Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
15 Aralık 2025 Pazartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
99 YIL ÖNCE 16 MAYIS

99 YIL ÖNCE 16 MAYIS
17 Mayis 2018 08:44:15

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Birinci Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı yenilgiyi kabul etmişti. İtilaf devletleri Türklerin bin yıllık vatanını bölüp parçalamıştı. Türklere sadece ortada bir avuç Türkün barındığı bir bölge bırakılmıştı. Memleket savunması için o cepheden bu cepheye savaşan subaylar ve askerlerin baba ocaklarına döndüklerinde, işgal altında olduğunu görünce duyduğu hayal kırıklığını bir düşünün.

Daha iki buçuk yıl önce Çanakkale'de vatan savunması için en olanaksız emirleri veren İstanbul Hükümetinin, yüz binlerce can pahasına savunulan Çanakkale'den itilaf devletleri gemilerinin geçişine izin verip Sarayburnu açıklarına demir attığında, bu askerler neler hissetmiştir? Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy ve en üst rütbeliden, piyade erine dek binlerce başka savaşçının vatan savunması esnasında yanlarında can veren dostlarına verdiği sözler—kan bağıyla perçinlenmiş sözler—yok mudur?

Bu sözlerin tutulması, en azından tutulması için savaşılması önündeki engeller—padişah, halife, hükümet—her gün bir sonraki gün batımını görmeyebileceği düşüncesiyle uyanan ve güvendiği tek şey siperdeki silah arkadaşı olan askerler için ne ölçüde muteber kabul edilir dersiniz? Cevap Nutuk'ta verilmiştir aslında: " Öyleyse sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak."

***

15 Mayıs 1919 günü Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'yı makamına çağırır. Bu ikili, Vahdettin'in veliaht olduğu dönemden başlayarak geçmişte birçok vesileyle bir araya gelmiştir. Dahası son altı ayda Mustafa Kemal de arkadaşlarıyla birlikte askeri ve siyasi planlar yapmış, bu arada da beş kez Vahdettin ile görüşmüş, nihayetinde tek çarenin padişahtan umut kesmek olduğu sonucuna varmıştır.

Bu altıncı görüşmede, Mustafa Kemal Yıldız Sarayı'nın camlarından baktığında, boğazda topları saraya çevrili halde sıra sıra dizilmiş düşman zırhlılarını görür. Otururlar; birbirine öyle yakındırlar ki dizleri birbirine değmektedir. Vahdettin üstünde bir kitap duran masaya dirseğini dayar ve Mustafa Kemal'e o ünlü sözleri söyler:

"Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa! Devleti kurtarabilirsin."

Vahdettin, bunları Kurtuluş Savaşı'nın başlatılması için mi söylemiştir, yoksa Mustafa Kemal'in böyle bir girişimde bulunması ihtimali olduğunu haber almıştır da ondan mı böyle konuşmuştur, bugün bile tartışılan bir konudur. Ancak bu talebi Mustafa Kemal'e ifade eden Vahdettin, o güne dek veliahtlık döneminden son döneme kadar yaptıkları onlarca görüşmede, Anafartalar Kahramanı'nın kendisinden talep ettiği her şeyi ya reddetmiş, ya da savsaklamış, hatta Enver ve Talat Paşaların görüşleri doğrultusunda hareket etmeyi seçmiştir.

Mustafa Kemal 15 Mayıs 1919 günü Yıldız Sarayı'nda o görüşmeyi yaptığında, çoktan eyleme geçmiştir ve yapmayı düşündükleri için Padişah Vahdettin'in talimatına ihtiyacı yoktur. Yine de kendisine tevdi edilen müfettişlik görevi, tasarladıkları için biçilmiş kaftandır.

***

Aynı gün öğleden sonra onu Samsun'a götürecek olan Bandırma Vapuru'nun kaptanı İsmail Hakkı Bey'i çağırır, yolculuk bilgilerini ister, ertesi gün öğle üzeri hareket edeceklerini söyler.

16 Mayıs günü Sirkeci garı açıklarında, İngilizler tarafından vapurda arama ve kontroller gerçekleştirilir. Mustafa Kemal, Beşiktaş İskelesi'nden motor ile boğaza açılır, Kız kulesi açıklarında vapura biner. Vapurun işgal kuvvetlerince torpidolanarak batırılacağını söyleyen Rauf Bey'in ihbarı bile süreci geciktiremez.

Gemide, Mustafa Kemal'den başka Müfettişlik Kurmay Başkanı Kazım Bey, Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Mehmet Arif Bey, Birinci Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey, Müfettişlik Topçu kumandanı Binbaşı Kemal Bey, Ordu Sıhhiye Başkanı Dr. Albay İbrahim Bey, Sıhhiye Başkan Yardımcısı Dr. Binbaşı Refik Bey, Müfettişlik başyaveri Yüzbaşı Cevat Bey, Müfettişlik İkinci Yaveri Üsteğmen Muzaffer Bey, Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket Bey, Kurmay Başkanı Emir Subayı Üsteğmen Hayati Bey, Yüzbaşı Mümtaz Bey, Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, Karargah Komutanı Yüzbaşı Mustafa Bey, İaşe subayı Abdullah Bey, Şifre Katibi Faik Bey, Şifre Katibi yardımcısı Memduh Bey, 3. Kolordu komutanı Kurmay Albay Refet Bey ve Refet Bey'in yaveri Üsteğmen Hikmet bey de bulunmaktadır. Dört başı mamur bir karargah yani...

İstanbul'da bulunan itilaf devletlerinden bir subay, 16 Mayıs'ta yola çıkan Bandırma adlı vapurun yolcu listesinde Mustafa Kemal ve diğer takip edilen kişilerin isimlerini görünce irkilir. Hemen Babıali'ye koşar, hariciye vekaletine dayanır. Aldığı cevap, "Çok geç, artık kuş uçtu" olur. Rauf Bey'in belirttiği İngiliz gemisi Bandırma Vapuru'nu izlemeye alsa da, fırtınalı havada Bandırma'yı kaybeder. Kaptan İsmail Hakkı Bey, kıyıya yakın seyredecek, bir düşman saldırısı halinde gemiyi karaya oturtacaktır

Karadeniz'e sert bir hava hakimdir, deniz dalgalıdır. Seyrini sürdüren Bandırma, 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında İnebolu Limanı'na girer, 18 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaşır. Üsteğmen Hikmet Bey kıyıya çıkar ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgrafla bildirir. Bandırma Vapuru ile yolcuları, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varır.

Bu yeni, daha zorlu bir yolculuğun başlangıcıdır.

Bu Yazı Toplam 844 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com