Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
19 Aralık 2025 Cuma
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
SADECE PARA MIDIR?...

SADECE PARA MIDIR?...
06 Mart 2018 08:33:21

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

24 Nisan 1978...

İlkokul son sınıftayız. Komşu köy Ballıca'ya bağlı Kireçlik'te grizu patladığı haberi geldi. Çocuk aklıyla bir miktar hafife mi almışız nedir; 17 kişinin can verdiği faciadan, yaşadığımız köye yedi cenaze gelene kadar durumun vahametini çıkarmak mümkün olamadı.

Köylerde o günlerde bugünküne kıyasla birçok genç vardı. Hummalı bir faaliyetle, bir sürü genç mezar kazmaya koyuldu. Topu topu dört mahalleden ibaret köyün her tarafından ağlamalar yüzünden çocukların sokağa çıkmakta zorluk çektiği bir gündü. O günlerde askerden izne gelmiş bir büyüğümüzün, "O gün mezar kazmaktan ellerimiz su topladı" deyişi çok sonra nakledildi ama o günün hatıraları arasına sonradan karışan bir ifade oldu bu.

Yedi kişinin neredeyse tamamı çeşitli derecelerde akrabadan... Okula döndüğümüzde, eksik sıralardakilerin bundan sonra hayatlarına babasız devam edeceği bilinciyle yaşanan—veya yaşandı diye hatırladığımız—bir suskunluk kaldı bir de...

***

7 Mart 1983...

O günlerde yeni kurulan Armutçuk Lisesi'nde öğrenciyiz. Lise dediğin üç seneydi ama bir sene önce açıldığından üçüncü sınıfta henüz öğrenci filan yoktu. Kandilli'den, Gökçeler'den, civar köylerden bir avuç öğrenciydik ve dünyanın kaç bucak olduğundan bihaber şekilde, hayatımızın en güzel günlerini yaşıyorduk.

O gün, akşama doğru—ikindi vakti olabilir mi—bir patlama sesi işitildi, elektrikler kesildi, oturduğumuz evin bulunduğu Gökçeler'de insanlar sokağa çıktı. Kara haber en hızlı iletilen haberdir ya... İki dakika içinde durum anlaşıldı. En fazla işçinin çalıştığı Ana Kuyu tabir edilen ocakta grizu patlamıştı.

Tam yüz üç kişi yaşamını yitirmişti. Ocağın çevresine feryat figan eden kalabalıklardan yanaşmak mümkün değildi. Cenazeler çıktıkça, ambulanslarla Geyikbeli'nde bulunan dispanserin alt katına sıra sıra konuluyordu. Mazgallı camların arasından gördüğüm—böyle bir manzarayı bir daha görmedim—sıra sıra yatırılmış ölüler, bir gün önce gülen, hayatı alaya alan, tehlikeyi şakaya vuran, bir gün sonra nemli bir dispanser bodrumunda boylu boyunca uzanan babalar, kardeşler, evlatlar... Unutulacak bir manzara değil bu.

***

3 Mart 1992...

İstanbul Tuzla'da yedeksubay olarak askerlik yapmaktayken aldık acı haberi.1991 yılında İletişim Fakültesi'nden mezun olmuşuz. Derhal askerlik görevini aradan çıkarmak için Ağustos ayında teslim olmuşuz. Kozlu'da ocakta meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 işçiden haber alınamadığını duyduk önce. Felaketlere şerbetlenmiş insanlarız biz. Aslında hepimiz ilk bir iki saat içinde kurtarılamayanların bir daha dönmeyeceğini biliriz de yine de umuda bir fırsat vermek isteriz.

Fakat "Ocakta devam eden yangın nedeniyle girişlerin kapatıldığı" haberi geldiğinde artık o son kıvılcım da yerini bir öfke parıltısına bıraktı: "Nasıl yani, mümkün değil miydi?"

Ocakta mahsur kalanların, duvarlara terk edilmişliklerinin öfkesiyle yazdığı grafitiler, gerçek mi, yoksa şehir efsanesi mi hala merak ederim.

***

17 Mayıs 2010'da Karadon'da 30 işçi yaşamını yitirdiğinde, 8 Ocak 2013'te Kozlu'da 8 işçi yaşamını yitirdiğinde, Ereğli'de başka bir gazetede, bugünkü mesleğimi icra etmekteydim. 2014 Bartın'da iki Çinli işçi yaşamını yitirdiğinde, 2015'te Kandilli'de bir işçi yaşamını yitirdiğinde de öyle...

Başta 13 Mayıs 2014'te Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan büyük faciada 301 işçinin yaşamını kaybettiği olmak üzere, ülkenin çeşitli yerlerinde—canlar gittiğinde sayılar anlamsızdır aslında; hepsi birer evrendir yitirilenler—yaşanan faciaları hiç saymadan, yanı başımızda yaşanan bunca felaket... Zonguldak'ta doğup büyümüş çok ender kişi yakın çevresinden birini bu felaketlerde kaybetmemiş, bunun travmasını yaşamamıştır.

Yaşarken farkına varmadığımız bir gerçek bu. Alt alta yazdığınızda, bunca felaket bir ömür için fazla gözüküyor. Maden işçilerinin geride bıraktıklarına kamu sektöründe iş verilmesi için kanuni düzenleme daha yeni yapıldı. Geç oldu ama iyi oldu.

Yaşamını yitiren bunca insan, ekmek kavgasının yanında, bir kentin ekonomisinii ayakları üstünde tutan bir serüven esnasında şehit düştü. Bunca acıyı yaşayan bir kente, "Sizin ocaklar zarar ediyor, para kaybettiriyor, bunları özel sektöre verelim veya kapatalım," deniliyor.

Bu "Para eksenli" mantığı, bunca felakette binlerce can yitirmiş, acılara katlanmış bir kentte yaşayan, çoğu bir yakınını kurban vermiş insanlara izah etmek, bu mantığı kabul ettirmek mümkün müdür?

O ocaklar Zonguldak açısından sadece "Para" mıdır?

Bu Yazı Toplam 4204 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

     Yorumlar ( 2 )

    8 yıl önce

    Kaleminize sağlık sayın hocam. Budan güzel anlatılamazdı....

     Beğen

    8 yıl önce

    Allah o günleri tekrar yaşatmasın.Hedef üretim değil İŞ GÜVENLİĞİ olmalı.Tüm maden şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.

     Beğen

    • s.
    • 1

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • YİNE CHP...
      16-11-2018 | 10 : 53 45
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor

    » Henüz BU HAFTA Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com