Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ereğli'ye de uğradı. Partilileri huşu, heyecan, coşku içinde karşıladı kendisini. Muhalifleri ise başını öbür tarafa çevirmeyi ya da açığını eksiğini yakalamaya gayret etti. Bunlar doğal şeyler.

Fakat aksayan şeyler mutlaka var. En baştan, keşke cumhurbaşkanı ilçeye seçim zamanı geleydi demek geliyor insanın aklına. Maksat oy istemek olunca, diğer konularda söylenenler ister istemez en basiti "Şu geçen 16 yıl" ile başlayan eleştirilere muhatap oluyor.

Erdoğan gelmeden önce arkadaşlarla bu konu üzerinde konuşurken, "Ereğli için Tersaneler ve Üniversite konusunda bir şey söylenmediği sürece, ziyaretin rutinin dışında yararı olduğunu söylemek imkansızr" görüşünde ittifak etmiştik.

Haberleri muhtemelen okumuşsunuzdur. Erdoğan tersaneler konusunda yeni bir planları olduğunu söylüyor. Ama bu planların ne olduğu tam anlaşılmıyor. Bunun Ereğli için ne anlama geldiğini anlamak, bölge siyasetçilerinin sorumluluğunda. Tıpkı TTK'ya bin beşyüz işçi konusunun takibinin sorumluluğunun olduğu gibi.

Üniversite konusuna gelince... Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuya hiç değinmedi. Erdoğan bölgede bir üniversite kampüsüyle ilgilenmiyor veya hepsi "Ereğlili" olan ama doğum yerleri başka başka olan iktidar partisi mensubu siyasilerimiz kendisini bu konuda bilgilendirmeye zahmet etmemiş olabilir. Hangisinin doğru olduğuna siz karar verin.

Alacaağzı'nın yeniden ihale edileceğine ilişkin cumhurbaşkanının söyledikleri neticesi olan şeyler mi değil mi siz karar verin. İlk kez ihaleye çıkmıyor burası. Alıcı yok. Alıcının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buranın ihale edileceğini açıklamasıyla ortaya çıkacağını nasıl bir mantıkla açıklayabiliriz bilemem. Fakat alıcı olup olmadığını önümüzdeki günlerde anlayacağız.

KANAYAN YARA...

Bölgenin sorunları inanılmaz boyutlara ulaştı. Köyler tamamen boşaldı denilse yeridir. Bu nedenle ilçe tarım müdürlüğü yetkililerinin hazır bulunduğu bir toplantıda, üreticilere verilecek eğitimlerin köylerde verilmesinin doğru olmadığını söylemişliğimiz vardır. Zira köylerde üretimden çekilmiş ileri yaşta bireyler yaşıyor. Tarım işlerini şehirde yaşayan, hafta sonları köylerine dönenler yürütüyor. Köyde eğitim yapsanız, üç tane köyden eğitime katılacak bir sınıf çıkaramazsınız.

Köylerde mezar kazacak genç kalmadı deniyor ya. Elbette mezarlar kazılmaya devam ediliyor. Yaş ortalaması arttığından belki daha da sık kazılıyor mezarlar. İhtiyaç halinde bu mezarların kazılması işini üstlenen son "Gençler"in yaş ortalaması bugün itibarıyla kırk yaş civarını geçmiştir.

Bir başka gösterge... Aynı anda hem ironik, hem de acı olan bir gösterge... Şehre göç etmek isteyen köy sakininin ağzından işitilmiş bir ifadedir bu gösterge.

"Şehirde ev almak istiyoruz" diyor bu kişi. "Biz köye dönmek istiyoruz" diyenlere de şunu söylüyor. "Yaz aylarında neyse de kış aylarında sokağa çıktığında yüzüne bakacak insan bulamaz olduk. Köyün büyük bölümü kış aylarını şehirde geçiriyor. Komşu olmayan yerde yaşam olmuyor ki" diyerek izah ediyor.

Köy yaşantısı şehirde olduğundan çok daha insan ilişkisini gerektiren bir yaşam biçimidir. Artık belli yaşın altındaki kişiler, köyde yaşamak isteseler dahi sırf komşu bulamadıkları için doğup büyüdüğü köyden ayrılmak istiyor.

İşin ironik kısmı, köy kökenli olup da şehirde yaşayanların büyük bölümünün şehir hayatından umduğunu bulamayıp, ilk fırsatta kendini köyüne kapağı atmak istemesidir. Fakat ne hikmetse bu işler öyle zannedildiği kadar kolay değil galiba. Çocukların okul meselesi derken birkaç sene ertelersiniz, sonra birkaç sene onyıllara dönüşür. Şehir hayatında büyüyen çocuklar köyde yapamaz, derken, bir de bakmışsınız kendinizi doğduğunuz köyün uzağında buluvermişsiniz.

BYEGM TOPLANTISI

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen bir toplantı nedeniyle iki gündür ortalıkta yokum. Anadolu Basını Buluşuyor başlığı altında düzenlenen bir toplantıydı. Kendilerinden yeni uygulamalar duymak istediğimiz yetkililer, Anadolu basınının problemlerinden ziyade kendi meramlarını anlattı. İş daha ziyade politik bir PR çalışmasına dönüştü.

Neyse, diyelim, inşallah sonraki toplantılar daha yararlı olur...