Geçtiğimiz günlerde Milletvekili Ünal Demirtaş, Ankara Büyükşehir Başkanlığı için Muharrem İnce'nin adaylığı konusunda yaptığı sürpriz bir açıklama ile gündeme geldi. Ulusal internet sitelerinde haber hayli ilgi uyandırdı.

Demirtaş, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, 2014 Mahalli İdareler Seçimlerinde Ankara Büyükşehir Başkanlığı için aday olmayı başaramayan İnce'nin kıyameti koparttığını belirterek şunları ifade ediyor:

"Maalesef aynı sözümün arkasındayım. O günler için Mansur Yavaş doğru adaydı. Nitekim aldığı sonuç ortada... Ankara'ya o günler için Yalovalı İnce olmazdı. Aynen bildiğiniz kıyameti koparttı. Kişisel hırs ve beklentilerimiz, Türkiye zor günlerden geçerken ikinci planda kalmalıdır. Aday belli oluncaya kadar herkes aday olmak için çalışır, aday belli olduktan sonra da herkes o adayın arkasında partisinin başarısı için çalışır. Ben aday olamadım deyip, o da seçilmesin diye kıyameti koparmaz."

Ulusal Medya için Muharrem İnce, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun olası parti içi rakibi kabul edildiğinden, bu sözlerin lafzı üzerinden yorumlanmasında şaşacak bir şey yok. Mutlaka lafzın da önemi vardır ama ifadenin ardında bir açıdan daha genel, öbür açıdan da sanki Ereğli'ye özel bir anlam bulunduğunu çıkarmak mümkün.

Genel anlamda, hangi partiden olursa olsun, siyasi mücadelenin esası amaç birlikteliği, ideal birliği, ideolojik dayanışmadır. Adaylık söz konusu olduğunda liyakatına ve genel merkez—ya da önseçimli sistemlerde delege—nezdinde itibarına güvenen aday adayı olur. Aday adayı olduğu zaman parti prensiplerine en bağlı kişi olduğunu ispatlamak için develere hendek atlatmak eğiliminde olan aday adaylarının partisine yönelik mefkure sadakatini, aday olamadığında da göstermesi beklenir. Tersi bir durum, o kişinin o partide fikir ve idealleri nedeniyle değil, kendi kişisel ikbali için bulunduğunu gösterir.

***

Gelelim işin Ereğli boyutuna... Demirtaş'ın sosyal medya sistemi birçok kişi tarafından, özellikle de Ereğlililer tarafından yakından takip edilir. Bu açıklama üzerine yapılan haberleri kendi kişisel sayfasında paylaşması, buradan alınması gereken bir mesaj olduğunu düşündüğünün göstergesi. Mesele Demirtaş-İnce-CHP Genel Merkezi açısından değerlendirildiğinde Zonguldak milletvekilinin gaf yaptığı, bunun siyasi geleceği üzerinde negatif etki yapacağı düşünülebilir. O halde milletvekili niye böyle bir şeyi paylaşıyor?

Bu konuyu değerlendirmek için şu anda Ereğli CHP'de devam eden politik gerilimi doğru okuyabilmek gerek. Ereğli'de birbirine bağımlı algılanan iki seçimde adayların kim olacağı üzerine bir tartışma var. Bunlardan birincisi bu sene sonuna doğru yapılacak olan ilçe başkanlığı seçimi. İkincisi ise Belediye Başkanlığı seçimi.

Daha önceki milletvekili seçiminde aday adayı olup aday olamayınca başka siyasi partilerin toplantılarında soluğu alan ada CHP'li aday adayı olduğu sıradan bir iddia değil. Bu oldu. Adaylık beklentisi içindeki başka birinin, tüm yakın çevresinin başka bir siyasi partinin çevresinde toplandığı iddiasına ne demeli? Bu olmadı mı? Bizatihi CHP Milletvekili Şerafettin Turpçu bile Ereğli'de yapılan bir açılış esnasında 'Referandum döneminde yanımızda göremediğimiz kişiler, şimdi uluorta demeçlerle partiye zarar verecek şekilde ortalıkta dolanıyor" mealinde bir açıklamada bulunmaya mecbur kalmadı mı?

***

O halde mesele sadece Muharrem İnce değil. Zaten Ünal Demirtaş'ın İnce ile bir alıp veremediği olduğunu söylemek için yeterli veriye sahip değiliz. Fakat Demirtaş'ın sık sık parti içi polemiklerin derinleşme eğilimine karşı söylemleri olduğu biliniyor. Bu parti içinde, hatalı şekilde Demirtaş'ın "Kendi hizbini" kurmaya çalıştığı şeklinde yorumlanıyor. Oysa cümle dikkatle okunursa, her koşul altında ideolojik birliğin bozulmaması gerektiğine ilişkin ince, çok ince bir mesaj var açıklamanın içeriğinde.

İsim isim yazmak geliyor insanın içinden... Fakat siyaset öyle kaygan bir zemin ki yazsan hepsi savunmaya geçerler. O yüzden gelin isimleri kendiniz koyun.

İlçe Başkanlığı için yapılacak seçimde değişik adayların ismi geçiyor. Bunların hepsi "Ötekileştirdikleri" adaylardan daha fazla partili, daha fazla o fikriyatı benimsemiş kişiler olduklarını iddia edecekler. Kongre yapıldığında delegelerin oyunu alabilirlerse rakip grupları parti bütünlüğü içinden davranmaya davet edecekler? Ama kaybederlerse aynı olgunluğu gösterebilecekler mi? Bu olgunluğu göstermelik olmaktan çıkarıp gerçek bir olgu haline getirebilecekler mi?

Belediye Başkan Aday Adayları, Milletvekili Aday Adayları; aday adaylığı sürecinde rakip oldukları partilileriyle omuz omuza partileri için mücadele etmeye devam edebilecek mi? Edemezlerse, kendilerinin başkalarından aynısını beklemeye ne kadar hakları olabilir? İşte Demirtaş'ın yerel teşkilat ve üyelere vermek istediği mesaj bu soruların cevapları iç inde gizli...

CHP Ereğli teşkilatları ve parti içi gruplar arasında, rakipleri seçildiğinde aday adaylarının sıkı bir destek verme görünümü bugüne kadar neredeyse hiç gerçekleşmedi. Fakat herhangi bir şeyin bugüne dek olmaması bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez.

Yine de bunun olacağı üstüne bahis oynamayı hiç kimse istemez.