Ereğli'de yaşanan spekülasyonlar hakkında çok şey söylenmiştir. Eskiden bunların yayılma ortamı bulduğu mekanın İnönü Parkı'nda olduğu söylenirdi. Son günlerde işin il dışına, hatta Akdeniz bölgesine kadar uzandığına dair şayialar var.

Haber veren ve alan arasındaki ilişki mahremdir. Böyle düşündüğünüz zaman ilişkinin sorgulanacak bir şeyi yok. Yalnız belli şartları yerine getirerek istihdam sağlayan kurumlar yerine, herhangi bir sorumluluk taşımayan, kaynağı şüpheli haberleri kanıt olmadan yayma girişiminin bir haber alışverişi olarak mı, yoksa bir çeşit ahbap çavuş dalaveresi olarak mı görülmesi gerektiği üzerinde düşünmekte yarar var.

Normalde işini bilen bir gazeteci, kaynağından isim belirtmeden kullanması gereken bilgiyi doğrulama ve sorgulama ihtiyacı duyar. Bu sorgulama aynı zamanda haberin kaynağının bilgiyi talep edilmeden vermesi durumunda, kaynağın niyetiyle ilgili de bir imbikten geçirmesi gerekir.

Maalesef asri devirlerde sosyal medya diye bir şey var ve bu imbikten geçmemiş bilgiler, imbikten geçenlerden daha muteber kabul edilebiliyor. Üstünde düşünülmesi, konuşulması gereken bir konudur bu...

ÜNİVERSİTE SINAVI

Üniversite sınavının kalkmasına ilişkin tartışmalar yapıldı. Sonra ne olduysa sınavın kalkmayacağı sonucuna varılmış olsa gerek, yeni sistemin ne olacağı konuşulmaya başlandı.

Böyle hesapsız atıp tutmalarla kamuoyu nabzı yoklamaya çalışmak, kafa karışıklığından başka bir işe yaramıyor. Eski sisteme dönüldü diyelim. Bu durumda aradaki "Yeni" sistemleri getiren kişilerin bilimsellik, rasyonellik iddiaları da pedagojik gerekçeleri de havada kalacak. Ama açıkçası böyle bir şeye başvurmaktansa, bütüncül bir sınav yerine okul türlerine uygun ayrı sınavlar yapmak daha yararlı olabilir. Hani birinin dikkate alacağından değil ama birinci sıradaki tercihine tıp fakültesi yazan bir öğrencinin, dördüncü sıradaki gemi mühendisliğine kayıt yaptırması sonucu pek arzu edilir bir şey olmasa gerek. Hem de aynı mühendisliğin eşdeğeri tıp fakülteleri varken.

Bence, sağlık alanında lisans ve önlisans seviyesinde eğitim veren okulların sınavı, ne bileyim elektronik, otomotiv, bilgisayar, uçak ve gemi gibi mühendisliklerin sınavından ayrı olmalı. Belki tek sınav kriter olmaktan çıkmalı. Öğretmen olmak isteyen birinin sınav tercih formuna oşinografi ve hidrografi bölümünü yazmaya zorlamanın ne anlamı var. Bunun eğitim bilimleri sınavıyla halledilmesi daha rasyonel olacaktır.

Elbette işin ideali, doğru bir ortaöğretim sistemiyle öğrencilerin bir bölümünü mesleki eğitime, bir bölümünü de akademik eğitime yönlendirmek olacaktı ama bunu tartışan filan yok galiba...

HAKİKİ İŞLER

Ereğli Belediyesi su arıtma tesisinin büyük oranda tamamlandığı açıklandı.

Belediyenin kimi işleri muhalif kesimlerce tepeden bakan şakalara maruz kalabiliyor. Fakat bu işin şakası yok. Musluklardan memba niteliğinde su akacağına ilişkin söylemler de aynı şekilde abartılı olabilir. Fakat bir ilçenin kırk yıllık temiz su ihtiyacının karşılanması konusunda bir miktar teşvik edici olmakta yarar var.Arıtma tesisinin inşası ve isale hatlarının büyük bölümü şimdiki belediye yönetimi tarafından gerçekleştirildi ama önceki dönem belediyesi ve milletvekillerinin de katkısı olduğunu unutmamak gerek.

Bize göre, belediyenin yaptığı işler ikiye ayrılıyor. Bunlardan bir kısmı makyaj işleri. Park düzenlemeleri, zaten bulunan şeylerin yenilenmesi gibi işleri bu kategoriden sayabilirsiniz. İnönü Parkı düzenlemesi tamamlanmadığından önyargılı olmamak gerek ama anıt önü düzenlemesinin makyaj—o da güzelleştirici etkisi tartışmalı—dışında bir anlamı olmadığı apaçık ortada... Pazaryerindeki çalışmaların da neticede makyajı aşan bir yenilik getirmeyeceği anlaşılıyor. Yine de unutmamış olmak için, yeri geldiğinde makyajın da önemli olduğunu ifade etmek gerek.

Beğenip beğenmemeniz siyasi yelpazenin hangi noktasında durduğunuza göre değişir ama bugünlerde açıklama beklediğimiz kent içi ulaşım master planı ve arıtma tesisi ile isale hatları, ilçenin geleceğini, bu ilçede yaşayacak çocuklarımızı doğrudan ilgilendiren konular. Yaşama doğrudan dokunan, hakiki işler bunlar.

Bu konularda başarısızlığı kınamak gerektiği gibi, başarıyı da alkışlayabilmek erdemli olmanın gereğidir.