Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Temmuz ayı belediye meclisi toplantılarının ilkinde ilçenin beklenti içinde olduğu üç konuda projelendirme çalışması içinde olduklarını açıkladı.

Birincisi, beş yılı aşkın zamandır konuştuğumuz, aradaki her seçimde siyasilerin temcit pilavı gibi ağzına doladığı Üniversite kampüsü meselesi… Özetle Posbıyık diyor ki, Eski Hastane alanına iki fakülte düşünüyoruz, güvenlik bölgesi sınırlaması üç kat şartıyla kalktı. Bunun için hazırlıklarımız sürüyor.

İkincisi, üç yerel seçim, sayısını unuttuğumuz kadar genel seçim ve referandumda çılgın proje olarak lanse edilen kent meydanı… Cami mi olacak, otopark kaç kat olacak, hükümet konağı neresine filan diye tartışıp durduk. Fakat ortada fol yok yumurta yokken havanda su dövmenin haricinde bir şey yapamadık.  Başkan Posbıyık, burası için İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bir proje hazırlaması için protokol imzalanacağını söyledi. Bunun için meclisten yetki de aldı.

Üçüncüsü, sabah akşam Ereğli halkına saç baş yoldurtan trafik konusu. Bu da İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yapılacak çalışma çerçevesinde düzenlenecek.  Proje hazırlanacak, tek yön olması gereken yerlerde tek yön, kavşak olması gereken yerlerde kavşak olacak. Kepez tepesinden Kırmacı’ya kadar olan yolda trafik akışı olabilecek en rahat şekilde sağlanacak.

***

Bunlarla ilgili sorumluluğun tamamını 31 Mart seçimlerinde göreve gelen Posbıyık ve yönetimine ihale etmek doğru değil elbette.  Yine de önceki dönemlerinde yapılmamış çalışmalardan bir miktar sorumluluk da kendisine düşer elbette.

Yetki dersen var, kamu idaresi istekli gibi görünüyor. Fakat geçtiğimiz on onbeş yıllık süreç içinde o kadar çok proje yapılıp rafa kaldırıldı ki, artık büyük umutlarla beklenen projeler eskiden yaptığı etkiyi yapmıyor.  Proje, protokol, hedef filan iyi de, bir iş makinesi Allah rızası için bir yerde bir kazı yapmaya başlamayınca süreç tavsıyor. Ne bileyim, belediye değişiyor, bakış açısı değişiyor. Bakarsan devlet idaresi—en azından yerelde—hep söylenegeldiği gibi bir devamlılık arz etmiyor.

Proje üretmekte fena değiliz. En azından bunu anlamış haldeyiz bugün.

***

Fakat artık bize icraat lazım icraat!

İhale süreçleri, itirazlar, iptaller, revizyonlar filan derken, protokol, proje, ihale konuşmanın,  bugüne kadar vakit kaybı dışında bir şey kazandırmadığını herhalde herkes görmüş olsa gerek. Bırakın geçtiğimiz aylarda boşalan eski hükümet konağını, yıllar evvel boşalan adliye binasını bile ortadan kaldırmak mümkün olamadı. Bugüne kadar adliye binasının hafriyatı alınmış olsa, kent merkezinde ilave otopark alanları açılmış, yol kenarlarında trafiği daraltan parkları azaltmış olabilirdik. Ama nedense olmadı.  Hala projeyle uğraşıyoruz.

Üniversite için avam proje diye yutturulan görselleri hala konuyla ilgili haberlerde kullanıyoruz ama onun yapıldığı gün yaklaşan seçimlere matuf olduğunu artık sağır sultan bile duydu. Sözde üniversite yapı işleri bir proje hazırlatmıştı ama ne gören var ne bilen… Eski hastane binalarının yıkılması gerçekleşti ama hay yıkılmaz olaydı. Binalarda yapılacak küçük bir tadilatla orada bazı yükseköğretim kurumları yerleştirilebilir, aynı binada bir sürü birimin eğitim vermesinin önüne geçilebilirdi. Demek ki netice yanlış olunca daha bir acar oluyoruz.

Yahu geçenki belediye döneminde de İTÜ ile trafik revizyonu konusunda bir anket ve proje çalışması yapılmamış mıydı? Netice ne oldu? Hiç… Hem de koskocaman bir hiç.  Şimdi İTÜ Yeniden trafik revizyonu ile ilgili bir çalışma yapacak. Yahu bu kadar proje yapıp da trafik akış düzeninde ufacık da olsa bir değişiklik yapılmamasını nasıl açıklamak gerek?  Dostlar alışverişte görsün veya üniversite de biraz döner sermayesine para katsın diye mi yapılıyor bu işler?

Velhasıl kelam, hiçbir projenin icraatın yerini tutamayacağını iyice öğrenmiş haldeyiz artık.  Belediye yeni, yönetim yeni…  Eskiden olduğu kadar olmasa da bir miktar avans verelim diyeceğim ama neticesi öncekiler gibi olacaksa hiç başlamasınlar daha iyi. 

Yine de kötü söylemek kötüyü çağırır derler. Gene iyimser olmak için gayret edelim ve belediye başkanı ve ekibine giriştiği yeni işlerde başarılı olmaları halinde teşekkür etmemiz gerektiğini unutmayalım. 

Şunu unutmamak gerek. Kamuoyunun gözü kimi zaman iyi görmez ama aynı şeyleri o kadar çok konuştuk ki yine havanda su dövülecekse, bunun siyasi sorumluluğunu başka bir döneme veya mercie paslamaları eskisi kadar kolay olmayacaktır.

İcraat lazım bize icraat!