, ulusunu çağdaş medeniyet düzeyine çıkarması için çalışması gereğine inanmalıdır.
Cumhuriyet kadınlarının kazandıkları:
Öncelikle şunu belirtmek isterim:
Türk Milleti ; İnançlı, imanlı , Dinine bağlı, baş örtüsü sorunu olmayan , çağdaş ,uygar düşünen ve yaşayan , fikri ile zihniyeti ile tepeden tırnağa kadar medeni bir Millettir.
Türkiye ;Dünyada Dinini en iyi şekilde yaşayan ,dinde zorlama ,baskı kurmayan laik tek İslam Ülkesidir. Kaldırın kadınlar üzerindeki bu gereksiz baskıyı. Dinimizde kadın-erkek eşittir. Allah yerde ve gökte ne varsa tüm insanlığa eşit olarak sunmuştur. Kadın-erkek ayrımı yapmamıştır.
Cumhuriyet kadınlarımıza, çağdaş ve gelişmiş ülkelerden önce, seçme ve seçilme hakkı verildi. Bizi örnek alan ülkeler de kadınlarına yıllar sonra bu hakkı verdiler.
Kadınlarımız erkeklerin gerisinde yürür, ilimde ,fende ve hiçbir mesleğin içinde yer alamazlardı.
Atatürk'ün onlara verdiği haklarla; cumhuriyet kadınlarımız erkeklerinin yanında,hatta önünde yürür hale gelmiştir. Eğitimde, bilimde, sanatta , sağlıkta, siyasette ,hukukta, velhasıl her mesleğin içinde yükseliyorlar. Yükselmenin kadınlarımız için bir sınırı yoktur.
Kadınlarımızı Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı içine çeken ,yönlendiren düşünce sahiplerine ve kişilere Şunu belirtmek isterim; İslamiyet özdedir,tesettürlü giyimde değildir.. İslamiyet güzel giyinmeyi emreder yeter ki giyinmesini bilelim .Tesettürlüler Müslüman-tesettürlü olmayan kadınlarımız Müslüman değildir (diyerek insanları-kadınlarımızı birbirine düşürmeyin,düşman etmeyin.
..." Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır
Araf-26
Ayrıca baş örtüsü örtmeyen kadınlarımızı iffetsiz ve dinsiz olarak suçlamak büyük günahtır.
Nur-23 O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da ahir' ette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için.
Evet ;çağdaş düşünen-çağdaş yaşayan-giyinen kadınlarımızda islamın beş şartını yaşıyorlar,hem de en güzel şekilde.Çağdaş yaşamakta budur.) düşüncesi İslamiyet öncesi kadınlara yapılan zulümdür-karanlık bir düşüncedir. Kadınlarını ezen-değer vermeyen-kapatıp ve çarşaf içine koyup geride dur –evde otur diyen Ülkeler karanlıkta kalmaya mahkumdur.Okuyan-kendini yetiştiren Kadınlarımız asla bu oyunlara gelmeyeceklerdir.
Cumhuriyet kadınları karanlıkları geride bırakarak ilmiyle-kültürüyle-bilgisiyle bir güneş gibi doğmuşlardır. Türkiye'mizde aydınlık düşüncesiyle etrafına ışık saçmaktadırlar. Bununla birlikte;
Laik Cumhuriyet kadınları ; İslamiyeti özünde yaşayan ve yaşatan, islamiyette sosyal adaleti en iyi uygulayan, görünüşüyle-giyimiyle-ilmiyle-kültürüyle toplumda yerini alan , aydınlık,çağdaş Türkiye'nin geleceğine yön verendir. Yetiştirdiği evlatlarıyla ve nesillerle çağdaşlığı yakalayan Ülke olmak Kadınlarımıza bağlıdır. Kadınlarına değer veren ülkeler , diğer Ülkelere önder olur. Çağdaş Türkiye'ye yakışan görüntü de budur...!
Cumhuriyet kadınlarımızın yükselişinde yanında olan , onları destekleyen, onlarla gurur duyan kendini yetiştirmiş aydın düşünceli Türk eşlerini, babalarını da kutlamak gerek .Türk erkekleri kadınıyla birlikte her alanda dünya ülkelerine örnek olmaya devam ediyorlar. Kadınlarımızın sahip çıktığı Cumhuriyet bir güneş gibi Türkiye'yi aydınlatacaktır
Cumhuriyetin Sanata getirdiği yenilikler;
Cumhuriyet döneminde , sanat ve sanatçıya gerekli önem verilmiştir. Halkımız ve Devletimiz Sanatçılarımızı desteklemiş, başarılarıyla gurur duymuştur.
Kadın – erkek sanatçılarımız artı dünya da söz sahibi olmuşlar, saygı ile anılır,karşılanır olmuşlardır.
Sanat ve sanatçıya değer veren ülkeler, medeniyeti yakalamış demektir. Sineme, ses sanatçıları, opera, heykeltıraş ,tiyatro ve her sanatın kendi dallarında dünyada aldıkları ödüllerle Türkiye'nin adını duyurmuşlardır. Türk Milletinin gururu olmuşlardır.
Cumhuriyet döneminde spor;
Atatürk'ün yol göstericiliğiyle; Cumhuriyet döneminde spor ve sporcularımızın başarıları hepimizin göğsünü kabarmıştır.Futbol- güreş-atletizm-boks-voleybol- basketbol v.b. tüm dallarda Milletimize dünya dereceleri yaşatmışlardır.Türk bayrağını gururla göndere çektirmişlerdir.
Atatürk'ün eğitime verdiği önem;
Atatürk eğitime büyük önem vererek , Eğitim kurumlarını birleştirerek Eğitim birliği yasası çıkarmıştır.Bununla birlikte Türk Eğitim Sistemi laik bir yapıya kavuşturulmuştur.
Bunun sonucu olarak bilim adamlarımızla, üniversitelerimizle ve üniversitelerimizin yetiştirdiği değerlerle dünyada söz sahibi olmuşuz.
Kültürel değerlerimiz;
Atatürk; kültürel değerlerin toplumdaki bireylerin yaşam boyu kendilerini geliştirmeleri , daha nitelikli, bilinçli, kültürlü bir yaşam sürmelerini sağlar. Türk Milleti olarak kültürel değerlerimizi korumak, zenginleştirmek ve gelecek nesillere aktarmak vatandaşlık görevimizdir.
Mustafa Kemal Atatürk ; Türk Ulusuna en büyük mirasın, akıl ve bilim olduğunu" Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" (Hayatta en gerçekçi yol gösterici ilimdir.) sözüyle ifade etmiştir. Çağdaş yaşamda ilmin önemini vurgulamıştır. Bilgi çağının etkin ,ülkeleri arasında yer almamızı ,her alanda gelişmemizi, çağdaşlaşmamızı istemiştir. Bu da yalnızca aklın ve bilimin ışığında olabileceğini kabul etmiş. Bu temel kavramın Türk Milletine başarıları getireceğini belirtmiştir.
Hukuk Devleti ilkesine tam olarak bağlı, Demokrasi sürecini tamamlamış, toplumun her bireyine fırsat eşitliği sağlanmış, bilgi toplumu olmuş, geleceğe güvenle bakan bir ülke durumuna gelmektir. Türk Milleti bu güce ve yeteneğe sahiptir.
SONUÇ OLARAK;
Atatürk 'ün ilke ve Devrimlerinin korunması, laik Cumhuriyetin tüm değerlerine sonsuza kadar sahip çıkmak ve yaşatmak, tüm bireylerin ortak görevi ve sorumluluğudur.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ; Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğü, birlik, dirlik,düzenine, laik Cumhuriyetin Anayasasında belirtilen niteliklere herkesin sahip çıkması, koruması her TÜRK vatandaşının kayıtsız şartsız görevidir.
Bu anlayış içinde Türkiye Cumhuriyeti Devletimizde yapılan çalışmaları asla yeterli görmeyip, daha çok çalışarak ülkemizi medeniyetin beşiği konumuna getirip, çağdaş kalkınmış ülkelerin önünde yer almasını sağlamalıyız.
Bilmeliyiz ki yükselmenin sınırı yok. Durmadan, yılmadan, yorulmadan Ülkemiz için çalışmaya devam etmeliyiz.
CUMHURİYET MEŞALESİNİ KADIN-ERKEK ELELE TAŞIMALIDIR..!
Atatürk'ün CUMHURİYET FAZİLETTİR. Sözü bize rehber olmalıdır.
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com