Bu seçim işleri nelere kadir. Hiç görmeyeceğinizi düşündüğünüz şeylerle karşılaşıyorsunuz. Dün dündür, bugün bugündür özlü sözü sanki bugünler için özel olarak tasarlanıp, Ereğli Belediye meclisi düşünülerek söylenmiş.

Nasıl bir meclis Karadeniz Ereğli belediye meclisi?

Otuz iki oy kullanan üye var. Başkan dâhil.

Başkan BBP'den... 1 oyu var.

Çoğunluk AK Parti'de. 17 meclis üyeleri var.

CHP'li üyelerin toplam oyu 14'te kalıyor.

Ereğli Belediye Meclisi bu tablo altında ilk kez bir meclis toplantısı yapıyor. Bir de Mart ayında bu koşullar altında toplanacak. Hafife alınacak bir tablo değil. Çok uzun bir gazetecilik yaşamı boyunca görmediğimiz bir meclis dağılımı.

Yerel iktidar kimde bilemiyoruz. Başkanda deseniz, bir oyla bir karar alması mümkün değil. AK Parti'de deseniz, başkanlık onlarda değil. Yeni tabloda anamuhalefet gibi bir pozisyonları var. CHP bu durumda ikinci muhalefet gibi görünüyor.

***

Muhalefetin görevi muhalefet etmektir. Onları o göreve seçen halk, muhalefet etmelerini, farklı çözüm önerileri getirmesini bekler. Bizde muhalefet görevi verilenlerin muhalefet ediyor diye suçlanması geleneği, Türk siyasetinin aşamadığı bir garabettir.

Şimdi başkan kendilerinde olmadığından AK Parti de muhalefete benzer bir görev üstlendi sayılabilir ama ilk toplantıda gördük ki biraz mahcup da olsa, bu role uyum sağlamaya başlamışlar. Ne de olsa bir önceki dönemde iktidar CHP'de, muhalefet AK Parti'deyken görev yapmış tecrübeli meclis üyeleri var.

Ocak ayında Süleymanlar mahallesinde bir acil servis istasyonu kurulmasına ilişkin CHP'li üyelerin teklifi gündeme alınmadı. Bunu BBP'li başkan (O zaman AK Partiliydi) ve AK Parti'nin 17 üyesinin oylarıyla yaptılar.

Şubat ayında aynı önergeyi, kelimesi kelimesine aynı sözcüklerle AK Parti grubu yeniden meclise getirdi. CHP destek verdi, oybirliğiyle geçti. Başkan Uysal, geçen ay reddettiği önergeyi kabul etmeye mecbur kaldı.

Mecbur kaldı, çünkü red oyu kullansa, mecliste kalan 31 üyenin tamamı kendisine karşı oy kullanacak. Kabul etmekle ortaya çıkandan çok daha vahim bir tablo karşısında kalacak. Üstelik kendisi BBP adayı aynı zamanda. Reddetmesi durumunda savunulamaz bir durumda kalacak. Geçen ay meclis çoğunluğuna sahipken niye savunulamaz bir durumda kalmadığını hiç sormayın. Bu işlere akıl sır ermiyor.

***

Sonra meclisin haşarı çocukları olarak gözüken Fevzi Ekşi ve Hasan Pınarcık'ın paylaşımları meselesi üzerinde de durmak gerek.

Ekşi, bu meclise yönelik ifadeleri nedeniyle İlçe başkanına sitem ediyor. Pınarcık ise b ehil olmayan kişilere idari görevler verilmesi nedeniyle belediye başkanına tepkili.

AK Parti'nin seçim için "Çalmadan, çırpmadan, rüşvet almadan, aldırmadan" diye bir sloganı varmış, bunu mesaj olarak partililere atmışlar.

Mevcut meclis üyelerinin bir kısmı, bu sloganın kendilerini zan altında bıraktığına ilişkin bir güceniklik içinde. Eski üyelerden kimsenin yeni meclis listesine yazılmayacağına ilişkin söylendiği iddia edilen söz de meclis üyelerini huzursuz etmiş. Haliyle ilçe başkanı Mehmet Fatih Çakır'a tepkililer.

Slogan büyük ihtimalle AK Parti'nin Ereğli Belediye Meclis üyelerini kastetmiyor ama bunun kendilerini rencide edebilecek şekilde kullanılabileceğinden endişe ediyorlar.

Doğrusu ne denmek istendiğini izah etmeye çalışmak işi daha fazla karıştırır gibi gözüküyor. Ereğli'de bunlar oldu deseler, belediye kendilerindeyken niye ses çıkarmamışlar denilecek. Bu Ereğli için değil deseler, o zaman meclis üyelerini niye tasfiye ediyorsun denilecek. Hepsi mi kabahatli denilecek. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Hani delinin biri kuyuya bir taş atmış da kırk akıllı çıkaramamış derler ya. Aynen öyle.

Allah'tan seçime kadar sadece bir toplantı kaldı. Onu da kafayı gözü yarmadan atlatabilirlerse ne ala...

Olmazsa, sitemlerin ithamlara dönüşmesi hep ihtimal dahilinde.