Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
14 Aralık 2025 Pazar
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
MANŞETLERE DAİR...

MANŞETLERE DAİR...
10 Haziran 2019 09:29:12

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Sabah saatlerinde ilk işim, ulusal ve yerel sitelerin internet sitelerine bakmaktır.

Yerelde üç aşağı beş yukarı aynı haberler bulunur. Bakış açıları da üç aşağı beş yukarı birbirlerine benzer. Arada kimi zaman aykırı bir bakış açısı çıkar. Genelde de aykırı bakış açısındaki haber çok okunanlar arasına girer.

Basın kuruluşlarının tarafsızlığından söz edilir ama bu sadece laf-ı güzaftır. Aslolan basın kuruluşlarının bağımsızlığıdır. Yani basın kuruluşu tuttuğu tarafı kabul edecek, olguları bu bakış açısına göre yorumlayacak. Birbirinin karbon kopyası olan iki gazetenin bir yerleşime fazla olduğu aşikar yani.

Bunun nedenleri üzerine uzun uzun laf üretmek mümkündür ama konu bu değil. Yerelde de olsa özgünlük arayışını geliştirmek, buna engel olan kurumsal müdahalelere direnmek gerekir. Fazla benzemek iyi değildir...

Ulusalda ise durum biraz daha farklıdır. Gündemdeki konu iktidara yakın ve muhalif basın kuruluşları tarafından birbirine taban tabana zıt bakış açılarıyla ele alınır. Aynı günde Türkiye'nin şahlandığını ve artık kimsenin durduramayacağını anlatan bir manşetle, memleketin battığını, bu işin sonunun düzeltilemeyecek bir noktaya doğru gittiğini anlatan manşetlere şahit olabilirsiniz.

Diyelim ki tek bir gerçek, tekil bir gerçeklik yok. Bu tartışılan, üstünde kafa yorulabilir bir konudur ama farklı gerçeklikler bile birbirini böylesine hoyratça olumsuzlamamalı.

Dünya sadece siyah ve beyazdan ibaret değil, alaimisema skalasındaki diğer renkleri ve gri tonları da görebilmek gerekir.

PARADİGMA DEĞİŞİMİ...

Birçok alanda paradigma değişimine ihtiyacımız var.

Siyaset yapma biçimimiz, ifade özgürlüğü anlayışımız, farklı siyasi ve inanç sistemlerine karşı tutumumuz, ekonomiye bakışımız, devlet idaresi, çalışma hayatı, toplum ve birey meseleleri filan diye uzayıp giden bir listede.

Ama paradigma değişimi nasıl olur?

Bir örnek verelim. Amerika'da 1930'lu yıllarda Büyük Buhran döneminde devletin yaptığı sosyal yardımlara dair bir anekdot anlatılmıştı bana.

Devlet işsiz ve kamusal yardıma ihtiyacı olan elli kişiyi sabah vakti topluyor, bir alana götürüyor, bir çukur açmalarını istiyor, karşılığında böyle bir iş karşılığında verilebilecek yevmiyeyi, belki daha fazlasını ödüyor. Aynı devlet, öğleden sonra bir elli kişiyi daha topluyor, sabah açılan o çukuru kapatmalarını istiyor. Yine sabahkilere ödediği miktarı ödüyor.

Böylece insanlar evlerine ekmek götürüyor, üstelik bunu çalışarak yaptıklarından insanlar kamu yardımlarına uyuşturucu gibi bağımlı olmuyor, ilk fırsatta bu işlerden daha iyisini bulmaya çalışıyorlar.

Çukur açıp kapamak değil de, kamu yardımlarının arttırılarak karşılığında patates ekip hasat edilmesini isteseniz, işsizlik sorununu, pahalılık sorununu bile çözersiniz. Ama mesele bunun yapılması değil. Paradigma değişikliğinin nasıl olabileceğini açıklamak.

EMPATİ...

Bakıyorum, ulusal basında "Filanca falancaya şunu dedi" diye haberler var. "Tahir efendi bana kelp demiş" diyen Nef'i ve Tahir efendi'ye rahmet okutan laflar bunlar.Arkasından hemen yorumlar devreye giriyor. Falanca eğer filancanın kendine o lafı ettiğine dair kanıtı varsa ortaya koysun deniyor. Diğer güruh ise filanca bu lafı etmediyse çıkıp etmediğini söylesin deniyor.

Empati kuruyoruz. Biri muhatabına "Şu lafı ettin" dediğinde, yer, zaman ve kanıt sunması gerekir. Bunlar yoksa bir kişiye bu şekilde ithamlarda bulunup, savunmasını beklemek zulümden başka bir şey değildir.

Dediyse durum başka tabii...

SORUMLULUK...

Bizde demokrasi kavramı hep yetkinin seçilene ait olduğu şeklinde yorumlanır.

Oysa ister demokrasi, ister başka bir yönetim biçimi olsun, yetki denilen şey, kendisinin ayrılmaz bir parçası olan bedeller, yükümlülükler ve sorumluluklarla verilir. Eşyanın tabiatı böyledir. Devlet Başkanı, Belediye Başkanı, Vali, Kaymakam, Bakan, Muhtar vesaire... Kamusal alanlarda başka herkesin sahip olduğu bir rahatlıkla hareket edemezler. Mahremiyet alanları toplumu oluşturan diğer fertlerden ayrıdır.

Bu kişiler sorumluluk sahalarında olan felaketleri oturma odasında koltuğa ayaklarını uzatıp televizyondan izleme şahsına sahip değildir. Olayı takip etme, bu konuda sorulabilecek soruları cevaplayacak bilgiye sahip olmakla yükümlüdürler. Böyle olayların en az hasarla atlatılması da onların sorumluluğudur. Bu öyle bir şeydir ki yöneticilerin yakınları bile yönetici yakını olmanın sorumluluğuyla hareket etmeye mecburdur.

Ayrıca, demokrasinin çoğunluğun dediğinin olduğu sistem olduğuna yönelik yanlış bir inanış da var bizde. Oysa gerçekte demokrasi dediğimiz, toplumun en aykırı görüşe sahip unsurlarının ifade özgürlüğünün bile devlet güvencesi altında olmasıdır, iktidarda olmayan siyasal grupların da iktidar gücüne karşı güvencelere sahip olmasıdır.

KEM ALAMETLERE MEYLİM YOK

Bütün bunları niye yazıyorum?

Gazetecilere, sanatçılara, yazarlara, hatta siyasetçilere fiziki saldırılara ilişkin haberler her geçen gün daha fazla kamuoyunu meşgul ediyor. Sadece bu olgu bile sosyal psikolojimizde hasar yaratan, daha önce hiç yaşamadığımız ölçüde sıkıntılı bir dönemde olduğumuzu gösteriyor.

Bugün itibarıyla her koşulda, her yerde haklı olmaya ihtiyacımız yok. Farklılıklarımız ne olursa olsun birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var.

"Yoksa..." diyeceğim ama bayramdan yeni çıktık ve henüz kem alametlerden söz etmeye pek meyilli değilim.

Bu Yazı Toplam 1093 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com