Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal'ı ziyaret eden Ereğlili kadınlara söyledikleri, yeni bir tartışmanın kapılarını araladı. Aday olacakmış, sahiden olacak mı, olacaksa nereden, nasıl?

Olasılıklar arasında şu ana kadar adayını açıklamamış tüm partileri sayabilirsiniz. CHP büyük ihtimalle olmaz ama İyi Parti, DSP, SP, BBP gibi partilerin adaylık için Uysal'a yeşil ışık yakması mümkün. Bir ihtimal de bağımsız olarak aday olması.

Bu siyasi partilerin çoğunun Millet İttifakı diye bilinen ittifakla işbirliği veya dirsek teması içinde olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bunlardan adaylık, Uysal'ı dışlayan iktidar partisinin işine yarayacaktır. Cumhur İttifakı içinde sadece ittifaka sınırlı destek veren BBP'yi sayabiliriz. Bu partiden adaylığın zorluğu, ittifakın diğer üyelerinin tepkisine maruz kalması sonucunu doğurur. En kolayı bağımsız adaylık ama Uysal muhtemelen Karadeniz Ereğli gibi siyasi bağlılıkların yoğun olduğu bir bölgede bağımsız adayın kazanmasının ne kadar güç olduğunun farkındadır.

Bir ihtimal kazanmak değil, hasar vermek olabilir ama onun neticesi bile şüpheli. Zira Uysal'ın bugüne kadar karşı karşıya bulunduğu millet ittifakından oy devşirmesi zannedildiği kadar kolay değil. Zaten şehirdeki muhalif gruplar, pozisyonlarını beş seneye yakın süredir Uysal'ın karşısında konumlandırırken, ne diye durup dururken yanında yer alsın? Mesele Ereğli Belediye başkanının mensubu iken iktidar partisi içindeki bazı grupların gadrine uğrayarak mağdur olduğuysa, bu durumda iktidar partisinden bir miktar oy devşirmeyi planladığını düşünebilirsiniz.

Elbette tüm bu hesapların, sırf Uysal var diye oy vermeyeceği AK Parti'ye oy veren hatırı sayılır bir seçmen bulunduğu varsayımına dayandığını belirtmek gerek. Eğer bunun tersi doğruysa, sırf AK Parti'ye oy verebilmek için seçmen kâğıdında Uysal'ın isminin bulunduğu dikdörtgenin içine mührü vuranlara iş kalırsa, neticede herhangi bir etki yaratmak mümkün değil.

Hüseyin Uysal, siyasete "Bulaşmadan" önce bölgede hatırı sayılır bir hekim, sevilen ve özgül ağırlığı olan bir kişiydi. Yine de bu türden sempatilerin oya tahvil edilmesinin zor olduğu, daha önce başka seçimlerdeki örneklerde de kendini göstermişti.

***

Bu kadar kısacık düşününce bile ortaya karmaşık bir tablo çıkıyor ve Uysal'ın adaylığının biçiminin, istifa nedenine bağlı olduğu sonucuna varılmasına yol açıyor.

Burada Uysal'ın neden istifa ettiğine ilişkin sayfalar boyunca yorum yapabiliriz ama aslolan kendi beyanı olduğundan, kendisi de bu konuda en azından şimdiye kadar ser verip sır vermediğinden bu konuda net olarak bir şey söylemek mümkün değil. Yüksek olasılık, Uysal'ın adaylık veya başka bir siyasi hamleyle AK Parti İlçe Başkanı Fatih Çakır, Belediye Başkanı Erol Şahin ve halen görevde bulunan milletvekillerini hedef alacağıdır.

Fakat bunu yapabilmek için rakip kampta kabul edilen bir grupla işbirliği yapması gerekir. O gruptan aday olması otomatik olarak bu muhtemel hedeflerin işine yarayacaktır. Uysal'ın bugüne kadar karşısında bulunduğu muhalefet grubuyla yakınlaşması bu kısa sürede mümkün olur mu?

Zor...

***

Neden zor?

Çünkü muhalefet bugüne kadarki yerel siyasetini Uysal'ın yaptıkları, yapmak istedikleri veya yapamadıkları üzerinden şekillendirdi. "Dün dündür, bugün bugündür" diyerek hiçbir şey olmamış gibi Uysal'ı bağırlarına basmak, bu zamana kadar söyledikleriyle çelişmek olacaktır. Dahası Uysal'a yönelen tüm eleştirileri iktidar partisinin üzerinden alıp, muhalefetin sırtına yükleyecektir. Anlayacağınız, Uysal'ı kabul etmek politik olarak düşünülebilir ama gelirken sırtında getireceği yumurta küfesini kimse istemeyecektir.

Kaldı ki bu yumurta küfesi ne kadar seçildiği parti içinde ismi lanetlenmiş de olsa, halen iktidar partisinin başını ağrıtacak konular arasında. Uysal'ın hedefi iktidar partisi içindeki hiziplerle çatışmak olsa, partiden istifa etmeden bunu çok daha kolay yapabilirdi.

Artık kafamız karıştı, başkan Uysal bir iki kelam etse de duruma dair biraz daha fazla seçeneği eleyebilsek. Bu aslında Uysal için bir mecburiyet. Çünkü bu derinlikte bir politik hareket, arka planı olmadan, bir çerçeveye oturtulmadan yürütülmez. Öyle bir an gelir ki kendisini desteklemeye niyeti olanlar dahi ters ayak üstünde yakalandıklarından ne yöne gideceklerini bilemez olur.

Elbette aday olacağına yönelik sözleri yalnızca Demokles'in kılıcı birinin başında sallansın diye öylesine söylenmiş, neticesiz sözlerden ibaret değilse...