Geçtiğimiz hafta siyaset açısından oldukça hareketli geçti.

Posbıyık'ın ardından Sertan Ocakcı adaylığını açıkladı. Aday adaylığını deklare eden Erol Çivici aday tanıtımı gerçekleştirdi. Semih Özkök aday adaylığını duyurdu derken, CHP aday adaylığı başvuru süresini bir hafta uzattı.

Aday adaylığı başvuru süresinin uzatılması ne anlama geliyor? Acaba aday adaylığı için başvurması beklenen başka isimler mi var, yoksa il genel meclisi, belediye meclisi gibi tali adaylıklarda yeterli başvuru olmadı mı? Yahut, aday adaylarının başvuru ücretlerinin partiye katkısını arttırmaya yönelik bir operasyon mu?

Öyle ya, aday adayı olacak kişiler normal sürede başvuru yapamadı da bir hafta daha süre verince bunu yapabilecek değil ya. Bu doğru olamaz. Zira sonradan başvuranları aday yapmamak gerekir. Zira işini vaktinde yapmayı beceremeyenlerin daha sonra verdiği sözleri vaktinde tutabileceğinden de şüphe ediyor insan.

Başka türlü düşününce, belli başlı yerlerde, özellikle büyükşehirlerde şu ana kadar başvuranlar dışında birilerini genel merkez iknaya çalışacaksa, şu ana kadar aday adaylığı başvurusunda bulunanların şansı sıfırlanmış oluyor.

Her tarafından gereksizlik akıyor süre uzatımının.

***

AK Parti aday adaylığı süreci konusunda bir açıklama yapmadı.

Yine de iktidar partisinin bu süreci 5 Kasım'da başlatacağı söyleniyor. Doğruysa iki hafta sonra iktidar partisinden adaylık başvurusunda bulunacakların sayısında artış yaşanmasını beklemek gerek. Zira bir kısım siyasetçi erken kalkanın çok yol alacağına inanırken, bir kısım siyasetçi de son anı bekleyerek, o ana kadar oluşan tabloyu görmek istiyor.

AK Parti'de Karadeniz Ereğli Belediye Başkanlığı için Hüseyin Uysal'ı bir yana bırakırsanız, aday adayı olacağını söyleyen Erol Çivici bilboardlarda aday adayı unvanını kullanmaya başladı. Fakat birkaç kişi daha bu aday adaylığı sezonunda tabloya adını yazdıracağını deklare etti. Deklare edilmeyen isimler konusunda söylentiler var ama böyle şeylerin büyük bölümü dedikodu seviyesini geçmediğinden bunlar üzerinde spekülasyon yapmanın gereği yok. Ona bakarsan, aday adaylığını deklare edenler dahi aday adaylığı süresi geldiğinde başvuruda bulunmayabilir.

Kafa kurcalayan bir başka konu da Ereğli dışında kariyer yapmış ama Ereğli kökenli birilerinin aday yapılacağına ilişkin spekülasyonlar. Böyle bir şey her zaman mümkün. 2011 genel seçimlerinde Ercan Candan, 2014 Mahalli İdareler seçimlerinde Hüseyin Uysal, parti dışından adaylık gömleğini giymeye başarmıştı. Hemen civarda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde idarecilik yaparken Düzce Belediye Başkanı olan—ve sonradan istifa ettirilen—Mehmet Keleş akla geliyor. Binali Yıldırım'ın İzmir'de belediye başkan adayı olması ve başka bir sürü örnek de var. AK Parti böyle şeylerin yol açacağı yerel tepkileri çok kaale almıyor anlaşılan.

Bu ihtimal gerçekleşecek olursa, şimdiden AK Parti Genel Merkezi ve Külliye yollarında taşlar döşenmiş olmalı.

***

Geçen hafta siyaset dışında da gelişmeler yaşandı.

Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun "Kaymakamlık olarak 31 Mart seçimlerinden sonra tek muhtarlar derneğini muhatap alacaklarına" ilişkin açıklaması, üzerinde durulması gereken bir konu. Zira dernekler, sivil toplum kuruluşları kamu idarecilerinin tavırları doğrultusunda, onların yönlendirilmesiyle kurulup kapanmazlar. Bir alandaki dinamikler gerekli kılar kurulur, gereksiz kıldığında da kapanırlar. Bu işlerin doğal bir mecrası vardır.

Kaymakamlık makamının böyle bir tercih kullanması kendi bileceği iş. Mesela gazeteciler olarak ikinci bir dernek kursak, ikinci derneğin kapanması için de böyle bir tavır gösterilir mi? Gösterilmesi doğru olur mu?

Muhtarlar derneği söz konusu olduğunda, kaymakamlık muhtarların doğrudan muhatabıdır. Fakat dernek kamu yönetiminden bağımsız bir kuruluştur veya öyle olmalıdır. Derneğin, üyeleri olan muhtarları gerektiğinde kamunun uygulamaları karşısında kollaması veya en azından yanlış uygulamalara karşı seslerini topluca duyurmasının enstrumanı olması beklenir.

Aynı alanda faaliyet gösteren bir derneğin, kamu nezdinde yok sayılmasının sağlam bir gerekçesi olması gerekir. Belki vardır ama bunu duymak mümkün olmadı şimdiye dek.