Büyük kavga… Çok sayıda ekip sevk edildi…
  Ağaçtan düştü…
  Feci kazada 2 kişi öldü!
  Başkan Ünlüer ve Yönetimi de katıldı
  İşçi servisine çarptı!
  Kontrolden çıkınca!.....
  FRENİ PATLAYINCA!.......
  Feci kaza…
  Refüje çıktı!....
  Talihsiz genç ölü bulundu
15 Aralık 2025 Pazartesi
Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
logo
  •  
    •  » GÜNCEL
    •  » KÜLTÜR
    •  » SİVİL TOPLUM
    •  » KULİS HABER
    •  » YEMEK
    •  » DİN VE MEZHEPLER
    •  » EREĞLİ TARİHİ
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » RÖPORTAJ
    •  » SİNEMA
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » DİYALOG
  • SİYASET
  • AKÇAKOCA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • YAŞAM
  • SAĞLIK
  • MEDYA
  • SPOR
  • EĞİTİM
Fındığı alan Üsküdar'ı geçti!

Fındığı alan Üsküdar'ı geçti!
21 Agustos 2017 09:48:30

Yazar : Hüseyin Aksakal

  • Whatsapp ta Paylaş

Bundan yaklaşık bir buçuk sene önce, 13 Nisan 2016'da "Fındık üreticisinin iyi günleri", daha sonra 8 Eylül 2016'da "Fındık üreticisi uyurken" başlıklı, fındık üreticisinin içinde bulunduğu durumu ve gelecekle ilgili görüşler içeren iki yazı yayınlandı bu sütunlarda.

Her iki yazı da fiziksel bir kesinlikle gerçekleşiyor.

Birinci yazıda serbest piyasa koşullarında herhangi bir sektörün üreticileri için en büyük tehlike, kritik anlarda toplu hareket etmeyi olanaksız kılan örgütsüz yapı olduğu hatırlatılarak şöyle deniliyor:

"Bu tehlike, Karadeniz bölgesi söz konusu olduğunda, öncelikle fındıkta kendisini gösterir. Bölgenin en önemli gelir getirici faaliyeti, Türkiye'nin en önemli tarım ihraç mamülü olan fındık, aynı zamanda en az örgütlü üreticinin bulunduğu faaliyet alanıdır. Fındık fiyatının ne olacağı gibi hayati bir konuda bile iki fındık üreticisi yan yana gelip de fikir birliğine varamaz. Biraz da belki evleri bile birbirinden uzaklara kurduran Karadeniz coğrafyasının eğittiği bağımsızlığına düşkün insan yapısından ötürü ortak hareket etme yeteneği enikonu zayıftır.

Oysa, Sektörün alıcısı konumundaki uluslararası işletmeler geçtim kendi aralarında örgütlenmeyi, her biri kendi içinde sektörün önemli bir paydaşı olan birlikler şeklinde örgütlenmiş. Bunlar alım yapılan döviz cinsinden paraların birbirlerine göre konumlarını, alım yapılan ülkenin (yani Türkiye'nin) ekonomik, sosyal, siyasal durumunun ticarete etkisini hesap edip, topluca pozisyon alabilme yeteneğine sahip.

Özetin özeti şu: arz ve talep kefelerinin bir tarafında alabildiğince örgütsüz, öbür tarafında da her açıdan, şirket, birlik, borsa vb örgütlenmelerinin tamamına sahip yapılar var."

Yazıda, üreticiyi temsil eden tek yapı olan Ziraat Odalarının fiyatın arz-talep dengesiyle oluşacağına dayanan, fiyatların yükseleceği beklentisi pompalaması eleştirilerek, bugünkü örgütsüz yapı içinde üreticinin fiyatlar üzerinde hiçbir etkisi olamayacağı, bu yüzden örgütlü bir yapı kurulması gerekliliğine dikkat çekiliyor ve şöyle son buluyordu:

"Bunlar fındık üreticisinin iyi günleri. Eğer satış aşamasında üreticiler örgütlenmeye gitmezse, sektörün örgütlü alıcıları önümüzdeki senelerde tarlaları üreticiye dar edecektir. Aha buraya yazıyorum."

Gerçekleşti mi? Her satırı gerçekleşti...

***

İkinci yazıda, Sabah Gazetesi'nden Şeref Oğuz'un fındık sektörü ile ilgili bir yazısından hareket ediliyordu. Oğuz'un ifadeleri şöyleydi:

"Madem neyi nasıl yapacağımızı öğrendik, neden hâlâ lafla peynir gemisi yürütme gayretindeyiz? Bir önceki sene fındıktan ülkemize toplamda 2.5 milyar $ girdi diye sevindik ama yalnızca bizden aldığı fındıkla 13 milyar euro ciro yapan bir firma var. Sözüm odur ki fındığı bizde borsası başkasındaki yapıyı dönüştürmek bu kadar mı zor? Hâlâ 'yapmalıyız, etmeliyiz' ifadeleriyle 'sorunu kendi sorumluluk alanı dışına öteleyen' fındık aktörleriyle nasıl olacak? Üreticinin tek derdi fiyat, tüccarın tek derdi kârı, birliklerin tek derdi ürün üzerinden siyaset üretmek olunca, Türk fındığı onun bunun cirosuna çerez olur, kalır... Anlamadığım şu: Bu cennet vatanı canımız pahasına koruyabiliyorsak, canım fındığın kârını neden başkası yiyor ve bize işin hamallığı kalıyor?"

Yazıda aynı zamanda Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan'ın fiyat oluşumundaki şaşkınlığına dikkat çekilmişti. Soydan, "Normal şartlarda pazara ürün inmeyince fiyatta artış olur. Bu sezon hem rekolte düşük hem de pazara fındık inmezken fiyatın artmamasına şaşıyoruz. Bu fındık fiyatının artması için daha ne olması lazım? Artık bu üreticiyle alay edilmesin. Fındığın hakkı neyse fiyatını da ona göre açıklayın" demişti.

Neden bunlar yapılmadı diye soran Oğuz'a, fındığın fiyatının büyük oranda Türkiye'de belirlendiği Fiskobirlik döneminin nasıl vandalca sona erdirildiği yazıda şöyle hatırlatılıyordu:

"2007 öncesinde Dünya Fındık piyasasının en önemli aktörü, 1930'lu yıllardan beri üretici kooperatifi Fiskobirlik idi. Tüccar bu piyasanın ufak oğluydu ve ancak harçlık düzeyinde iş yapma imkanı buluyordu. Yine Atatürk döneminden kalma bir "Milli Fındık Politikası" vardı ve gelmiş geçmiş tüm hükümetler alım dönemlerinde birliğe kredi veriyorlar, birlik de satışını yaptığında devlete borçlarını ödüyordu. Fiyatların belli bir marjın altına düşmesinin önündeki en büyük engel de bu birlikti.

Sonra yukarıda ifade edildiği üzere MHP'li Yaşar Pamuk'un Fiskobirlik başkanı seçildiği dönemde, devlet birden Fiskobirlik'e verdiği krediyi kesti. Fiskobirlik üreticiye borçlarını ödeyemedi. Üretici Fiskobirlik kapılarında perişan oldu. Devlet önce Toprak Mahsulleri Ofisi yoluyla alım yaptı, sonra alan bazlı fındık desteklerini devreye soktu. Seçimli bir dönemden geçildiğinden üç yıllığına verilen destekler daha sonra da devam etti. Bundan sonra ne olur bilinmiyor. Fındık üreticisi mart ayı uykusunda rüyasında alan bazlı fındık desteği ödemelerini gördü.

Bu arada piyasada fındığın aktörleri olarak Tüccar ve Üretici dışında kimse kalmadı. Kamusal alanda korunması gerekenin üreten olduğu açıkken, Tüccar lehine yaşanan gelişmeler o noktaya geldi ki, üretici fındık piyasasının üvey evladı haline geldi. Bundan sonra olacaklar konusunda iyimser olmak kolay değil. Ama bu günlerin geleceği sır değildi."

Bugün yine aynı çerçeveden, aynı konular konuşuluyor. Belki bir gün üretici de oynanan oyunu fark edecek ama neye yarar?

"Atı alan Üsküdar'ı geçti" diye buna deniyor işte...

Bu Yazı Toplam 1093 Defa Okunmuştur

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

     Diğer Yazıları


    • HAVADAN SUDAN…
      30-09-2019 | 07 : 59 53
    • KAMPÜS SORULARI
      30-03-2018 | 08 : 44 13
    • DÖNER ÜSTÜ HABER...
      19-07-2017 | 09 : 50 49
    • ZAM DİYE BİR ŞEY …
      07-09-2019 | 08 : 17 26
    • UNUTMADIK DİYORUZ AMA…
      17-08-2019 | 08 : 32 06
    • "TAŞ İŞTE..."
      22-12-2016 | 09 : 23 15
    • GUGUK KUŞU YUMURTASI...
      10-08-2016 | 08 : 43 05
    • İYİ PARTİ, MHP, SAADET PARTİSİ
      19-07-2018 | 08 : 03 14
    • ALAPLI’DA ALTIN ARAMAK…
      04-09-2019 | 10 : 22 27
    • EKSİK OLMASINLAR...
      08-03-2018 | 08 : 05 49
    • CHP... CHP... CHP...
      10-09-2018 | 10 : 05 30
    • BEN "HAYIR" DİYECEĞİM
      23-01-2017 | 08 : 36 09
    Tüm Yazıları

     Köşe Yazarlarımız


    • doğan  yıldıztan
      doğan yıldıztan
      Bir Başka Avrupa!
    • UĞUR DEMİROĞLU
      UĞUR DEMİROĞLU
      HALKIN PARTİSİNDE YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ…
    • Hasan Vehbi Ersoy
      Hasan Vehbi Ersoy
      DEİZM-TEİZM-ATEİZM-PANTEİZM’E BAKIŞ
    • Semih ÇOLAK
      Semih ÇOLAK
      SEÇMEN NE DEDİ?
    • Konuk Yazar
      Konuk Yazar
      Temiz enerji ve gelecek mücadelesi
    • Uğuralp CİVELEK
      Uğuralp CİVELEK
      “Bu bir suç duyurusudur”
    • Özkan Doğan
      Özkan Doğan
      YEREL RADYO VE REKLAM
    • Şenol AZMAN
      Şenol AZMAN
      “Aman doktor, yaman doktor. Derdime bir çare!” – 2-
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Merve KIRAN
      Merve KIRAN
      KİLO KONTROLÜNDE KİLİT NOKTA: ARA ÖĞÜNLER
    • Özge CERRAH
      Özge CERRAH
      ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR...
    • İsmail DEMİREL
      İsmail DEMİREL
      SAĞLIKTA OLUMSUZ İŞLER
    • Harun KARA
      Harun KARA
      ÖĞRETMENİM , HAKKINI NASIL ÖDERİM !
    • Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      Uzman Klinik Psikolog Erkan EZERÇE
      SEVGİ ASLA YETMEZ!
    • Dilek Şen Karakaya
      Dilek Şen Karakaya
      KAYIP-YAS SÜRECİ
    • Hamdi Güner
      Hamdi Güner
      DÜNYASI İÇİN DÜRÜST OLARAK ÇALIŞAN MÜSLÜMAN AHİRETİNİ DE MAMUR EDER
    • Hüseyin Aksakal
      Hüseyin Aksakal
      HAVADAN SUDAN…
    • Elif Yapıcı
      Elif Yapıcı
      ECHO İLE NARCİSSUS’ UN ACI VEREN HİKÂYESİ
    • Durul Mert M.A Ed.
      Durul Mert M.A Ed.
      İNSANLARIN EN BÜYÜK ARZUSU MUTLULUK AMA NASIL MUTLU OLABİLİRİZ?
    • Kudret Yavuz Eren
      Kudret Yavuz Eren
      Çocuğunuz her şeyi unutuyor mu?

     Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedide Robotik Cerrahiler: Geleceğin Tıbbına Açılan Kapı
    • Op. Dr. Erol GÜNEN
      Ortopedi ve Travmatolojide Rejeneratif Tıbbın Geleceği
    Değişim Medya  |  Haber |  Dergi  |  Radyo - 0 372 322 27 30
             

    © degisimmedya.com

     İletişim Bilgileri
     Künye
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
    •   ASAYİŞ
    •   EĞİTİM
    •   GÜNCEL
    •   KÜLTÜR
    •   KULİS HABER
    •   SİNEMA
    •   TEKNOLOJİ
    •   TÜRKİYE
    •   DÜNYA
    •   FOTO GALERİ
    •   VİDEO GALERİ
    •   YAZARLARIMIZ
    •   GÜNÜN HABERLERİ
    •   Arşiv
    Tel : 0 372 322 27 30

    E-posta: info@degisimmedya.com