Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
14 Aralık 2025 Pazar
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
HİÇ GÜLECEĞİM YOKTU!

HİÇ GÜLECEĞİM YOKTU!
15 Temmuz 2019 07:52:05

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Mizah, en güçlü muhalefet aracıdır.  İnsanların hayatını satranç tahtasındaki piyonlar gibi yönetme yetkisiyle donatılmış otoriteler,  altın değerindeki itibarlar, iki kahkaha ile pirinç pullara dönüverir. Önüne gelen her şeyi silip süpüren karşı konulmaz bir doğa gücüdür gülmek.

Tabii bugünlerde öyle fazla gülesimiz falan yok. İlçedeki ekonomik, sosyal sorunlar, altyapı eksiklikleri falan derken hayli bir karamsar olmuşuz. Esnaf kan ağlıyor falan diye de ifade ediliyor bu karamsarlık. Bakmayın esnaf denildiğine. Eğer bir ilçenin ortadireği sayılan esnaf kesimi gelecekten umutlu değilse, bu kendi başına esnaf taifesinin problemi değildir. O zaman tüm ilçede önemli sorunlar var diye anlamak gerekir.

Böyle bir ortamda, Ereğli belediyesi  “Festival Ereğli’nin yüzünü güldürdü” diye bir değerlendirme haberi yolluyor.  Meslek odası temsilcileri festivalin ilçeye katkılarıyla ilgili güzel şeyler söylemişler.  İlahi! Hiç güleceğim yoktu. Muhtemelen tüm Ereğli de gülüyordur ama nasıl? Neresiyle?

Öncelikle meslek odası temsilcilerine bir diyeceğim yok. Zira belediyeden biri gelip de kendilerine festivali nasıl değerlendiriyorsunuz, diye sorduğunda, “sen biliyor musun benim üyem olan esnafın ne durumda olduğunu,” diye başlayan bir tiradla haşlayacak değillerdi ya. Ayıp olmasın, dostlar alışverişte görsün, aman suyu daha da bulandırmayayım, bulanacaksa da benden olmasın diye akıllarına gelen en beylik cümleleri sıralamışlar. Böyledir bizim insanımız. Kapına gelenin kalbini kıracak şeyler söylemez öyle kolay kolay.

Yine de esnafın kepenklerini güç bela açtığı bugünlerde, bu kesimi temsil edenlerin festivale naat düzmesi ironik, hatta acayip şekilde gülünç—buna grotesk diyorlar—bir şey. Yani, bir de onların halini düşününce, daha bir gülesi geliyor insanın.

PLAJ MESELESİ…

Bugünlerde kapalı olan Erdemir Plajı’nın geleceği aylardır konuşuluyor.  Önce Gülüç Belediyesi talip oldu, sonra da kamuoyunda buranın Ereğli Belediyesi sahasında kaldığı söylendi. En sonunda da belediye basın üzerinden—aynı zamanda basın bürosu demek oluyor, zira bu konuda bir basın toplantısı yapılarak konu açıklanmış değil—buranın Ereğli halkına—bu da Ereğli Belediyesi demek oluyor—verilmesi gerektiğini ilk ağızdan açıklamış.

Yahu insanın gülesi geliyor ağlanacak haline. Ereğli’de hiç kimse borsada işlem yapan bir şirketin en yetkili kişisi olan Yönetim Kurulu Başkanının bile özel şirkete ait müştemilatı risk almak suretiyle, kendi başına, sevabına bir başka kuruma devredemeyeceğini bilmiyor olabilir mi? Açıklamayı bıyık altından müstehzi bir tebessümle okuduk. Belediye bu konuda bir iki STK’dan destek bulup da siyah çelenklerle yandaş topluluğunun önünde yürümeye başlarsa o zaman hakikaten hiç gülesimiz yokken gülmek icap edecek.

Genelde, gündemi saptırmak için yapılan işler, soğukkanlı bir gözlem altında gülünecek saçmalıklara dönüşür.  Bu da onlardan biri.

SONRA ELEŞTİRDİ DİYORLAR!

Bizim basın mesleğinin temel işlev olarak yaptığı iki şey vardır. Bunlardan biri haber, öbürü ise PR’dır.

Bir kurum haberlerini kendisi yapıp gönderdiğinde, o kurumun varlık nedeni ve mekanı olan bölgede pozisyonunu sağlamlaştırmak ister.  Kurumların kendi PR’ını—Public Relations/Halkla İlişkiler—yapmaya çalışmaları yanlış değildir.  Basın kuruluşlarının bunlara yer vermeleri de yanlış değildir. Aslolan, bunlar ortaya konulduğunda, itiraz eden varsa onların sesini de duyurabilmektir . Çoğu zaman eleştiri sahipleri aynı PR sürecine katkıda bulunurlar ve böyle devam eder.

Basının ikinci görevi ise haber yapmaktır. Haber dediğiniz şey—günlük hayatın rutininde bulunan adli vakalar ve kazalar bir yana bırakılırsa—birilerinin irkilmesine, hatta rahatsız olmasına yol açan bir şeydir.  Normalde, on numaralık, olabilecek en iyi şekilde yürüyen işler, mesela trafiğin hiç aksamaması öyle pek haber niteliği taşımaz. Bunu haber yaptığınızda, bu trafik üzerinden birinin PR’ını yaparsınız.  Fakat bu trafik aksadığında haber konusudur ; hem de en sahih olanından.   Sürekli olarak aksayan işleri gündeme getiren yayın organlarına “Muhalif” yaftası yapıştırılmasının nedeni budur.

Belediye seçimlerden sonra kimseyi işten çıkarmasa, kimseyi seçim öncesinde söz verdiği gibi yerinden etmeseydi, “Sözünü tuttu” başlığı altına gayet güzel bir PR yapılabilirdi. Bunlar oluyorsa, haber “Hani verdiğin sözler” başlığı altında güzel haber örnekleri ortaya konulur, konulmalıdır.  Yine de insanın güleceği geliyor. “Seçimden önce verilen sözler” denilen şey, baş başa konuşulmuş şeyler midir, yoksa basın önünde veya başka bir şekilde kayıt altına alınmış mıdır?  Niye söz uçar yazı kalır deniyor?  “Suya yazı yazmak”, “Eşeği sağlam kazığa bağlamak” deyimleri niye var?

Bizim insanımız ne zaman seçim öncesi ile sonrasının su ile yağ gibi olduğunu, ne kadar uğraşırsanız uğraşın birbirine karışmayacağını, suyun altta, yağın üste kalacağını öğrenecek? Harbiden gülünecek işlerimiz var!

Bu Yazı Toplam 2543 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com