UTANÇ TABLOSU...
22 Subat 2018 09:04:10
Alaplı'dan Ereğli'ye gelirken, bir tarafta ağaçlık tepeler, bir tarafta kimi zaman masmavi, kimi zaman kurşuni bir deniz manzarası eşliğinde Tersaneler bölgesine ulaşırsınız.
Bu yönden geldiğinizde, ilk iki tersanede tek tük işçinin oraya buraya koşturduğunu gözlemlersiniz. Fakat Ereğli yönündeki tersanelerden birinde görenin içini acıtan bir görüntü vardır. İnşa halinde iki gemi, 11 yıl boyunca beklediği yerde, paslı demir yığınları halinde karamsar bir tablo sunar.
Bugün ajanslar bu iki geminin icra nedeniyle toplam 15 milyon lira gibi hurda fiyatına satışa sunulduğu haberini servis etti.
Bir zamanlar, İstanbul Boğazı'nda bir gemi sahile vurmuştu da geminin bir jilet fabrikası tarafından satın alındığına dair haberler çıkmıştı. Jilet yapımında bu tür hurdaların kullanılamayacağına ilişkin bir haber gördüm geçenlerde. Bu haberi görür görmez, bizim memleketin sahillerinde pas toplayan bu gemiler geldi aklıma.
Bunlar artık jilet mi olur, hurda demir olarak eritilir mi, yoksa onarımları yapılıp tamamlanır mı belli değil. Satın alan olursa elbette...
Gelinen durum, çelik endüstrisinin kalbi Ereğli için bir utanç tablosu... Siyasetimizin başını başka tarafa çevirmek sayesinde yok olduğunu zannettiği, ama her önünden geçişte insanın ruhunu daraltan bir tablo bu.
***
Ne kadarını üstümüze alınmak gerekir ne kadar pay kime düşer bu utançtan bilinmez. Fakat tablo ortada.
Her seçimde utanmadan, sıkılmadan tersane sorunlarını çözeceğini söyleyen siyasetçilerin bu konuda üstüne bir sorumluluk almalarını beklemek abes olur. Ama onlar almıyor diye sorumlulukları yokmuş diyecek değiliz.
Belki hatırlayan olacaktır. Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem, tersanelerdeki durum ortaya çıktığında bu işin 2015 yılına kadar düzelmesinin beklenmemesi gerektiğini söylemişti. Hadi diyelim ki dünya konjonktürü önümüze böyle bir fatura koydu. Temel şiarı "Sorumluluktan itina ile kaçılır" olan siyasetçilerimizin, bu tarihten sonra bile konu üzerinde herhangi somut bir gelişme sağlayamamasını nasıl değerlendirmeli?
Mal canın yongasıdır diye bir sözümüz var. Canımız sağ olsun diyeceğiz ama burada bir zamanlar beş bin kişinin çalıştığı söyleniyordu. Aslında bu rakam da net değil ya. Kimisi dört bin beş yüz diyor, kimi yedi bin... Bugün dört yüz, beş yüz rakamları ifade ediliyor. Rakamlar o yana da bükülse, bu yana da bükülse, bu tesislerde binlerce kişinin çalıştığını, buralardan evine ekmek götürdüğünü, on binlerce kişinin bu sayede maişetini sağladığını biliyoruz en azından.
***
İşte asıl mesele, gemiyi oluşturan çelik levhalar, bu levhaları kaynatan kaynak elektrotları değil. Her biri bir aile babası olan binlerce kişi, kendileri için buraya bağımlı bir gelecek planlamışken, hayatın ve ülke coğrafyasının farklı bölgelerine savrulup gitti. Kimi iş buldu, kimi bulamadı.
Aslında Türkiye'nin başka yerlerinde gemi imalatları devam ediyor. Nedense en fazla Ereğli'deki tersaneler bu işten etkilendi. Biliyorsunuz alacaklarını alabilmek için işçiler özgürlüklerini riske atarak eylemler yaptılar. Yıllarca mahkeme kapılarında süründüler. Kimi alacağını aldı, kimi almadı.
Hadi buradaki işleri düzeltmek mümkün olamadı diyelim. Bu binlerce kişinin istihdamının yeniden sağlanması için herhangi bir girişim yapıldı mı? Bunları farklı sektörlerde istihdam edebilmek için herhangi bir girişim yapıldı mı? Şöyle bir bakarsanız bunun tam tersinin doğru olduğunu gözlemlersiniz. Krizden çıkış için yeni bir teşvik paketi açıklandı, bu paketin yarattığı yatırım koşulları açısından Zonguldak vilayeti Bartın ve Düzce gibi çevre illerden daha düşük teşviklerle yetinmeye mecbur kaldı. Dolayısıyla buradan da bir yatırım kazanmak, istihdam kapısı aralamak mümkün olamadı.
Aslında siyaset kurumunun bütünü açısından karşımızdaki manzara utanç verici. Zambiya'dan gelmeyen siparişleri mi sorumlu tutmadılar, aralarında tahmil tahliye limanı için anlaşamayan tersaneciler mi suçlanmadı, böylesi stratejik bir alanda uluslararası konjonktür mü suçlanmadı? Çeşit çeşit mazeret konuşuldu bugüne kadar. İşin dönüp dolaşıp bizim mahallenin ihtiyar heyetine ihale edilmediğine dua edelim bari.
Yine de söz konusu olan o iki gemi değil. O iki gemi örneğinde çöken bir endüstri alanı, o alanda müreffeh bir gelecek hayali kuran binlercehatta on binlercekişinin mağduriyeti söz konusu olan.
Sorumlu da başarısız olduklarını kabul etmek yerine, elleriyle ağzını, gözlerini ve kulaklarını kapayanlar...
ETİKETLER : Yazdır
Diğer Yazıları
© degisimmedya.com
İletişim Bilgileri Künye İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. Tel : 0 372 322 27 30
E-posta: info@degisimmedya.com