Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, dün—yani Çarşamba günü—bir dizi açılış ve etkinlik için Karadeniz Ereğli'deydi. Bir günlük mesainin öğleden sonraki kısmını Karadeniz Ereğli'de geçirdi.

Yüzeysel anlamda bakıldığında sıradan protokol işleri olarak kabul edilebilir. Fakat önemli kısmını şahsen takip ettiğim bu gezi sırasında farklı bir arka plan da bulunuyor.

Vali Bektaş'ın Bilim Atölyesi açılışı yapmak üzere ilk ziyaretini yaptığı Anadolu Lisesi, 1980'lerin başında ilçenin tek Anadolu Lisesi'ydi. Seksenlerin sonunda özel bir vakıf okulunun kuruluşuna kadar ilçenin, hatta bölgenin en nitelikli okullarından biriydi. Bugün, bütün düz liseler, meslek ve teknik liseleri, ticaret liseleri, imam hatipler filan, hepsi Anadolu lisesi olsa da, Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi, aynı sıfatı taşıyan okullar arasında güzide bir kurumdur. Ne yazık ki Nitelikli Okul tanımlaması dışına çıkarıldı.

Biliyorsunuz bugün nitelikli okullar olarak ilçede bir fen lisesi, bir imam hatip, bir de meslek lisesi bulunuyor. Okulun tarihi boyunca çıkardığı nitelikli elemanlara bakınca, bu okulun da Nitelikli unvanını hak ettiğini, dahası bu hakkın bu okuldan esirgenmesini zulüm olarak görmemek mümkün değil.

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ın ziyaretinde açılan Bilim Atölyesi ve Vali Bektaş'ın gezdiği okul tesisleri, aslında okulun kağıt üzerinde olmasa da fiilen 'Nitelikli" kalmak için nasıl bir mücadele verdiğini ortaya koyuyor.

Bu mücadelenin er ya da geç neticeye ulaşacağına inanmak istiyoruz.

***

Vali Bektaş'ın açılışını gerçekleştirdiği bir diğer kurum da Bilim Sanat Merkezi oldu.

Bilim Sanat Merkezi denildiğinde, daha önceleri yetenekli öğrencilerin devam ettiği, merkezi vilayetlerde bulunan özel kurumlar olduğunu zannediyorduk. Bundan Zonguldak'ta bulunduğundan, Ereğlili öğrencilerin oraya gittiğinden haberimiz yoktu.

Kaymakam İsmail Çorumluoğlu, tayininin hemen ardından ilçeye bir Bilim Sanat Merkezi (BİLSEM diyorlar kısaca) kazandırma hedefini söylediğinde bunu aklımızın bir kenarına yazdık. Daha üstünde tam olarak düşünmeye başlamadan yazısı geldi, okulu bulundu, bir de baktık eğitime başlamış.

Açılış dediğin, lafın gelişi... BİLSEM zaten bir süredir eğitim veriyordu. Protokol işleri böyledir. Açılışlar mümkün olduğunca üst düzey protokolün hazır bulunduğu tarihlere bırakılır. O tarih de BİLSEM için 8 Mayıs Çarşamba oldu.

Bir yandan kızıyor insan. Bu işler böyle oluyordu da neden seneler önce yapılmadı diye. Mevcut Kaymakam öncesindeki kamu yöneticileri, bir kısmı halen görevinin başında olan siyasiler, her halta maydanoz olup bir yaraya merhem olmayan STK'lar, hatta özlük hakları söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan memur sendikalarına gönül koyanlar haksız sayılabilir mi?

Yine de zararın neresinden dönülürse kardır. Zonguldak'a giden öğrencilerden daha fazla öğrencinin BİLSEM'de eğitim göreceğine şüphe yok. O halde bırakalım bardağın boş tarafını da bundan sonra elde edilebilecek yararların keyfini sürelim.

Bunda mutlaka Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ın, Kaymakam İsmail Çorumluoğlu'nun önemli bir rolü var. Sağolsunlar. Ayrıca, Ereğli Belediyesi adına Başkan Posbıyık BİLSEM'e destek sözü verdi. Gezdik gördük, hayırseverler sınıflar donatmışlar. Hepsi sağ olsun, var olsun.

Nereden bakarsanız bakın, güzel bir gelişme bu. Söylenebilecek tek olumsuzluk, Kaymakam Çorumluoğlu'nun uzayan konuşması yüzünden, halk oyunları ekibinin gösterisini yağmurda yapmak zorunda kalması.

O kadar da olsun.

***

Vali Bektaş'ın gezisi eğitim kurumlarında devam ettikten sonra Ereğli Belediyesi'nde Askeriye—ki bu Karadeniz bölge komutanlığı oluyor—ve Valilik arasında "Piyale Paşa Konağı"nın deniz müzesi ve sanat galerisi yapılması için bir protokol imzalandı.

Piyale Paşa Konağı'nı bilenler, beyaz boyalı, üç katlı binanın, Ereğli'nin en güzel binalarından biri olduğunu teslim edecektir. Yüz altmış yıla yakın bir geçmişi olan bu bina kamu görevlileri ve hatırı sayılır kişilere mesken olan bu yapının müzeye dönüşmesiyle Ereğli'de müze sayımız dörde çıkacak. Ereğli Müzesi, Kent Müzesi, Alemdar Müze Gemisi, Piyale Paşa Konağı Müzesi... Güzel bir gelişme bu.

Fakat müzeleri yapmak kadar, onları yaşatmak da önemlidir. Çocuklarını Ereğli'deki müzelerine götüren ebeveyn sayısının hayli az olduğunu söylemek her halde yanıltıcı olmaz. Müze sayısını arttırmak güzel hoş da şehirde yaşayanlara müze kültürünü benimsetmek için de bir şeyler yapılması lazım artık. Tek neden sadece müzeleri sevelim, onları kollayalım falan değil. Toplumumuzu, tarihimizi ve bölgenin özelliklerini bilmek, aynı zamanda bizi biz yapan koskocaman bir süreci anlamanın yoludur da ondan.

Mesele turizm ile ilgili ya... Bir iddiamızı daha tekrarlamakta yarar var. İstediğiniz kadar müze, tanıtım filan yapın, şuraya buraya heykeller koyun; eğer Göztepe'nin Ereğli'nin manzarasını seyredebilmek için düzgün bir şekilde devreye girmesi sağlanmazsa Ereğli'de Turizm çalışmaları eksik kalacaktır.

Fakat bir dakika fren yapalım... Böyle deyince sanki müzelere karşıymışız gibi anlaşılır. Son dönemde kamu görevlilerinin yapıcı uyarıları karşıtlık gibi algıladığına çok şahit olduk zaten. Deniz Müzesi İnşallah Ereğli'ye yakışan bir eser olacaktır. Karadeniz Bölge Komutanlığı gibi stratejik bir askeri birimin olduğu yerde, Deniz Müzesi olmayışı da eksikliklerimizden biriydi. Biz farkında olsak da böyleydi, olmasak da.

İş nihayete erince, bu eksiklik de tamamlanmış olacak.