1980 Darbesi öncesinde TBMM 450 MİLLETVEKİLİ ve 150 SENATÖRDEN oluşurdu. Kanunlar bazen Milletvekillerince kabul edildiler SENATODA ret edilebilirdi. Bir denetim mekanizması vardı. Senatoda 50’şer senatör her iki yılda bir yenilenirdi. Böylece seçilen Senatör 6 yıl görev yapar ve Senatonun tecrübesi devam ederdi. Bu uygulama 1980 darbesi ile son buldu. 1983 Anayasa Oylaması Kenan EVREN döneminin bir ürünü olarak uzun yıllar TÜRKİYE de uygulamada kaldı. Bu Anayasa da en belirgin özellik KUVVETLER AYRILIĞI ilkesiydi.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçilen Milletvekillerinden kurulan hükümet İCRA makamıydı. YANİ YÜRÜTME görevi görüyordu. Yargı görevi Bağımsız mahkemelerdeydi. Anayasa Mahkemesi, Sayıştay ve Danıştay ve Yargıtay ülkemizin yüksek yargı organlarıydı.

TBMM de GENSORU denilen uygulama ile Bakanların uygulamaları denetlenir, hesap sorulur Bakanlar Hükümet üyeliğinden düşürülebilirdi.

Sayıştay’ın denetlediği bir kurumda usulsüzlük bulunursa direk Cumhuriyet Savcılığına Suç Duyurusu yapılır ve okurumun başındaki kişi ve sorumlular yargılanırdı.

Hükümet TBMM de kendilerine ayrılan yerde oturur ve tüm görüşmelerde Milletvekilleri onlara hitap edebilirdi.

Şimdi CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE Bakanlar TBMM dışından seçiliyor. Gensoru uygulaması yok. Meclis Bakanlar üzerinde hiçbir aktif denetim yetkisine sahip değil. Sayıştay denetlediği kuruma raporunu veriyor. Usulsüzlük varsa bile o kurumun bir üstündeki yetkili işlem yapılmasını isteyip istememe hakkına sahip. Dolayısı ile Genel Müdürün yaptığı hatayı bakan asla sorgulamıyor. Çünkü talimatı da kendisi vermiş oluyor. Kısaca bu sistemde Danıştay Denetimi etkisiz hale getirilmiş durumda.

Hükümetin Başı, Cumhurbaşkanı aynı zamanda İktidar partisinin de Genel başkanı olduğundan TARAFSIZLIĞI fiilen ortadan kalkıyor. Ama ne gariptir ki Cumhurbaşkanlığı Yemin Metninde Tarafsız olacağına dair yemin ediyor. Cumhurbaşkanlığı Makamını Koruyan tüm kanunlar 1983 Anayasası hükümlerine göre devam ediyor. O yasalara göre Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisi ile bağı kalmaz iken bu gün Cumhurbaşkanlığı Sisteminde getirilen hükümler ile Sayın Cumhurbaşkanımız hem Partisinin genel başkanı hem hükümetin başkanı olabiliyor.

Bu gün Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi denen bu yönetim şeklinin CUMHURİYET yönetimi ile ne kadar ilişkisi var acaba? Kararlar tek kişi tarafından alınıyor ve Resmi Gazete de yayınlanıp yürürlüğe giriyor. Cumhurbaşkanı TBMM kanun tasarısı sevk ediyor. Meclisteki görüşme ve tartışmalarda gönderilen metnin tek kelimesine dokunulmadan yasalaşması sağlanıyor.