ALT ALTA YAZINCA…
16 Eylül 2019 09:23:50
Karadeniz Ereğlisi… Denizi, yeşili, güneşi, sahili festivalleri, tarihi mekanları… Kısır çekişmeleri, tamamlanamayan işleri, yaşadığı kayıplar…
Bu kadar güzel bir memlekette, bu kadar kakofonik sesin çıkması herhalde sosyolojinin ironik yönlerinden biri olmalı… Derya içinde olup da deryayı bilmeyen balıklar gibi, öğrenilmiş bir çaresizlikle kendi çöplüğümüz içinde yaşıyoruz ve onu düzeltmek için yapılan her girişime inatla direniyoruz adeta.
Alt alta yazınca öyle bir manzara var ki iyimser olmak mümkün değil…
MESELA ÜNİVERSİTE KAMPÜSÜ…
Mesela şu yıllardır “Büyük Hayal” olarak yücelttiğimiz, başka yerlerde şıpın işi sonuca bağlanmasına rağmen, bizde erişilmez bir hedefe dönüşen Üniversite Kampüsü meselesi… Sırf bu meseleye bakınca, büyük hayaller ve küçük hesapların memleketiymişiz gibi duruyor.
Geçtiğimiz aylarda Zonguldak Valisi Ereğli’ye geldiğinde, Aktaş tepesi mevkisinde büyük bir alanda inceleme yapıldı. Ardından yapılan açıklamalara baktığınızda, eski Devlet Hastanesi alanında yapılacağı düşünülen kampüsün yerinin değişmesinin kabullenildiğini görüyorsunuz. Bu alanda sadece iki fakülte yapılacakmış. Bunlardan biri turizm fakültesi… Yani mevcut turizm fakültesi oraya taşınacak, yanına bir fakülte daha konulacakmış. Bu işlerle ilgili Kaymakam Çorumluoğlu da, AK Parti İlçe Başkanı da açıklamalarda bulundu.
Sonra ne oldu? Unutuldu.
Kampüs alanında yapılan bir çalışma yok. Devlet nezdinde girişimler var desem, olsaydı onun da izahı yapılırdı demek ki o da yok. Şu Aktaş tepesindeki alanla ilgili bir imar, kamulaştırma, milli emlaktan üniversiteye devir gibi bir girişim var mı? Olsaydı o da kamuoyuna açıklanırdı. Şu ana kadar böyle bir açıklama yok.
Kamuoyu derseniz, artık bu konudan yoruldu. Kimse bu konuda söylenenlere dahi inanmıyor zira bu güne kadar söylenenlerin hepsi yalan oldu. Somut bir girişim olmayınca, her türlü büyük hayalin eninde sonunda gideceği yer budur.
MESELA TERSANELER MESELESİ…
Ah, Ereğli’nin ikinci Erdemir’i olan tersaneler… Ne namus sözleri, ne olmazsa olmazlar konuşuldu bu işe dair. Bu işin çözümü için elini değil, bedenini taşın altına koyacağını açıklayanlar, nice fantastik mazeretlerle döndü ilçeye… Neticede Karadeniz Ereğli’de bir kuşak kaynakçı, montajcı, taşlamacı vesaire gibi eğitildi. Sonra sayıları binlerce kişi olan bu eğitimli işgücü kaderine terk edildi.
Artık bu konuyu kamuoyunda konuşmak, sanki tarihöncesi bir konuda görüş yürütmek veya neticeye etki etmeden süslü sözler etmek anlamına gelen “Edebiyat yapmak” olarak algılanıyor. Kimsenin kazanılmış istihdam olanaklarının yitirilmesi sırasında sorumluluk makamında olanlara ilişkin bir sitemi yok artık.
Çözüm arayışı mı dediniz? Tersaneler o büyük istihdam kaynağı niteliğini yitireli on seneye yakın oldu, en ufak bir çözüm arayışı yok. Birileri işkembesinden buralarda gemi sökümü yapılabileceğini iddia etti. Bunda da Türkiye’de iki söküm alanının bulunmasına ilişkin AB protokolü olduğu söylenince herkes “ben tam öyle dememiştim” noktasına rücu etmeye mecbur kaldı. Şimdi bir iki tersane tüm olanaklarını kullanarak üretime devam etmeye çalışıyor ama artık ilçede iş arayanların önceliği tersaneler değil.
TRAFİK MESELESİ…
Tabii ya, trafik meselesini hepiniz çözecektiniz. Hatip Caddesi’nden Bağlık tepesine viyadük, alternatif yollar, Kemer’den yeni hastane bölgesine ulaşan yeni, geniş bir yol yapacaktınız. Devrim bulvarında trafik alttan geçecek, meydan üstte olacaktı.
Konuşmak kolay. Önceki belediye başkanı Hüseyin Uysal bir sohbet anında bu satırların yazarına, “Sen olsan trafiği nasıl çözersin” dedi. “Başkanım, ben çözerim. Ama şu yok bu yok demeyeceksiniz” dedim ve ekledim. “Eğer olanaklar sınırsız ise iş kolay. Engel olan her şeyi satın alırsınız. Fakat belediye olanakları ile bu iş nasıl olur diyorsanız, onu ben bilmem. Zira belediyenin olanaklarının ne olduğunu bilmem.”
Yani demem o ki, bu işi çözenlerin –çözeceğini söyleyenlerin- tamamı, hayali olanaklarla işe başlıyor ve çözüm arıyor. Nerede karayolları yapacak, nerede iş belediyenin hesabını yapmaya bile gerek yok. Zira bu sözler verilir, projeler yapılırken esas olan onların yapılması değil, buradan hasıl olan siyası rantın üstüne oturmaktı. Zaten kimse hangi imkanlarla bunun yapılacağına dair fikir sahibi değilmiş. İmkanlar hakkında fikir sahibi olanların ise bu konuda ağzını bıçak açmıyor.
Fakat geçen dönem belediyesi gibi, yeni yönetim de İstanbul Teknik Üniversitesi ile ulaşım altyapısı konusunda proje hazırlama konusunda protokol yaptı. Geçenkinden sonuç çıkmadı, bundan bir şeyler çıkar mı diye bekliyoruz. Umutlu olmalı mıyız? Umuttan vazgeçmek olmaz ama o kadar umudu gömmüşüz ki bu da boşa çıkarsa öyle aman aman hayal kırıklığı yaşayacağız diyemem.
MESELA KENT MEYDANI…
Eh işte kaymakamlık taşındı, adliye ve hükümet konağının yıkım işlemi sürüyor. Demek kent meydanı yapılacak. Fakat eski devlet hastanelerinin binasının yıkılması, buraya bir üniversite kampusu yapılması anlamına gelmedi ki bu iki binanın yıkımı kent meydanı yapılacağı anlamına gelsin?
Hayli karamsar bir bakış açısı oldu ama tek örnek bu değil. Eski belediye binasının yıkılması, yerine iş merkezi yapılmasını sağlamadı… İster misiniz bizim mahalleye taşınan kaymakamlık hamamböceklerinin nesli –en uzun süredir varlığını sürdüren canlılardan buymuş- tükenene kadar orada kalsın.
En can sıkıcı olanı ne biliyor musunuz? Bunca sözün verildiği yerde, tutulmayan sözler için kimsenin siyasi bir bedel ödememesi… Belki de bunun tersi doğrudur. Yani kimse tutulmayan sözler için bedel ödemediğinden, her konuda uluorta söz vermekte bir sakınca bulunmuyordur.
Mesela kervanına ekleyecek konu çok. Turizm girişimleri, bir beyaz eşya fabrikasının getirilmesi, çelik yan sanayinin kurulması, ikinci organize sanayi bölgesi falan. Alt alta yazınca yekün hayli tutuyor.
Fakat bir itirafta bulunayım. Artık kimin hangi konuda ne söz verdiğini hatırlamakta bile güçlük çeker hale gelmişiz.
Bu durumda faturayı kime keseceksin ki?
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com