Kurban Bayramı'nı geride bıraktık. Bayram günlerinin coşkusu insana birçok şeyi unutturabiliyor. Fakat gerçekler biz bayram tatilinde, taammüden unutkanlık halinde olsak da bayram sonrası yine bizi bekliyor.

Konuların bazıları bayramın kendisiyle ilgili. Mesela acemi kasapların acilleri doldurduğuna ilişkin haberler medyada yer alıyor ya... İnsan acısa mı, gülse mi, müstehzi bir şekilde dudak mı bükse bilemiyor. Madem işi bilmiyorsun, ne diye bir kas dağıyla boğuşmak için eline bıçak alıyorsun?

Dini vecibe olarak kurban eyleminin en az acı ile yapılması esastır. Bence acemi kasapların elinde gereksiz yere acı çeken kurbanlıkları da göz önünde bulundurmak gerek.

Bayramda bir diğer konu da trafik... Bir bayramda akrabaları ziyaret edebilmek için bin kilometre yol alan var. Bunu çok şoförle tamamlayanlar da vardır ama aralarında tek şoförle bayram yollarına düşenler var. Netice... Şu kadar ölü, şu kadar yaralı.

Tıpkı acemi kasaplar meselesinde olduğu gibi, bu da genel bilgi ve bilinç düzeyi ile doğrudan bağlantılı bir konu... Bayramlar için uyarıda bulunmak yetmez. Toplumu genel olarak eğitmek gerekir ki uyarıya hacet kalmadan insanlar kendi kendilerine doğruyu bulsun...

***

Bayram öncesi ve sonrasında Karadeniz Bölgesinin tamamı fındık hasadına başladı.

Fındık alıcısı konumunda bir firma, fındık rekoltesinin düşük olduğunu, bu sene 500 bin ton üretim beklediklerini açıklamış. Eğer tilkiye kümesi emanet edersen başınıza gelecek şey tam olarak bu örnekteki gibidir.

Zira bu firma rekoltenin yüksek açıklanması durumunda daha ucuza fındık kapatabilecek. Saha gözlemleri şunu gösteriyor ki rekolte bu sene sözü edilen rakamın yarısını bile bulmayacak. Beş yüz bin ton üretimin fiyatları getireceği nokta nire, yarısının getireceği nokta nire?

Fındık üreticisi tutmuş TMO fiyat açıklasın diyor. Bunda da bir yanlışlık var. TMO bir müdahale kurumudur. Fiyatların münasip olduğu düşünülen yıllarda alım yapmaz. Yaptığı fiyat açıklama da aldığı ürünün müdahale fiyatıdır. Yani bir taban fiyat değildir. Fiyat on yıl öncesine kadar FİSKOBİRLİK tarafından açıklanıyordu. Üretici kooperatifi tarafından yani. Bu kooperatif fındığın büyük bölümünü açıkladığı fiyattan almak suretiyle her yıl fiyatlara müdahale ediyordu.

Artık fındık fiyatını en ucuza kapatmak isteyen özel firmalar açıklıyor. Geçmiş olsun. Fındık üreticisi için tren kaçtı ama bir umut kaf dağının ardındadır diyerek beklemeye devam ediyor üretici.

***

Aralarında siyasilerin de bulunduğu ekabir bayramlaşma törenlerinde bir araya geldi.

Bu kişilerin bayramlar dışında, bölge talepleri konusunda da bir araya geldiklerini görsek iyi olacak artık. Seçim havası bitti çünkü.

Şu Ereğli üniversite kampüsü konusu mesela. Şu ana kadar bunun gerçekleştirilememesinin nedeni konusunda onca eleştiri yapıldı. Gerçekten bunun önünde nasıl bir engelin olduğunu derli toplu şekilde izah eden birinin olmamasını nasıl değerlendirmeli? Acaba siyasiler de gerçekte engelin ne olduğunu bilmiyor mu dersiniz?

Yoksa engel bizzat siyaset kurumunun kendisi midir? TTK'ya işçi alımının önündeki engelin siyasetin kendisi olduğu gibi mesela... Karayollarının her sene bitişinin ilan edilmesine rağmen, işin bir sene sonraya devri gibi mesela...

***

Fakat durun bakalım...

Bu bayramın ardından yerel seçimi konuşmaya başlayacağız. Zonguldak, Ereğli, Alaplı, Gülüç ve diğer belediyelerin başkanlıklarına kimler aday gösterilecek? Milletvekilleri kimi destekleyecek, küskün adaylar hangi partilere çalışacak falan... En önemli meselemiz bunlar olacak.

Belki de artık para destelerinin kahvaltı sofrasında değerinin olmayışı gibi, siyasette kimin kariyer yaptığının memleket meselelerinin çözümünde anlamsız olduğunu görme vaktimiz geldi de geçiyor.

Elbette karamsar diyenler olacak ama bugüne dek iyimser olduk da elimize ne geçti?

Elde var yine sıfır!