Ulaşım konuları Ereğli'nin her zaman öncelikli problemlerinden olmuştur. Bu problemler her seçilen belediye başkanını, her milletvekilini canından, köy yolları söz konusu olduğunda da İl Genel Meclisi üyelerini canından bezdirmiştir, bezdiriyor.

Hesapta Ereğli-Zonguldak yolu bu sene bitecekti. Fakat asfalt sezonunun sonuna gelindiği şu günlerde işin bu sene bitmesinin güç olduğu anlaşılmaya başlandı. Ne zaman böyle pratik konularda tıkanma yaşansa, sağolsun siyasilerimiz ufuk açıcı sohbetlere başlayıverir. İlçenin geleceğinden, büyük Ereğli vizyonundan vesaire konuşulmaya başlanır.

Oysa kazın ayağı genelde başka türlüdür. Mesela Geçtiğimiz aylarda Hastane Kavşağının durmasına yol açan istimlak problemlerinin bakanlar kurulu kararı ile aşıldığını düşündük. Sonra sorunca, adli tatil nedeniyle işin geciktiğini öğrendik. Şimdi adli tatil bitti, neyin çalışmaların kıştan önce tamamlanmasına engel olduğunu henüz bilmiyoruz. Muhtemelen çok sağlam başka gerekçeler vardır. Hep olmuştur.

Terminalin ışıklandırması tamamlanınca yeni yerine taşınacağına ilişkin açıklamalar da yalan oldu galiba. Zira ışıklandırma çalışmaları dediğin öyle aman aman uzun süren işler değildir. Bu kez neyin takoz koyduğu konusunda da bilgi yok. Anlaşılan yapılan açıklamalar, kazın ayağının nasıl olduğu konusunda fikir vermekten hal çok uzak. Nadiren gelip geçtiğimiz için durumu konusunda siyasilerin açıklamaları dışında bir şey bilmediğimiz Ereğli Devrek yolunun da aynı kaderi paylaşmasına şaşırmamak gerek.

İşler böyle yürüyünce, ilçe merkezindeki ulaşım problemlerinin çözümü konusunda da umutlu olmak güçleşiyor. Bir alanda ayak sürüyen çalışmalar, niye başka bir alanda hızla ilerlesin?

***

İşler sadece ulaşım alanıyla da ilgili değil. Sözde Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından Ereğli'ye yapılacağı açıklanan üniversite kampüsü de kaplumbağa hızını henüz aşamadı. Her şey yolunda gitse gündeme geldiğinden bu güne kadar çoktan bu iş bitmeliydi. Nato hattı engel değil, anıtlar yüksek kurulu problemleri çözüldü denildi. Şimdi kalkınma bakanlığından ödenek tahsisi yapılacak, uygulama projesi yapılacak falan deniyor.

Bugüne kadar eski binaların yıkımı dışında projeden farklı bir şey görmüş değiliz. İşin doğrusu, binalar arasında bazı yükseköğretim birimlerinin taşınabileceği yapılar da vardı ama bunlar da şu an enkaz, hatta moloz yığını halinde olduğundan o fırsat da kaçta. Anlayacağınız Ereğli halkı olarak Üniversite kampüsü diyoruz, proje cevabı alıyoruz. İşin takvimi konusunda yapılan açıklamalar bile artık yeterince ikna edici değil.

Milletvekilleri, Belediye Başkanları (Çoğul yazdığımıza göre Zonguldak geneline geçmiş olduk) şu zamandan sonra gelecek dönem adaylıklarına harcadıkları enerjiyi, işbitirici hamleler yapmak için kullanmaz bu saatten sonra. Yine projelerle ilgili hikmet yumurtaları beklemek yerinde olacaktır bundan sonra. Bugüne kadar derseniz, yağmur yağdı, kar yağdı, rüzgar esti, hava sıcak diye bahanelere milletin karnı doydu.

***

Geçtiğimiz günlerde Değişim Gazetesi unutulan işleri gündeme getiren "Unutmak Kolay" manşetiyle çıktı. Hatırlıyor musunuz, en son tersanelerle ilgili istihdam sağlayıcı, geliştirici bir girişim ne zaman yapıldı? Sahi ne oldu Kandilli'de nüfusun tek atışta bin kişi azalmasına yol açan Alacaağzı ocağının durumu? İhale koşulları iyileştirilmiş, bu kez mutlaka birinin alması kesin değil miydi? Yeni öğretim yılında ikili eğitim son bulmayacak mıydı, biz mi yanlış hatırlıyoruz acaba?

Velhasıl kelam can sıkkın. Şimdi siyasilere sorsanız, sonbahar günlerinin karamsar atmosferinin psikolojimizi etkilediğini söyleyip, kendi rollerini minimize edecekler. Belki en iyisi onları söylediklerine kafa sallayanların gerçekten sözlerine inandıklarına yönelik gündüz düşleriyle baş başa bırakmaktır.

Yine de hatırlatmakta yarar var, millet ne kadar kibarlığından siyasilerin kalbini kırmıyor olsa da kazın ayağı öyle değil.