AK Parti Karadeniz Ereğli Belediye Başkan Aday Adayı Mustafa Kemal Bektaş, Değişim Medya Grubu'na ziyarette bulundu.

Aslında Bektaş ile her fırsatta sohbet ederiz. İki etkinlik arası molalarda başka gazeteci arkadaşlarla birlikte oturup yaptığımız fevkaladenin fevkinde keyifli sohbetlerin baş konuşmacılarındandır kendisi. Fakat siyasete atıldıktan sonra—siyasetçinin hali malum—böyle dar süreli, sıkı paslaşmalı sohbetlere katılmakta bir miktar sıkıntı yaşadı. O yüzden Değişim'e yaptığı ziyaret, bizim açımızdan bir süredir eksikliğini hissettiğimiz bir boşluğu doldurdu.

Elbette kafamızda deli sorular var. Niye böyle bir şey yaptın diyeceğim ama bu soruda negatif bir anlam var. Lafı dolaştıra dolaştıra soruyoruz, leb demeden leblebiyi anlıyor Allah'tan da fazla kıvranmaya gerek kalmıyor. "Bir şey yapmak gerek değil mi, sen yapmasan, ben yapmasam bu işler nasıl olacak?" diyor. Diyecek bir şey yok. Eğer milli piyango bileti almazsanız, büyük ikramiyeyi kazanamazsınız. Eğer belediye başkanlığına aday olmazsanız, düzeltmek istediğiniz konularda ancak gevezelik edebilirsiniz.

Ben sormadan projeler konusuna açıklık getiriyor. "Aday adayı iken niyetlerimizi söylüyoruz, proje açıklamak adayın işi. Önce bu aşamaya bir gelelim," diyor. Ankara'da desteği var mıdır diye soruyorum ama cevabı daha sormadan biliyorum. "Ben kimsenin adayı değilim, Ereğli'nin (aday) adayıyım" diyor.

Bektaş'ı baba ocağım Ereğli'ye dönüşümden bu yana tanırım. Gereksiz hamlelerle kendini yormuyor anlaşılan. Parti içinde yanlış anlaşılabilecek cümleler kurmuyor. Yine de içinde belli bir hedef olduğunu ortaya koyan cümlelerle konuşuyor. Samimi bir sohbetin ardından kendisini sadece sözde değil, özde de gerçek olan "Ayakları dert görmesin, yolu açık olsun ve Allah kalbine göre versin," dilekleriyle uğurluyoruz.

Mustafa Kemal Bektaş kesinlikle sıra dışı bir aday adayı. Aday adaylığını açıklamasının hemen ardından gazeteci arkadaşlar ve kendisiyle çekip sosyal medyada yayınladığımız bir fotoğrafın altına, bu aday adaylığının gerçekliğine inanmakta zorluk çeken veya diğer aday adayları arasında şansından şüphe duyan bir tanıdık, bunu ne kadar ciddiye aldığımızı soran bir yorum atmış. Gazeteci ve insan olarak Bektaş'ı yakından tanımış olsa böyle yazmazdı muhakkak ama sorunun cevabı belli bizim açımızdan. Sonuna kadar ciddiye alıyoruz.

Bir kere eski aday profillerine uygun düşmüyor diye bir kişinin adaylığı üstünde negatif algı oluşturmak yanlış. Bunun tam tersi doğrudur. Zira kendimi bildim bileli ilçenin durumundan şüphe ederiz ve bir türlü seçimlerde klasik siyasetçi konseptinin dışına çıkmamışızdır. Bu konseptin dışına çıkmadığımız sürece ne bekleyebiliriz ki? Eski şeyleri yaparak yeni sonuç elde edemeyeceğimizi herhalde herkes anlamaya başlamıştır bu zamanda. Eğer yeni olanı istiyorsan, yeni bir şeyi denemen gerekir.

Kişisel görüşüm, bilinen (Her partiden diye düşünün bunu) mevcut aday adayları arasında, yönetimi altında yeni bir şeylerin denemeyi, ilçe için yeni bir ufuk açma girişiminde bulunmayı mümkün kılacak iki-üç, bilemedin beş aday adayı vardır. Mustafa Kemal Bektaş da kesinlikle bunlardan biridir. Aday adayları arasında tüm siyasal eğilimlerden oy alabilecek bir kişi var mıdır derseniz, bu da bu adayların toplamlarını ikiye bölmeniz anlamına gelir. Mustafa Kemal Bektaş, böyle bir sınamayı da geçecektir. Kaldı ki bu konuda kendine güveniyor, bu güven de öyle boş falan değil.

Bir kısmını daha önce de yazdım. Empati kurar, yeni bir duruma kolayca ayak uydurur, öğrendiğini kolayca içselleştirir, bilmediğini sormaktan çekinmez. Laf olsun diye konuşmaz. İnsanlarla ilişkisi sağlamdır, siyasal eğilimleri nedeniyle kimseyi dışlamaz. Herkesle iki bardak çayın iki tarafında tebessüm ederek bir araya gelebilir.

Bir bakın bakalım, kimseyle kavgası gürültüsü olmayan, parti içi çatışmalarda kamplaşmalara bulaşmamış, sahaya çıktığından gönlünü kazanamayacağı grup bulunmayanlar mı daha şanslıdır, yoksa kariyer beklentisi, hırs ve inat müzikleri eşliğinde mazinin ayak oyunlarında dans etmiş olanlar mı?

Meseleye bir de bu açıdan bakın.